Girişim sermayesi Yatırım Fon Katılma Belgesi sahiplerinin elde edecekleri gelirlerin vergilenmesi

Akif AKARCA / Dr.Mehmet ŞAFAK VERGİNİN GÜNDEMİ

Önceki haftaki yazımızda Girişim Sermayesi Yatırım Fonları’nın ne olduğu, önceki haftadaki yazımızda bu fonlar bünyesinde yapılması gereken vergilemelerin ne olduğu, başka bir deyişle; bu fonlara sağlanan vergi avantajları açıklanmıştı. Bu haftaki yazımızda ise, bu fonlardan gelir elde eden kurumların ve gerçek kişilerin vergileme avantajları ele alınacaktır. 

  • Geçek kişilerde vergileme

Gelir Vergisi Kanunu’nun (GVK) 75. maddesinin 2’nci fıkrasının 1 nolu bendindeki parantez içi hükümde Sermaye Piyasası Kanunu’na göre kurulan yatırım fonları katılma belgelerine ödenen kâr payları”nın menkul sermaye iradı olduğu belirtilmiştir.

Yukarıda yer verdiğimiz GVK Geç. 67. madde hükümleri uyarınca; tevkifata tâbi tutulan kazançlar için gerçek kişilerce yıllık veya münferit beyanname verilmez. Diğer gelirler dolayısıyla verilecek yıllık beyannameye bu gelirler dahil edilmez.

Gelir İdaresi’nin yayımladığı “GVK. Geçici 67’nci Madde Uygulaması İle İlgili Olarak Gerçek Kişilere Yönelik Vergi Rehberi”nde fon katılma paylarından elde edilen gelirler;

- Katılma paylarının fona iadesinden doğan gelirler (menkul sermaye iradı),

- Katılma paylarının üçüncü kişilere satışından doğan gelirler (değer artışı kazancı) ve

- Katılma paylarının elde tutulduğu dönemde elde edilen dönemsel gelirler (menkul sermaye iradı),

olarak gruplandırılmaktadır.

Gelir İdaresi Başkanlığı’nca verilmiş Özelgede katılma paylarının fona iade edilmemesi durumunda katılımcıların elde etmiş olduğu kâr payları, “elde tutulduğu dönemde elde edilen dönemsel getiri” olarak değerlendirilmiş ve anlan kâr paylarının GVK’nın geçici 67nci maddesinin (1) numaralı fıkrası kapsamında tevkifata tabi tutulması gerektiği belirtilmiştir.

Dolayısıyla, gerçek kişilerce sahip olunan ve Sermaye Piyasası Mevzuatı’na göre sermaye piyasası aracı olarak nitelendirilen yatırım fonları katılma belgelerinden elde edilen gelirlerin (katılma belgelerinin fona iadesinden doğan ya da fonun kar payı dağıtımından elde edilen), GVK’nın geçici 67’nci maddesinin birinci fıkrası çerçevesinde tevkifat yoluyla vergilendirilmesi gerekmektedir.

Girişim Sermayesi Yatırım Fonu katılma paylarından tam ve dar mükellef gerçek kişilerce elde edilen gelirlerin tamamı Geçici 67’nci maddenin (1) numaralı fıkrası kapsamında %10 oranında tevkifata tabi bulunmaktadır. Ancak, iki yıldan fazla süreyle elde tutulan girişim sermayesi yatırım fonu katılma paylarından elde edilen kazançlar için tevkifat oranı %0 “sıfır”dır.

Keza, 2006/10731 sayılı Kararname’nin değişik geçici 3. maddesi hükmü uyarınca; 22/12/2020 tarihi ile 31.12.2023 tarihi (bu tarih dahil) arasında iktisap edilen girişim sermayesi yatırım fonu katılma belgelerinden elde edilen gelir ve kazançlar (bu gelir ve kazançlar ne zaman elde edilirse edilsin) için de tevkifat oranı % “sıfır” olarak uygulanacaktır.

