Yapay zekâ insanları daha akıllı mı yapıyor, daha akıllı görünmeyi mi sağlıyor?

Yapay zekâ destekli araçlar öğrencileri anlık performanslarda daha başarılı gösterebilirken, uzmanlar bunun gerçek öğrenmeyi engellediği konusunda uyarıyor. Dünya Bankası ve UCLA araştırmacıları, yapay zekânın “öğrenme illüzyonu” yaratarak beynin uzun vadeli bilgi oluşturma süreçlerini zayıflattığını ortaya koyuyor.

ŞEYDA UYANIK |

Dünya Bankası’nın blogunda yayınlanan yapay zekâ incelemesinde, rahatsız edici gerçek şu şekilde açıklandı:

“Öğrenciler sınıftaki tüm ödevleri mükemmel bir şekilde yapabilir ama neredeyse hiçbir şey öğrenmeyebilir. Tersine, görevlerde zorlanabilir ve oldukça fazla şey öğrenebilirler.”

UCLA araştırmacıları Robert Bjork ve Nicholas Soderstrom tarafından araştırılan bu çelişki, öğrenme hakkında kritik bir gerçeği ortaya koyuyor ve yapay zekânın çok konuşulduğu günümüzde bu durum daha da önem kazanıyor.

Araştırmacıların tespiti, “Anlık iyi görünmek ile beyninizde uzun vadeli olarak gerçekten bir şeyin öğrenilmesi tamamen farklı şeylerdir” oluyor.

Bir öğrenci ChatGPT’yi kullanarak kusursuz bir kompozisyon yazdığında, performansı muhteşem görünür. Peki gerçek öğrenme gerçekleşmiş midir? Çoğu zaman cevap hayırdır.

Beynimiz aslında nasıl öğrenir?

Önemli araştırmaların baş kahramanı Barbara Oakley, gerçek öğrenmeyi bilinçli ve çaba gerektiren, düşünmeden otomatik uzmanlığa geçiş olarak tanımlar.

Yeni bir şey öğrendiğinizde önce, “bildirimsel bellek” devrededir. Her adım tam dikkat ister. Tekrarlanan pratikle bu yollar otomatikleşir ve “usul belleğine” geçer. Örneğin ilk araba kullandığınızda her hareket tam konsantrasyon ister. Sonrasında trafikte giderken sohbet de edebilirsiniz.

Oakley ve ekibi nörobilimi yapay zekânın etkisini anlamak için kullandı.

Yapay zekâ bizim yerimize düşündüğünde, bu kritik beyin dönüşümü hiç gerçekleşmez. Gerçek uzmanlık yaratan zihinsel yollar hiç oluşmaz.

Anlama illüzyonu

Pazartesi bir konu anlatıyorsunuz, aynı gün sınav yapıyorsunuz. Sınıf, ortalamada 90 alıyor. Bir hafta sonra, hiç tekrar olmadan aynı sınavı yaptığınızda ortalama 60’a düşüyor. Bilgi uzun vadeli belleğe hiç yerleşmemiş. Pazartesi iyi performans göstermişler ama gerçekten öğrenmemişler.

Bir haftalık boşluk, beynin bilgiyi geri çağırmasını zorlar ve hatırlamak için verilen bu zihinsel mücadele öğrenmeyi yaratır. Bilişsel bilimciler buna “verimli mücadele” ya da “istenen zorluk” der.

Araştırmalar gösteriyor ki yapay zekâ benzer bir illüzyon yaratabiliyor. Öğrenciler yapay zekâ ile anlık performansı artırabiliyor ama bu kısa vadeli kazançlar uzun vadeli kalıcılığa dönüşmüyor. Düşünme işini – sadece hesaplamaları değil, bir şeyleri çözme çabasını – yapay zekâya devrettiğinizde, beyin gerçek öğrenmeyi yaratan bağlantıları kurmuyor.

Robert Pondiscio, “Yapay zekâya kompozisyon yazdıran öğrenciler mükemmel iş teslim edebilir ama mükemmel düşünme yapmamış olurlar” diyor.

