Şaşırtan sosyal medya deneyi: İş dünyasında başarıya giden yol 'erkek' gibi olmaktan mı geçiyor?
İş dünyasının sosyal medyasında cinsiyetçilik mi yapılıyor? Kadınlar erkek profiliyle rekor kırdı. Bir deneye göre, iş dünyasının kullandığı bir anlamda “iş sosyal medyası” olan LinkedIn’de profilini “erkek” olarak değiştiren ve metinlerini “erkek” tarzında düzenleyen kadınların erişimi belirgin biçimde arttı. Ancak LinkedIn, erkeklerin paylaşımlarının öne çıkarıldığını reddetti.
ŞEYDA UYANIK |LinkedIn takipçilerinin bir “düşünce lideri” olarak gördükleri, paylaşılan girişimcilik tavsiyelerine yorumlarda çok daha fazla etkileşim verildiği, ya da insan kaynakları uzmanlarının mesajlarını doldurdukları profiller var. The Guardian, “Eğer tüm bunlar gerçekleşiyorsa, sebebi belki de erkek olmamanızdır” dediği haberinde bir araştırma sonuçları yayımladı.
Geçtiğimiz hafta birçok kadın, sosyal medyada viral olan bazı paylaşımların ardından, toplu bir LinkedIn deneyine katıldı. Bu paylaşımlarda, profilindeki cinsiyetini “erkek” olarak değiştiren bazı kadınların platformda daha görünür hale geldiği ileri sürülüyordu.
Bazı kadınlar ise profillerini “erkek tarzında” diye tanımladıkları bir üslupla yeniden yazdı. Bu üslup, bazı eylem odaklı çevrimiçi iş dünyası anahtar kelimelerini içerdi. İddialara göre, bu profillerin görünürlüğü de belirgin şekilde arttı.
Cinsiyetçilik mi?
Etkileşimdeki bu yükseliş, LinkedIn’in algoritmasında yerleşik bir cinsiyetçiliğin bulunduğu ve erkeklerin iş dünyası jargonu kullandığında daha görünür hale geldiği yönünde bir tartışma başlattı.
Diğer büyük sosyal medya platformlarında olduğu gibi LinkedIn de hangi gönderiyi hangi kullanıcıya göstereceğine bir algoritma aracılığıyla karar veriyor. Bazı içerikler öne çıkarılırken bazıları geriye düşüyor.
LinkedIn, perşembe günü yayımladığı bir blog yazısında bu algoritmaları kabul etse de “demografik bilgilerin” gönderilerin performansında rol oynamadığını söyledi. Platform, bunun yerine “yüzlerce farklı algoritmanın” gönderilerin görünürlüğünü etkilediğini belirtti.
Bir sözcü, “Profilinizde cinsiyeti değiştirmeniz, içeriğinizin aramada ya da akışta nasıl göründüğünü etkilemez” derken, kullanıcıların aktardığı örnekler giderek arttı.
“Gösterimlerde yüzde 1.300 artış var”
Oxford’da yaşayan Sosyal Medya Danışmanı Simone Bonnett, bu hafta başında LinkedIn’de zamirlerini “he/him” (erkek) olarak değiştirdi ve adını “Simon E” yaptı. Bonnett, yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Oldukça heyecan verici oldu. Şu anda gördüğüm istatistikler profil görüntülenmelerimde yüzde 1.600 artış yaşandığını gösteriyor ki sosyal medya dünyasında bunun ne kadar uçuk bir rakam olduğunu tahmin edersiniz. Gösterimlerde de yüzde 1.300 artış var. Gerçekten inanılmaz bir erişim.”
Bir ruh sağlığı teknolojisi şirketinde İletişim Stratejisti olarak çalışan Megan Cornish de bu yıl LinkedIn erişiminin belirgin biçimde düşmesi üzerine benzer bir deneye giriştiğini söyledi.
Cornish, önce profilindeki cinsiyeti “erkek” olarak değiştirdi. Ardından, LinkedIn’de “stratejik” ve “lider” gibi “eylem odaklı” kelimeleri tercih eden profillerin öne çıktığını iddia eden bir gönderiden yola çıkarak, ChatGPT’den profil metnini “erkek kodlu” bir dille yeniden yazmasını istedi.
Sonrasında, birkaç ay önce düşük performans göstermiş eski gönderilerini yine aynı “eylem odaklı” dilde ChatGPT’ye yeniden yazdırdı. Böylece eski içerikleri dönüştürerek paylaşmak, “erkek tarzı” etkisini daha net ölçmesine yardımcı olacaktı.
Viral oldu
Her şey beklentisinin üzerinde ilerledi. Cornish’in LinkedIn erişimi anında yükselirken, yaptığı değişikliklerden sonraki bir hafta içinde erişiminde yüzde 415 artış gerçekleşti. Deneyimini anlattığı gönderi ise viral oldu.
Gönderi, kısa sürede yüzlerce yorum ve etkileşim aldı. Pek çok kadın, aynı yöntemi deneyip benzer sonuçlar elde ettiklerini söyleyerek Cornish’e geri dönüş yaptı.
Cornish, “Bu sonuçları görmek hem şaşırtıcı hem de biraz moral bozucuydu. Çünkü bu, kadınların profesyonel bir platformda görünür olabilmek için erkek gibi davranmak zorunda kalabileceğini gösteriyor” dedi.
Şirket reddetti
LinkedIn ise algoritmasının cinsiyet ayrımı yaptığı iddialarını net biçimde reddediyor. Platformun blog yazısında şu ifadeler yer aldı:
“Gönderilerinizin performansını; konu, etkileşim, zamansallık, ağınızın davranışı ve yüzlerce sinyal belirler. Biyografideki cinsiyet bilgisi bunlardan biri değildir.”
Cornish, bu durumu şöyle özetledi:
“Eğer profesyonel platformlarda değer görmek için dilimizi, tonumuzu, hatta kimliğimizi değiştirmek zorunda kalıyorsak, bu sadece algoritma sorunu değildir. Bu, iş kültürünün derinlerine işlemiş bir eşitsizliğin yansımasıdır.”