Prens, krallığın içinde semt çocuğu gibi

ECE ULUSUM

Bugünün insanına benzeyen, sanki 1400’lülere ışınlanmış bugünün insanına daha çok benzeyen Vahşi Kelebek Prens’in yeni sezonu önümüzdeki hafta yayında. 9 Nisan’da BluTV’de yayınlanacak Prens’i, başrol oyuncusu Giray Altınok ve bu sezon diziye dahil olan Zeynep Tuğçe Bayat ile konuştuk.

İlk sezon üzerine neler kattınız?

Biz ilk sezondaki dramatik yapımızı hem mizanımızı hem de saray entrikalarımızı koruduk senaryoda. Bir de üstüne yeni karakterler açıldı. Zaten Prens bütün komedisini doğru zamanda doğru şeyi yapamamasından aldığı için o yüzden daha komik bir sezon onları bekliyor seyirci.

Yazarken emin olamadığınız şakalar mutlaka vardır. O şakaların deneme tahtası kim?

Yazar oyuncu olmanın en büyük avantajlarından biri yazarken o sahneyi birlikte oynamak. Ama yine de en büyük test etme yeri set. Bazı şakaların çok iyi çalışacağını düşünüyorsun ama orada çalışmayabiliyor. Sahnede atıyoruz. Bazen de şaka olmayan bir şeyi öyle bir söylüyoruz ki şakaya dönüşüyor, kameramanların kamerayı salladığını görüyoruz. 

Prens karakteri saflıkla iticilik arasında bir dengede dans ediyor. Biraz Game of Thrones’daki Joffrey’in gülünç versiyonu gibi. Karaktere bir mozaik oluştururken nelerden esinlendiniz?

Tarihteki, sinemadaki, tiyatrolardaki tüm karakterlerin olayların sonucu. Bence bunun doğru matematiği anti kahraman yaratmak. Prens çok ciddi bir anti kahraman. Çünkü çok bencil, çocuksu, zalim, korkak, kompleksli, iftiracı, yalancı... Yani insanın taşımaması gereken koca bir torba kötü özelliği var. Küçük kesede tek bir iyi özelliği var. Günün sonunda doğru yapması gereken yerde hiç şüphe etmeden doğruyu yapması. ‘’Biz Bongomyalıyız biz de aile yamuk olmaz’’ dediği aslında ailemizde birbirimize her şey yapabiliriz, ama dışarıdan bir kişi abime bir şey yaparsa gözümü karartırım duygusu var. 

Semt çocuğu hali var yani...

Aynen öyle, krallığın içinde semt çocuğu gibi. Bir adım sonrasını hiç düşünmeden yapıyor ama günün sonunda nasıl oluyorsa gerçekten iyi biri. 

Bu sezon halkla daha çok konuşuyor. Prens’in ilerleyen bölümlerde halka diyaloğu nasıl evirilecek?

1400’lerde bir hikaye anlatıyoruz. Halkla içli dışlı olursan 15 gün sonra ipte bulursun kendini. O halk seni çok hızlı asar, çünkü halk kralcıdır. Prens çarşıya indiği zaman onlara iyi davranıyor ama Prens’e dokunmanız mümkün olmaz ve öldürülebilirsiniz. Yani 500 kişiyi öldürüp saraya geri döner ve 1 gram düşünmez ben n’aptım diye. 

PERUKLA ARAM HER ZAMAN İYİYDİ

 Dönem yapımında rol almanın en güzel tarafı nedir?

O kostümleri giyip kılıç falan alıp oynamak cidden çok güzel. 

Bir an “peruk” diyeceksiniz sandım.

(Gülüyor.) Lütfen ben Güldür Güldür’de oynadım peruk neymiş ben çok iyi biliyorum. Ya artık peruğu ters falan takıyorduk. Perukla aram her zaman iyiydi. Dönem yapımlarını seviyorum. Muhteşem Yüzyıl hayranıydım ve hep böyle orada küçücük bir rol oynamak istedim. Dünyada herkes oynadı, Güldür Güldür’den sadece 5 kişi oynamış… Bana gelmedi ya. Ben bir sinirlen! Ben de kendi prensimi yarattım. (Gülüyor.) Biz Kerem ile matematiğine hep şöyle kurduk bize gösterilen Muhteşem Yüzyıl’ın dışında kalan taraf. Abi biri de mi konuşma yaparken hapşırmadı ya da padişahın dili de mi dolanmadı? Biz oradaki mizahı kovaladık. 

Prens’in feminen bir yanı da var. O nereden geliyor?
Dönemden. Muhtemelen abisiyle baş edemeyince biraz kadınlarla büyümüş bir karakter Prens. Yani yeri geldiğinde çok büyük bir krala diklenecek kadar cesurlaşıyor, yeri geldiğinde kendi kılıcından korkuyor. Mesela Prens’in cinsel tercihiyle ilgili de bir şey bilmiyoruz. Hiçbir kategoriye koyamıyoruz. Canı ne isterse onu yaşayan bir karakter.

Olmayan bir evren. Bir sürü hayali isim var. Sizi en çok güldüren hangisi?

Elçi Sangu! (Gülüyor.) Önce Sangu’yu buldum. Zaten bu adam elçi… Bulunca masanın başında 10 dakika güldüm. İsim düşünürken Maçkolik’te sonuçlara bakıyordum. İsviçre takımları Sion ve Thun’u gördüm. O da kral ve kraliçenin adı oldu. 

Jerry Seinfeld bir röportajında komedi yazmanın formülünü kendini ciddiye almamak ve kötümser düşünmek diyor. Siz ne dersiniz?