Anılan düzenlemeler uyarınca; üzerinden vergi tevkifatı yapılmış olan ( ya da tevkifat oranı %0 “sıfır”  da olsa tevkifat yapılmış sayılan) girişim sermayesi fonu katılma belgelerinden gerçek kişilerce elde edilen gelirler için tevkifat nihai vergileme olacak ve tam mükellef gerçek kişilerce bu gelirler için yıllık beyanname verilmeyecek ve/veya başka gelirler için yıllık beyanname veriliyorsa bu gelirler yıllık beyannameye dahil edilmeyecektir. Keza, dar mükellef gerçek kişiler de bu gelirleri için münferid beyanname vermeyeceklerdir. 

  • Kurumlarda vergileme

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5’inci maddesinin 1 inci fıkrasının a-3 bendi hükmü uyarınca, kurumların, tam mükellefiyete tabi girişim sermayesi yatırım fonu katılma paylarından elde ettikleri kâr payları iştirak kazancı istisnası kapsamında kurumlar vergisinden müstesnadır. Kâr payını alan kurumun tam veya dar mükellefiyete tabi olmasının istisnanın uygulanmasında bir önemi bulunmamaktadır.

Keza, anılan maddeye eklenen hüküm uyarınca, 15.07.2023 ten itibaren iktisap edilen yatırım fonu katılma payları için uygulanmak üzere, katılma paylarının fona iadesinden doğan gelirler ile bu fonların katılma paylarının 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 279’uncu maddesi kapsamında değerlenmesinden kaynaklanan değer artış kazançları da kurumlar vergisinden müstesnadır.

Öte yandan, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5’inci maddesinin 1’inci fıkrasının e bendine eklenen ve 15.04.2022 tarihinde yürürlüğe giren başka bir düzenleme ile yatırım fonlarının katılma paylarının satışından doğan kazançların %75'lik kısmı, anılan maddedeki şartlar dahilinde (katılma belgesinin en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alması, satış kazancının istisnadan yararlanan kısmı satışın yapıldığı yılı izleyen beşinci yılın sonuna kadar pasifte özel bir fon hesabında tutulması) kurumlar vergisinden istisna edilmiştir. 

Girişim Sermayesi Yatırım Fonları’nın alımının teşviki 

- Girişim Sermayesi Fonu

6322 sayılı Kanunla Vergi Usul Kanunu’na eklenen 325/A maddesiyle kurumlar vergisi mükelleflerine,

- Girişim sermayesi yatırım ortaklıklarına sermaye olarak konulması veya

- Girişim sermayesi yatırım fonu paylarının satın alınması

amacıyla, ilgili dönem kazancından girişim sermayesi fonu ayırabilme imkanı getirilmiştir. 

6322 sayılı Kanun’la Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 10’uncu maddesine eklenen (g) bendi uyarınca da Vergi Usul Kanunu’nun 325/A maddesine göre girişim sermayesi fonu olarak ayrılan tutarlar, kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde ayrıca gösterilmek şartıyla, kurum kazancından indirim konusu yapılabilecektir.

Keza, Gelir Vergisi Kanunu’nun 89. maddesine eklenen bent hükmüyle, gelir vergisi mükellefleri için de, Vergi Usul Kanunu’nun 325/A maddesine göre girişim sermayesi fonu olarak ayrılan tutarların beyan edilen gelirin %10'unu aşmayan kısmının gelir vergisi matrahının tespitinde, gelir vergisi beyannamesinde bildirilecek gelirlerden indirimine imkân tanınmıştır. 

- İndirimin şartları

Girişim sermayesi fonunun indirim konusu yapılabilmesi için;

- Ayrılan fon tutarının kurum kazancının veya beyan edilen gelirin %10’unu ve öz sermayenin %20’sini aşmaması (her iki şartın birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.),

- Fonun ayrıldığı yılın sonuna kadar, Türkiye’de kurulmuş veya kurulacak olan ve Sermaye Piyasası Kurulunun düzenleme ve denetimine tabi girişim sermayesi yatırım ortaklıklarına veya fonlarına yatırım yapılması,

- Ayrılan fon tutarının ilgili yılın kurumlar vergisi beyannamesinde ayrıca gösterilmesi,

gerekmektedir. 

- İndirim tutarının hesaplanması

İndirim tutarının tespitinde, beyan edilen gelir olarak; ticari bilanço kâr veya zararına kanunen kabul edilmeyen giderler eklenmek ve geçmiş yıl zararları ile varsa tüm indirim ve istisnalar düşülmek suretiyle bulunan tutar

 [Ticari bilanço kârı (zararı) + kanunen kabul edilmeyen giderler - geçmiş yıl zararları - tüm indirim ve istisnalar]

dikkate alınacaktır. 

