Evergrande’nin batmasına göz yumulamaz

Erhan ASLANOĞLU Ekonomi ve Piyasalar

Çin’in ikinci büyük gayrimenkul geliştirme şirketi olan Evergrande’nin temerrüt riski nedeniyle küresel piyasalar bu haftaya büyük düşüşler ve dalgalanmayla başladı. Piyasalardaki bu hareket son derece anlaşılır çünkü Evergrande son derece büyük bir ölçeğe sahip. Şirketin toplam varlığı 355 milyar dolar. Çin ekonomisinin yaklaşık yüzde 2’si olan bir büyüklükten bahsediyoruz. Şirketin 200 bin sabit çalışanı, 3,8 milyon proje bazlı geçici çalışanı bulunuyor. Çin genelinde halen bitmemiş 800 konut projesi bulunuyor. Buna bağlı olarak, 1,2 milyon kişi evlerini ne zaman alabileceklerini ya da evlerine ne zaman geçebileceklerini bilmiyor.

Şirketin 300 milyar dolar üzerinde 128 banka ve 121 banka dışı finansal kuruma borcu bulunuyor. Evergrande 20 milyar doları bulan hacimle gelişmekte olan piyasalarda en yüksek tahvil ihraç eden şirketlerden birisi. Ayrıca şirketin 6 milyar doları bulan ve mevduat faizini üzerinde getiri sunan Varlık Yönetim Ürünleri (Wealth Management Products) çıkardığı ve bunları başta Evergrande çalışanları olmak üzere 70,000’den fazla kişinin aldığı söyleniyor. Şirketin gayrimenkul işi dışında birçok alana yatırım yaptığı da biliniyor. Böylesine büyük bir şirket, aldığı kredileri dün itibarıyla geri ödeyemeyecek noktaya gelmiş durumda. Perşembe günü de bono itfalarını muhtemelen yapamayacak.

Evergrande’nin bu noktaya gelmesinde birkaç faktör öne çıkıyor. Birincisi şirketin iyi yönetilemediği, sermayesine göre çok büyük kaldıraç kullandığı ve risk aldığı anlaşılıyor. İkincisi, Çin’in büyümeyi desteklemek için inşaat ve konut sektörünü aşırı desteklemesi ve teşvik etmesi sonucu hayali şehirler oluştuğu ve bir arz fazlasının ortaya çıktığı uzun süredir gözlemlenen bir durumdu. Üçüncüsü, Çin’de 1975 yılında başlayan tek çocuk politikasının yansıması olarak demografik olarak yaşlanmaya başlayan nüfusun iç talep yaratmada yetersiz olmaya başladığı görülüyor. Ülkede perakende satışlar 2011 yılından bu yana reel olarak azalma eğiliminde. Pandeminin etkisiyle son dönemde bu düşüş daha da arttı. Genel olarak ihracat ile büyüyen Çin ekonomisinin iç talebi canlandırmada yetersiz kaldığı daha fazla ortaya çıkmış durumda. 2008 krizi öncesi yüzde 8-10 civarında büyüyen Çin ekonomisinin büyüme hızında son yıllarda ortaya çıkan gerileme de bu durumu yansıtıyor.

Gelinen noktada, Evergrande’nin yükümlülüklerine göre varlık kalitesinin azaldığı, finansman tarafında zorluk yaşadığı ve iki finansal kurum ile anlaşarak bir borç yapılandırma noktasına gittiği anlaşılıyor. Fakat şu ana kadar bunun başarılamadığı ve firmanın temerrüt noktasına geldiği görülüyor. Yukarıda da özetlemeye çalıştığımız gibi Evergrande batırılmasına izin verilemeyecek kadar büyük bir şirket. Bugünlerde konuşulduğu gibi, 2008 krizinde ABD’de Lehman Brother’ın batırılmasına göz yumulması durumunda, bunun ciddi olumsuz yansımaları olabilir. 128 banka, 121 finansal kurum ve binlerce bono-tahvil ve fon yatırımcısından söz ediyoruz. Başta Çin ve Asya piyasaları olmak üzere küresel hisse senedi, emtia, bono-tahvil piyasalarında bu durumum olumsuz yansımalarını izledik. Çin’in yapısı diğer ülkelerden farklı. Alacaklıların çoğu kamusal nitelikte fakat bunların uluslararası yükümlükleri de var. Bu nedenle Çin’in Lehman sonrası krizi daha tetikleyen bir ortamı tercih edeceğini pek sanmıyoruz. Çin muhtemelen 1998 yılında yine ABD’de batma noktasına gelen LTCM hedge fonunun bir konsorsyumla kurtarılmasına benzer bir yol izleyebilir. Bu durumun benzer kurumların da kurtarılacağı beklentisiyle ahlaki çöküntü yaratma riski var. Çin’in kısa vadeli riskleri bertaraf etme amacıyla bir kurtarmaya girişmesi daha büyük olasılık. Küresel piyasalardaki dalgalanma güçlü bir düzelme olarak kalabilir. Elbette olasılıkları konuşuyoruz. İzleyip göreceğiz.

Çin dünyanın en borçlu ülkeleri arasında bulunuyor. Uzun süredir yavaşlama sinyali veren ülke, bu son gelişmeden sonra daha da yavaşlayabilir. Çin’in Evergrande ve olası yeni riskleri nasıl yöneteceği orta vadede önemli bir konu olacak. Çin’in yavaşlaması küresel ekonomide yavaşlama ve emtia fiyatlarında da aşağı yöne işaret ediyor. Bu durum doların biraz daha güçlenmesine yardımcı olabilir. Küresel anlamda enflasyon risklerinin arttığı, merkez bankalarının sıkılaşmaya eğiliminde olduğu bir ortamda yavaşlama riskinin de artması risk iştahını azaltıyor ve muhtemelen bir süre böyle devam edecektir.

Tüm yazılarını göster