Dezenflasyona omuz verecek mali önlemler yolda

Maruf BUZCUGİL ANKARA NOTLARI

Enflasyonla mücadelede, hele ülkemizdeki gibi çok yüksek seyreden enflasyonu kontrol edilebilir düzeye indirme çabasında, para politikası araçları yanında ekonomide bütüncül odaklanma kaçınılmaz bir gereklilik. Hazine ve Maliye Bakanlığı uzunca bir süredir maliye politikasının etkinliğini artıracak, yılın ikinci yarısında başlayacak dezenflasyon sürecine omuz verecek mali önlemler üzerinde çalışıyor. 31 Mart’taki yerel seçimin hemen ardından Nisan ayı başından itibaren bir dizi önlemin yaşama geçmesi bekleniyor. Alınacak önlemlerin yaratacağı mali alan ile yapısal reformların finansmanının sağlanması ve ekonomide verimliliğin artırılması öngörülüyor. Bakan Şimşek, detayına girmeden bu çalışmalardan “vergi reformu” olarak söz etti. Alabildiğimiz sınırlı bilgilere göre mali alandaki çalışma iki ana yönde ilerliyor;         

1) Mevzuatta yılların birikimiyle oluşmuş, etkinliğini kaybetmiş muafiyet, istisna ve vergi bağışıklıklarının ayıklanması     

2) Vergide göreli adaletsizliği kısmen giderilmeye çalışılması, ücretliler aleyhine açılan nimet/külfet dengesizliğinin biraz olsun iyileştirilmesi, vergilendirilebilecek alanların (yatırım amacıyla edinilmiş çok sayıda konut sahibi olmak gibi) üzerine gidilmesi.

Yatırım amacıyla edinilmiş konutlara vergi yolda

Hazine ve Maliye Bakanlığı ekonomideki çalkantılı dönemde karlı yatırım alanı haline gelen konut sektöründe, yatırım amacıyla edinilmiş birden fazla konuta sahip kişileri daha fazla vergilendirmeye hazırlanıyor. Emlak vergisi ve alım satımdaki tapu harçlarının konut sayısına göre kademeli olarak artırılması düşünülen düzenlemeler arasında öne çıkıyor. Üzerinde çalışılan düzenlemeyle kiralarda hızlı artışa yol açan gereksiz konut talebinin sınırlanması ve ilk kez ev sahibi olacakların da özendirilmesi öngörülüyor. Bütçe açısından bu yeni gelir yolunun yaratılmaya çalışılan mali alana önemli katkı sağlaması bekleniyor.              

Mevzuatta vergi istisnası ve muafiyet ayıklaması

Vergi mevzuatında çok değişik kesimlere yıllar boyu çoğu hesapsızca tanınmış istisna, muafiyet ve vergi bağışıklığı avantajları artık çok büyük bir yük oluşturmuş durumda. Salgın ve seçim ekonomisi koşullarının daha da genişlettiği vergi avantajları vergi mevzuatının delik deşik olmasına yol açtı. Merkez Bankası’nın yüzlerce makro ihtiyati tedbiri sadeleştirmeye, bir kısmından kurtulmaya çalıştığı gibi, Maliye Bakanlığı da mevzuattaki bugün artık etkisini kaybetmiş, adaletsizliğe yola açan muafiyet ve istisnaları azaltmaya hazırlanıyor. Maliye politikasının ekonomiyi canlandırmak amacıyla kullandığı bu düzenlemeler yalnızca geçici bir süre için geçerli olması halinde etkinlik sağlıyor. Neredeyse kalıcı hale gelen bu düzenlemeler işlevlerini tamamladıkları halde devlete vergi kaybı getirecek şekilde mevzuatta kalmaya devam ediyor.

SGK ve Bağkur emeklilerinin refahı zorda…      

TÜİK geçen hafta emeklilerin ayrı bir dikkatle beklediği Aralık ayı enflasyonunu açıkladı. Maaş artışında esas alınan yılın ikici yarısındaki (Haziran-Aralık) 6 aylık enflasyon yüzde 37,57 oldu. Bağ-Kur, SGK emekli zammı da aynı oranda netleşti. Emekli Sandığı emeklileri 6 aylık memur enflasyon farkı ile yüzde 49,25’lik zammı hak ettiler. Ancak SSK, Bağ-Kur emekli kök maaş zammı, en düşük emekli maaşı olan 7 bin 500 TL’nin altında kaldı. Memur ile işçi emeklisi arasındaki emekli zammı farkı %11.68 oldu. Refah payı alamayan SGK ve Bağkur emeklilerinin mağduriyetinin yasayla giderilmesi gündemde. Ara tatili 15 Ocak’ta sona erecek TBMM’de bu konuda düzenleme yapılması bekleniyor. Düzenlemeyle muhtemelen kök maaşın değişik kademelerde artırılması ve en düşük emekli maaşının 10 bin liraya çıkarılması sağlanacak.

MEHMET ŞİMŞEK’İN MESAJLARI VE MALİ ALAN

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in geçen hafta Ankara’da MÜSİAD üyelerine yaptığı kapsamlı ekonomi sunumu çok ses getirdi. Şimşek’i bu sunumda zaman zaman son 30 yılda ekonomide neler olduğunu anlatan bir yakın dönem ekonomi tarihçisi ve dünya ekonomisinin nereye evrildiğini gösteren yetkin bir ekonomist gibi de dinledik. Şimşek’in ekonomiyi rasyonelleştirmesi, enflasyonu makul düzeye indirmesi öngörülen OVP ve dezenflasyon sürecinin dünya örneklerinden farklı olmadığını anlatan “tekerleği yeniden keşfetmiyoruz” sözlerini dikkatle not ettik. Ağırlıklı olarak reel kesimi, imalatçıları ve ihracatçıları temsil eden MÜSİAD üyelerinin katıldığı anket ile ortaya çıkan beklentilerle ilgili hayretini gizlemeyen Şimşek’in “daha fazla bilgilenmelisiniz” tavsiyesi bilgiyi devletten bekleyenleri düşündürdü. Şimşek iş insanlarına iç piyasanın belli bir süre daralacağını da ima ederek, ülkenin döviz ihtiyacını da vurgulayarak ihracata yönelmelerini tavsiye etti. Önümüzdeki dönemde alınacak önlemlerle yaratılacak mali alanın, yapısal dönüşüme, yeşil ve dijital dönüşüme kaynak olacağını anlatan Şimşek, mali alanın imkân vereceği yapısal dönüşüm örneği olarak OSB’lerin limanlara demiryolu ağlarıyla bağlanması projesini gösterdi. Şimşek, bu konuda Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın üzerinde çalıştığı 70 milyar dolarlık projeyi hatırlattı. Biz de söz konusu projeyi yıllardan beri hem iktidar, hem muhalefet ekonomi kurmaylarından (ütopik yıllık %5 enflasyon hedefi gibi) dinlediğimizi sizlere bir kez daha hatırlatalım.

Tüm yazılarını göster