Pasifte özel bir fon hesabına alınacak tutar hesap dönemi sonu itibarıyla tespit edilebilecek olup, fon hesabına alınma işleminin, izleyen hesap döneminin başından itibaren kurumlar vergisi beyannamesinin verildiği tarihe kadar yapılması gerekmektedir.

Geçici vergilendirme dönemlerinde fon ayrılması ve indirim uygulamasından yararlanılması mümkün değildir. 

Girişim sermayesi fonu olarak ayrılan tutarların mükelleflerce pasifte geçici bir hesapta tutulması, fonun ayrıldığı yılın sonuna kadar girişim sermayesi yatırım ortaklıklarına veya fonlarına yatırım yapılması gerekmektedir.

Söz konusu yatırımın yapılmaması halinde, indirim konusu yapılan tutar nedeniyle tahakkuk ettirilecek vergi gecikme faizi ile birlikte mükelleften tahsil edilecektir. (Vergi cezası uygulanmayacaktır.)

İndirim konusu yapılacak tutarın tespitinde, her yıl girişim sermayesi fonu olarak ayrılan tutarlar ayrı ayrı dikkate alınacak, önceki yıllarda ayrılan fon tutarları için tekrar indirim uygulanmayacaktır. Ancak, ayrılan toplam fon tutarı hiçbir suretle öz sermayenin %20’sini aşamayacaktır. 

Fon tutarının vergilenmesi

Fonun ayrıldığı yılın sonuna kadar girişim sermayesi yatırım ortaklıklarına veya fonlarına yatırım yapılmakla birlikte, girişim sermayesi fonu olarak ayrılan tutarların

- Amacı dışında herhangi bir suretle başka bir hesaba nakledilmesi,

- İşletmeden çekilmesi,

- Ortaklara dağıtılması, 

- Dar mükelleflerce ana merkeze aktarılması,

- Mükelleflerce işin terki,

- İşletmenin tasfiyesi, devredilmesi veya bölünmesi,

- Girişim sermayesi yatırım ortaklıklarının hisse senetlerinin veya girişim sermayesi yatırım fonu katılma paylarının elden çıkarılmasından itibaren altı ay içinde aynı amaçla yeniden kullanılmaması,

hallerinde, bu işlemlerin yapıldığı veya sürenin dolduğu dönemde diğer kazançlarla ilişkilendirilmeksizin vergiye tabi tutulacaktır. 

- Teşvikin değerlendirilmesi

Bu düzenlemeler çerçevesinde, getirilen teşvik bir nev’i vergi ötelemesi niteliğindedir. Yasa maddesinde, yukarıda sayılan durumlarda bu işlemlerin yapıldığı veya sürenin dolduğu dönemde vergiye tabi tutulması gereken bu tutarların "diğer kazançlarla ilişkilendirilmeksizin" ayrıca vergiye tabi tutulacağı belirtilmemiştir.

Anılan kanun maddesinde uygulamaya ilişkin usul ve esasların Maliye Bakanlığınca belirleneceği hükmü yer almaktadır.

Mali İdare, Kurumlar Vergisi Tebliği’nde; bu tutarların diğer kazançlarla ilişkilendirilmeksizin vergiye tabi tutulması gerektiğini; dolayısıyla, bu fon tutarlarının, beyan edildiği döneme ilişkin dönem zararı, geçmiş yıl zararları, indirim ve istisnalar ile ilişkilendirilmeksizin vergilendirileceğini açıklamıştır. Bize göre; bu yaklaşım yasa maddesinin lafzına uygun değildir ve Mali İdare'nin yasa koyucu yerine geçerek işlem yapması anlamını taşımaktadır. Kanımızca, anılan tutarların ilgili dönem kazançlarına ilave edilmesi ve varsa geçmiş yıl zararları, diğer indirim ve istisnalar da dikkate alınarak vergilendirilmesi yoluna gidilmesi gerekir. Eğer geçmiş yıl zararları, diğer indirim ve istisnaların uygulanmasından sonra vergilenecek bir kazanç kalmıyorsa da ilave vergi tarhiyatı yapılmamalıdır.

Tüm yazılarını göster