Aynı teknoloji, tamamen zıt sonuçlar

Aynı yapay zekâ teknolojisi öğrenmeyi ya hızlandırabilir ya da yok edebilir. Fark teknolojide değil, tasarımda ve nasıl kullanıldığındadır.

Kötü tasarlandığında, 2024’te Türkiye’de yapılan bir çalışma, lise öğrencilerine pedagojik rehberlik olmadan sınırsız yapay zekâ erişimi verdi. Performansları yapay zekâ kullanmayan öğrencilere göre yüzde 17 düştü. Başka bir çalışma, ChatGPT kullanan öğrencilerin daha güzel işler çıkardığını ama planlama ve öz-değerlendirme gibi öğrenmeyi tetikleyen süreçlerin dramatik olarak azaldığını buldu.

İyi tasarlandığında ve öğretmenler hazır olduğundaysa, Harvard’da yapılan bir çalışmada yapay zekâ rehberiyle öğrencilerin aynı sürede iki katından fazla öğrendiğini gösterdi. Sistem aktif düşünmeyi teşvik ediyor ve kademeli destek sunuyordu.

Stanford’da benzer sonuçlar alındı. Yapay zekâ öğretmen uzmanlığını güçlendirdi, öğretmen muhakemesinin yerini almadı. Nijerya’daki bir araştırma, öğrencilerin normalde 1,5-2 yıl süren müfredatı 6 haftada tamamladığını gösterdi.

Kritik detaya göre, her dersin eğitimli öğretmenler tarafından yönetilmesi, soru sorulması ve öğrencilerin derin düşünmeye zorlanmasıyla elde edildi.

İleriye giden yol

Yapay zekâ öğrenme için doğası gereği ne iyi ne de kötüdür. Sonucu belirleyen, araçların nasıl tasarlandığı ve eğitimcilerin kullanımına nasıl rehberlik ettiğidir.

Anahtar, öğrenmeyi tetikleyen zihinsel mücadeleyi korumaktır. Önemli olan yapay zekânın düşünmeyi teşvik etmesi, onun yerine geçmemesidir.

Yapay zekâ sizin yerinize düşündüğünde, neyi bilmediğinizi bile fark edemezsiniz. Öğrenme bilimi uzmanı Carl Hendrick’in araştırmaları, öğrenmenin yanlış yaptıklarınız üzerindeki geri bildirimle gerçekleştiğini gösteriyor. Ama yapay zekâ sizin için problemi çözdüyse, öğrenilecek hata yoktur. Hiç mücadele etmediğiniz için düzeltilecek bir şey de yoktur.

Bilişsel psikolog Daniel Willingham, “Bellek, düşüncenin kalıntısıdır” der.

Yapay zekâ düşünme ihtiyacını ortadan kaldırırsa, hatırlama fırsatı da ortadan kalkar.

Bu yüzden iyi tasarlanmış yapay zekâ ve iyi hazırlanmış öğretmenler vazgeçilmezdir. Birlikte, öğrencilerin bilişsel çalışmayı yapmasını sağlarlar.

Ama sadece öğretmen hazırlığı yetmez. Okul müdürlerinden bakanlık yetkililerine kadar karar vericiler, performans ile öğrenme arasındaki farkı anlamalıdır. Bu, yapay zekâ ile ve yapay zekâ olmadan öğrenmenin ölçüldüğü yeni değerlendirme yaklaşımlarını gerektirir.

Kritik tarih belli oldu: Asgari ücrete ne kadar zam yapılacak? Tok-Yat geleneksel dürümünü Türkiye’ye açacak “Fıstık stratejik ürün kapsamına alınsın” Yapı Kredi'den 500 milyon dolarlık yurt dışı tahvil ihracı Eurovision, İsrail'in katılımını onayladı: Birçok ülke yarışmadan çekildi AB'den WhatsApp'ın yapay zekasına soruşturma