Seinfeld benim için bir komedi dini. Kerem’le birlikte o dine mensubuz. Kolumda dövmesi vardır. Kesinlikle kötümser düşünmenin komedide ciddi bir yeri var. Komedi pozitiflik vermez her şey Yeşilçam değil. Prens, ilk sezonda hasta karısı ölen bir adama ‘Karının yanında olmalısın’ diyerek onu boğdurttu. Yani bir buçuk saniye var seyircinin mutlu olduğu anla n’apıyor bu arasında. Komedi tamamen buradan çıkıyor. 

8 Mİ OLMUŞ? HEY MAŞALLAH BE! 

Dizinin IMDB puanı çok konuşuluyor. Takip ediyor musunuz?

Vallahi ben herhalde ilk sezon yayınlandıktan sonra bir 15-20 gün baktım 7. 3’tü, dedim iyi yani 100 oy kullanılmıştı o zaman.

Şu an kaç biliyor musunuz?

Bilmiyorum. Kaç? 

2.930 oy kullanılmış ve puan 8.

8 mi olmuş? Hay maşallah be! 8 bir Türk komedisi için baya iyi. Ben Ekşi yorumlarını okurum, IMDB’ye çok bakmam. 

40 yaşındasınız. Bu yaşınız size ne öğretti?

40’lı yaşların başında otuzları harika geçirdiğimi fark ettim. Ellilerin başında da aynı şeyi hissetmek isterim. Kırklar için kariyerimde bir yükseliş ilerleme olması beni çok mutlu ediyor. Üreten insanın tek isteği şudur, yaptığım iş izöensin sevilsin. O yüzden ben 40 yaşların başına bunu yakalamış olmayı gerçekten çok seviyorum. 20 tane filmim çekilse ve hiçbir yayınlanmasa ama çok para kazansam, böyle bir şey istemezdim. Çok daha azını yapıp insanlara ulaşması çok daha önemli. Bu ülkede çok ciddi değerler var. Çok iyi senaristler var. ‘Piyasada senarist bulamıyoruz abisi’ falan diyorlar, bakmazsanız bulamazsınız. Yani paralar mezara gitmeyecek ya deneyin abi ölmez kimse. 

‘’CİDDİLİĞİMİZLE KOMEDİ YARATIYORUZ’’

Dizinin kadrosuna katılan Zeynep Tuğçe Bayat “Prens, kadınları el üstünlük tutan bir iş” diyor…

Teklif geldiğinde ne düşündünüz?

Menajerim aradı, projeyi anlatmaya başladı bana. Projeyi anlatmana gerek yok, ben biliyorum, olur dedim direkt. Daha önceden Prens tiplemesiyle Giray’ı zaten takip ediyordum. Prens’in dizisi çıktığında da çok sevinmiştim. Çünkü sektörümüze hem yazan çizen, hem oynayan hem yöntem insanların birazcık daha cesaretlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. O yüzden senaryoyu görmeden tamam dedim açıkçası. Senaryo da gelince doğru karar olduğunu anladım.

Okuma provaları nasıl geçti?

Aşırı komik geçti. Çok zorlandım ki ben çok dalağım düşük biri değilimdir. İşimi korkutucu derecede ciddiye alırım. İlk defa başıma geldi. Ben gülmeden bu sahneyi nasıl oynayacağım diye düşündüm. Komedi dizilerinde genel bir seyirci kitlesi hesabı alınır, şakalar o doğrultuda yapılır. Ama bu işte her kesimden kişiye sesleniyor. Yeri geliyor bizim sektörden şaka, yeri geliyor Shakespeare’e atıfta bir şaka. Bazen minicik bir şeye kimse gülmezken ben kahkahalar atıyordum provada.

Türk komedi dizilerinde kadınlar biraz aptallaştırılır, hata yapan taraf olur. Ama bu dizide kadınlar daha güçlü, akıllı. Ne dersiniz?

Kesinlikle katılıyorum. Kadın karakterlerin hepsi ayrı ayrı güzel ve güçlü. Spoiler veremiyorum ama karakterimin başına öyle şeyler geliyor ki bastırdığı kişiliği ortaya çıkarıyor. Kadın oyunculara bu şekilde yaklaşım olan dizi gerçekten çok az. Gerçekten herkes üstüne düşen görev çok iyi yaptı. Biz ciddiliğimizle komedi yaratıyoruz. Kesinlikle Prens, kadınları el üstünlük tutan bir iş.

Bir dönem yapımında yer almanın en güzel yanı nedir?

Oyuncular kendilerine yakın rolleri iyi oynar gibi bir kanı var. Dönemin günümüzden çıkması oyunculara tutunulabileceği bir dal veriyor. Bambaşka bir karakter yaratma fırsatı sağlıyor. Ama bu iş hem dönem de hem de komedi. Çok az yapılan bir tür bizde o yüzden ayrıca güzel.

Bir kral kızı olsan ve dizideki Prens gibi prensle evlenmek zorunda olan ne yapardın?

Evlenirdim! Hayatım boyunca sıkılmayacağın garanti. En azından o dönem boşanabilme imkanım varsa bir denerdim! (Gülüyor.)

Sırada neler var?

Yaptığım işler bu sene çıkmaya başladı. Bir de yurt dışında işlerim var. Zamanlama konusunda biraz zorlanıyorum. Çünkü yurt dışında hep ileri tarihi konuşuyoruz. Türkiye'de hemen yarını. Açıklamak için çok sabırsızlanıyorum ama birazcık vakti var.