Çağada Kırım - EnCazip.com kurucusu
COVID-19 salgının etkisi, salgın tehlikesi ortadan kalktıktan sonra dahi uzun yıllar sürecek; hatta tarihin sayfalarına bu süreç yeni bir çağın başlangıcı olarak yazılacak. Bu, eski düzenin tam anlamıyla ortadan kalktığı yepyeni bir düzen olarak hayatımızın ve alışkanlıklarımızın baştan aşağı değiştiği, dijital ortamın artık bambaşka bir önem kazandığı ve bilim kurgu filmlerini andıran zamanları tecrübe edeceğimiz bir çağ olacak.
Tüm insanlığın ve tüm piyasaların etkilendiği gibi COVID-19 sürecinde ülkemiz elektrik piyasalarında da pek çok değişiklik yaşandı. Bunların pek çoğu dönemsel olsa da değişikliklerin önemli bir kısmı piyasada kalıcı olacak ve ülkemizde artık tüketicinin merkezde olduğu, dijitalleşme sürecini tam anlamıyla tamamlamış bir piyasa görülecek.
Dönemsel değişikliklerin en dikkat çekeni, elektrik talebindeki düşüş oldu. Sosyal izolasyon tedbirlerinin artırılması ile birlikte elektrik tüketiminde salgından önceki haftaya kıyasla yüzde 27’lik bir düşüş gözlemlendi. Bu süreçte elektrik talebindeki azalma aslında adım adım görüldü, örneğin AVM’lerin kapama kararı aldığı gün elektrik talebindeki azalma yüzde 2.5 civarında oldu. Ayrıca ihracat yaptığımız pazarlarda, özellikle de Avrupa ülkelerinde salgından dolayı talebin düşmesi ülkemizde üretimin düşmesine dolayısı ile elektrik talebinin azalmasına neden oldu. Bunun elektrik piyasası için anlamı ise milyarlarca dolarlık yatırımla hayata geçirilmiş olan kurulu gücün atıl duruma gelmesi oldu.
Bu dönemsel değişikliklerin yanı sıra kalıcı pek çok değişiklik de piyasada yerini almış olacak. Bilindiği üzere elektrik piyasası artık neredeyse tamamen özelleşmiş ve tüketicilere elektrik tedariği gerçekleştiren firmaların tamamı özel şirketler haline gelmiştir. Bu şirketler rekabet içinde olduklarından tüketici tarafında devamlı olarak yeni müşteri kazanmak ve bu doğrultuda sürekliliklerini devam ettirmek durumundalar. Ayrıca elektrik enerjisinin sürekliliğinin önemi de tartışılmaz bir diğer konu.
Şimdiye kadar, yeni müşteri kazanmak için sözleşmelerin mesafeli olarak kurulması ya da elektrik tedariği ile işgili işlemlerin tamamının online veya mesafeli kanallardan yapılmasının önü açılarak Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafından mevzuat olarak düzenlenmesi başarılı bir şekilde hayata geçirildiyse de, piyasa oyuncuları buna adapte olma ve hayata geçirme konusunda aynı başarıyı gösteremedi. Operasyonlarına çağdışı olarak yorumlayabileceğimiz devam ettiler ve dijital dünyanın bir hayli gerisinde kaldılar.
Mesafeli sözleşmelerle tedarikçi değişimi mümkün hale geldi
COVID-19 döneminde elektrik piyasasını tüketici tarafında kalıcı olarak baştan aşağı değiştirecek bazı gelişmeler oldu. Bunun başında mesafeli sözleşmelerle elektrik tedarikçisi değişikliklerinin yapılabilmesi geldi. Zira elektrik piyasasında tedarikçi değişiklikleri şimdiye dek birebir satış yöntemleri ile gerçekleşmekteydi. Sosyal izolasyon kavramının ortaya çıkması ile birlikte tüketiciler değil tedarikçilerin satış temsilcileri ile görüşmek, kargodan gelen bir sözleşmeyi imzalamaktan bile kaçınır oldu. Bu da haliyle tedarikçi değişikliği pazarının tamamen durması anlamına geldi. Toplam 27 milyon tüketicinin bulunduğu, yaklaşık 95 milyar TL’lik dev bir pazarın sekteye uğraması ülkemizin ekonomisi açısından oldukça riskli bir durum olabilirdi. Bu durum tedarikçilerin yeni çözümler aramasına ve özellikle de tüketici kazanımında mesafeli kanallara yönelmesine vesile oldu.
Aslında elektrik piyasasında mesafeli kanalların kullanılması tüketicilere ve piyasa oyuncularına yaklaşık 4.1 milyar TL’lik bir ek fayda anlamına gelmekte ve bu kanalın kullanımının artması piyasanın dinamiklerinin daha hızlı hareket etmesi ile rekabetin kızışması hem elektrik piyasasının yatırımcı gözündeki cazibesinin artmasını hem de bununla birlikte maliyetlerin azalarak tam açıklık kazanmış bir piyasada enerji fiyatlarının düşmesine vesile olması anlamına gelmekteydi. Fakat mesafeli işlemlerin ve özellikle de mesafeli kanallarla tedarikçi değişikliklerinin önemli ve kaçınılmaz olduğu tedarikçi şirketler tarafından bu süreçte çok daha iyi anlaşıldı ve piyasa oyuncuları artık o tarafa yatırım yapmaya başladılar.
Ülkemiz elektrik piyasasına benzer bir piyasa olan ancak ülkemizden daha küçük bir pazar olan İngiltere pazarında 2019 yılında 6.4 milyon tedarikçi değişikliği yapılırken bunun 5.5 milyonu mesafeli kanallarla gerçekleşti. Bu da mesafeli kanalların kullanımı yaygınlaşmadan gerçek anlamda rekabetçi bir pazarın oluşamayacağına dair çok önemli bir örnek olarak ön plana çıkıyor.
Her ne kadar EPDK yaptığı mevzuat değişiklikleri ve görüş bildirimleri ile mesafeli sözleşmeler aracılığıyla tedarikçi değişikliklerine açıkça izin vermekte idiyse de, tedarikçiler bunun önemini bu salgın sürecinde idrak etmiş durumdalar. Salgın sürecinin öncesinde enerji piyasasının değiştiği ve Enerji 2.0 olarak adlandırılan yeni dönemin başladığı görüşleri hakimdi. Ancak COVID-19 salgını dönemi pek çok değişikliğin çok hızlı gerçekleşmesine neden oldu. Elektrik piyasası, mesafeli sözleşmelerin kullanılması ile birlikte tüketicilerin merkezde olduğu tam anlamıyla dijitalleşmiş ve devasa bir pazar haline gelmiş oluyor. Enerji 2.0’ı pas geçerek Enerji 3.0 dönemine hızlı bir giriş yaptığımızı, bu dönemde tüketici gözünde elektriğin bir emtia olmaktan çıkıp bir hizmet olduğunu anladığı, tüketicilerin gözünden piyasayı göremeyen şirketlerin ise tamamen oyun dışında kaldıkları bir piyasa bizlerle olacak. Tüketicilerin gücü elinde bulundurduğu Enerji 3.0 dönemi herkese hayırlı olsun.