Avustralya Birleşik Krallık STA’sı ve Avustralya Ekonomisi 

Dr. S. Armağan VURDU DEVR-İ ÂLEM

2021 yılının son ayında, Birleşik Krallık’ın Avrupa Birliği’nden ayrılmasından sonra sıfırdan müzakere ettiği ilk anlaşma olan “Birleşik Krallık-Avustralya Serbest Ticaret Anlaşması” (A-UKFTA) imzalanmıştı. Anlaşma, her iki ülkedeki iç süreçlerin tamamlanmasının ardından 31 Mayıs günü yürürlüğe girecek. Başbakan Anthony Albanese ile Ticaret ve Turizm Bakanı Don Farrell tarafından Anlaşmaya ilişkin olarak yayınlanan ortak basın açıklamasında özetle: Anlaşmanın yürürlüğe girmesiyle birlikte Avustralya'nın BK'ya mal ihracatının %99'undan fazlasının gümrük vergisinden muaf olacağı, şarap, pirinç, bal ve kabuklu yemişler gibi tarım ürünleri ile otomobil parçaları, elektronik ekipman ve kozmetik ürünler gibi mamul ürünler dahil olmak üzere yeni ihracat fırsatları doğacağı, sığır eti, koyun eti, süt ürünleri ve şeker gibi bazı tarım ürünleri için Avustralya'ya sunulan gümrük tarifesi kota hacminin genişleyeceği, 10 yıl içinde bahse konu kotaların bütünüyle kaldırılacağı, 5 yılın ardından BK'dan bütün ithalatın Avustralya'da gümrük vergisinden muaf olacağı, bunun Avustralya'da hane halkı üzerindeki hayat pahalılığı baskısını ve işletmeler için girdi maliyetlerini azaltacağı, anlaşmanın BK piyasasında iş yapmanın kolaylaşması bağlamında iş insanlarının dolaşımı için taahhütler içerdiği ve kalifiye çalışanların iki ülke arasında dolaşımının kolaylaşması için bir çerçeve sunduğu, A-UKFTA'nın yürürlüğe girmesinin üzerinden 2 yıl geçmesinin ardından Avustralyalıların BK'da “working holiday” başvurusunda bulunabilecekleri yaş üst sınırının 30'dan 35'e, kalış sınırının ise 2 yıldan 3 yıla yükseleceği, ülkelerin Yatırımcı-Devlet Uyuşmazlık Çözümü (ISDS) mekanizmasını karşılıklı olarak uygulamama kararı aldıkları belirtiliyor.

Avustralya, 7.6 milyon kilometrekare yüzölçümü ile dünyanın en büyük adası, en küçük kıtası konumunda. 26.6 milyon kişinin yaşadığı kıtanın IMF verilerine göre 2022 yılı itibariyle GSYİH’si 1.720 trilyon dolar. Dünyanın on üçüncü büyük ekonomisi olan ülkede kişi başına düşen milli gelir 66 bin dolar düzeyinde. Avustralya ekonomisinde en büyük payı %72,7 oranında pay ile hizmet sektörü alıyor. Hizmet sektörü içinde konut, finans ve sigortacılık ile toptan ve perakende ticaret sektörleri ön sırada. Hizmet sektörlerinin dışında, madencilik ve inşaat faaliyetleri en önemli ekonomik faaliyetler. İmalat sanayi ekonomi içinde %5,7 paya sahip. Avustralya yurtdışındaki 627,3 Milyar USD doğrudan yatırım ile dünyada %1,6 oranında payla on beşinci sırada yer alıyor. En çok yatırım yaptığı beş ülke: ABD (864 milyar AUD- %28,4), İngiltere (615 milyar AUD-%20,2), Yeni Zelanda (125 milyar AUD-%4,1), Japonya (112 milyar AUD-%3,7), Kanada 94 milyar AUD-%3,1. Avustralya’daki yabancı yatırımların tutarı ise 3,99 Trilyon AUD (Doğrudan Yatırım: 1.026,6 Milyar AUD). Avustralya’ya en çok yatırım yapan beş ülke: ABD (929 milyar AUD-%23,3), İngiltere (738 milyar AUD-%18,5), Belçika (409 milyar AUD-%10,2), Japonya (265 milyar AUD-%6,6), Hong-Kong 142 milyar AUD-%3,5) olarak sıralanıyor.

Avustralya ekonomisi hizmetler sektörüne dayanmakla birlikte, tarım ve madencilik sektörleri de ülke ihracatında önemli kalemler. Ülke, önemli bir doğal kaynak, enerji ve gıda ihracatçısı. Ülkenin verimli ve çok çeşitli doğal kaynakları, yukarıda belirttiğim rakamlarda görüldüğü gibi, yüksek miktarda yabancı yatırımcıyı cezbediyor. Büyük hacimdeki kömür rezervleri, demir, bakır, altın, doğal gaz, uranyum ve yenilenebilir enerji kaynakları sayesinde ülkeye yapılan büyük yatırımlar bu sektörleri ciddi anlamda geliştiriyor. Avustralya kıtasının doğal zenginlikleri ve yerel pazarın küçük olması ülkenin hammadde ihracatçısı olmasını sağlayan bir diğer etken. Uzun yıllar boyunca sürekli büyüyen Çin’in ekonomisinin enerji ve ham maddelere olan ihtiyacı, dünyadaki arz açığı nedeni ile hammadde fiyatlarını artırdı ve bu durum da Avustralya ekonomisini olumlu etkiledi. Özellikle, maden sektöründe dünyada yeni yatırımların kısıtlı olması nedeniyle bozulan arz- talep dengesinin Çin’in hammadde ihtiyacını karşılamakta zorlandığı dönemlerde bu durumdan en kazançlı çıkan ülke Avustralya oldu.

Avustralya, ithalat ve hizmetler üzerindeki düşük düzeyli kısıtlamalarıyla bir açık Pazar ekonomisi konumunda. Bu durum ülkeye verimliliğin artması, düzenli büyüme, ekonominin esnek ve dinamik olması gibi faydalar sağlıyor ve çok taraflı ticari ve ekonomik platformlarda aktif rol oynayabilmesine temel teşkil ediyor. Daha önce köşemde, Birleşik Krallık ve Avustralya’nın adalet, serbest girişim ve hukukun üstünlüğüne ortak olarak inanan yakın müttefikler olduğunu, Anlaşma’nın AUKUS (Avustralya'nın ABD ve İngiltere ile imzaladığı güvenlik paktı) ve Temiz Teknoloji Ortaklığı gibi işbirlikleri tarafından güçlendirilen derin ilişkinin üzerine inşa edildiğini ve bu mutabakatın bir serbest ticaret anlaşmasından çok öte, siyasi, ekonomik ve stratejik bir işbirliği olduğu ve Asya-Pasifikteki güç dengelerine de önemli etkisi olacağını belirtmiştim. Anlaşmanın ay sonunda yürürlüğe girmesini müteakip, ilerleyen zamanda iki ülke açısından ne gibi faydalar sağlayacağını izleyeceğiz.

Tüm yazılarını göster