Yeni pazarlara ‘yeşil’ giriş
Küresel ticarette sürdürülebilirlik kriterlerinin hızla güç kazandığı bir dönemde, ihracatçı firmalar için yeşil finansmana erişim rekabetin yeni belirleyicisi haline geldi. Öyle ki, ihracatta rekabet yalnızca fiyatla değil, karbonsuzlaşma kapasitesi ve yeşil dönüşüm yatırımları ile de tanımlanıyor.
İmam Güneş |İMAM GÜNEŞ
Bankacılık sektörü de sunduğu sürdürülebilirlik odaklı kredi imkanları, dijital işlem altyapısı ve uluslararası finans kuruluşlarıyla geliştirdiği iş birlikleriyle, ihracatçı şirketlerin hem çevresel dönüşümünü hem de küresel uyum süreçlerini destekliyor.
İhracatta rekabetin yeni ölçütü ‘yeşil dönüşüm’ oldu
Avrupa Birliği’nin Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) ve uluslararası sürdürülebilirlik standartları, ihracatçı firmaların çevresel performansını zorunlu bir rekabet parametresi haline getirdi. Bu nedenle enerji verimliliği, karbon azaltımı, yenilenebilir enerji yatırımları ve çevre dostu teknolojilere geçiş, firmalar için sadece çevresel bir tercih değil, pazara giriş şartı olarak da öne çıkıyor.
Bankacılık sektörü ise bu dönüşümün finansman bacağını güçlendirerek, ihracatçıların yeni kurallara uyum süreçlerini kolaylaştırıyor. Bankacılık sektörünün sunduğu EBRD kaynaklı Green Economy Financing Facility (GEFF) kredileri, yeşil dönüşüm yatırımlarının en önemli finansman araçlarından biri oldu. Bu kapsamda şirketler enerji verimliliği sağlayan makine-teçhizat yatırımlarını, güneş ve rüzgâr gibi yenilenebilir enerji sistemlerini, karbon emisyonunu azaltan üretim teknolojilerini, atık yönetimi ve geri dönüşüm odaklı projeleri avantajlı koşullarla finanse edebiliyor. Bu krediler erişimi kolaylaştırırken, sağlanan teknik değerlendirme desteği sayesinde firmalar doğru yatırımları daha hızlı ve bilinçli biçimde hayata geçirebiliyor.
Bankacılık altyapısında çevresel uyum hızlandı
Bankacılık sektörü yeşil finansmanı yalnızca kredi ürünlerinde değil, bütünsel dış ticaret süreçlerine entegre ediyor. Dijital dış ticaret platformları sayesinde ödeme akışları, belge süreçleri ve döviz hareketleri tek noktadan yönetilirken, sürdürülebilirlik kriterlerine uygun finansal çözümler de operasyonlarla entegre şekilde sunuluyor. Bu entegre yapı, ihracatçı firmalara daha düşük karbon yoğunluklu ticaret süreçleri, operasyonel maliyetlerde düşüş, yeşil tedarik zinciri entegrasyonu ve uluslararası pazarlarda çevresel uyum avantajı kazandırıyor.
Güçlü iş birlikleri yeni kaynaklar yaratıyor
Bankacılık sektörü, EBRD’nin yanı sıra IFC, Asya Kalkınma Bankası ve bölgesel kalkınma fonları ile de iş birliklerini yaygınlaştırıyor. Bu iş birlikleri ile ihracatçı firmalara hem kaynak hem de sürdürülebilirlik odaklı danışmanlık desteği sağlanıyor. Ayrıca bankaların bağlı bulunduğu geniş bölgesel grup yapıları sayesinde Afrika, MENA, Amerika ve Avrupa pazarlarında yerel bilgi ve sürdürülebilirlik standartları bir arada sunuluyor. Böylece ihracatçılar yeni pazarlara sadece finansmanla değil, çevresel uyum kılavuzuyla da girebiliyor.
Kamu kuruluşlarından ihracatçıya yeşil finansman desteği
Kamu kuruluşlarının yeşil dönüşüm odaklı finansman hamleleri, ihracatçıların sürdürülebilir üretim ve küresel rekabet sürecinde elini güçlendiriyor. Türk Eximbank’ın enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji yatırımlarına yönelik özel kredi programları, İGE A.Ş.’nin yeşil projelerde teminat sorununu ortadan kaldıran garanti yapısı ve Türk Ticaret Bankası’nın çevresel standartlara uyumlu ekipman finansmanı ile yeşil tedarik zinciri çözümleri, firmaların düşük karbonlu üretime geçişini hızlandırıyor. Bu üç kurumun sağladığı tamamlayıcı destekler sayesinde ihracatçılar, SKDM başta olmak üzere küresel sürdürülebilirlik kriterlerine daha kolay uyum sağlıyor; uygun maliyetli krediye erişim, güçlü teminat yapısı ve çevresel dönüşüm danışmanlığı ile yeni pazarlara daha rekabetçi ve daha çevreci bir üretim modeliyle açılabiliyor.