Her dört gençten biri boşta geziyor; peki buna kim ne çare öneriyor? 

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ

15-24 yaş grubundaki her dört gençten biri ne okuyor ne çalışıyor; bu durumdakilerin sayısı tam 2.9 milyon.

 Üniversiteyi bitirip boşta gezenlerin oranı daha yüksek. Kadınlardaki oran da hem üniversite mezunlarında hem de genelde daha yüksek.

Siyasilerin gözünü diktiği Z kuşağı "ne eğitimde ne istihdamda" tanımına sıkışıp kalmak istemiyorsa 14 Mayıs'ta tercihini ona göre yapacak. 

Türkiye 14 Mayıs’ta önemli bir seçime gidiyor. Çok temel tercihler söz konusu olacak bu seçimde. Neler oylanmayacak ki... 

Tüm yetkilerin tek elde toplandığı mevcut sistem mi, kuvvetler ayrılığının iyi kötü yeniden inşa edileceği parlamenter sistem mi?

Cinsiyet ayrımcılığının tavana vuracağı, kadının iyice ikinci sınıf görülmek isteneceği bir yaklaşım mı, yoksa tüm vatandaşların eşit sayıldığı bir dünya görüşü mü? 

Gençlerin “Bu ülkede bana gelecek yok, ne yapıp edip kendimi yurt dışına atayım” diye çabalaması sonucunu doğuracak politikalar mı, tersi mi?

Evet, kendilerine bu ülke topraklarında gelecek göremeyen gençler... Böyle düşünmekte haksızlar mı?

İşte TÜİK'e ait resmi veriler... 15-24 yaş grubundaki her dört gençten neredeyse biri ne okuyor, ne çalışıyor. Yani dört gençten biri boşta geziyor. 

Okul yok ya da bitmiş, iş yok, kazanç yok, haliyle gelecekten pek umut da yok! 

2.9 milyon genç boşta geziyor

TÜİK’in 2022 verilerine göre 15-24 yaş grubunda 12 milyon genç var. Bu gençlerin 2.9 milyonu, ne okuyor, ne çalışıyor. Yani yüzde 24.2’lik bir kesim boşta geziyor.

Ne okuyup ne çalışanların oranı erkeklerde yüzde 16.4 düzeyinde. 

Bu oran kadınlarda çok daha yüksek, tam yüzde 32.3. Yaşları 15-24 grubunda bulunan her üç kadından biri ne okuyor, ne çalışıyor. 

Okuyan daha işsiz!

15-24 yaş grubundaki ne eğitimde ne istihdamda olan nüfusun eğitim düzeyine göre olan dağılımı ilginç bir duruma işaret ediyor. 

Genç nüfusta toplamda yüzde 24 düzeyinde bulunan ne eğitimde ne istihdamda olanların oranı okuma yazma bilmeyenlerde çok yüksek. Ama bu durumdakilerin sayısı zaten az. Dolayısıyla okuryazar olmayanlardaki oranın yüksekliği pek de önemli sayılmaz.

Ama diğer yandan dikkat çeken bir detay var.

Eğitim düzeyi yükseldikçe istihdamda olmayanların oranı artıyor.

Lise altı eğitimlilerde oran yüzde 18.6 düzeyinde. Zaten genel oranı aşağı çeken de bu grup. 

Lise mezunlarındaki oran yüzde 26.4, mesleki veya teknik lise mezunlarındaki oran yüzde 27.8, yükseköğrenimlilerdeki oran ise yüzde 33.

Yükseköğrenim görmüş olanlarda oranın yüksekliğinde tabii ki henüz iş bulmak için pek fazla zaman geçmemiş olması da bir etken. Üniversite eğitimi genellikle 22 yaş civarında tamamlandığı için mezunlar hala iş bulma arayışında ve oran bu yüzden yüksek. Ama yine de oranın yüksek olduğunu kabul etmek gerekir. 

Üniversite mezunu kadınlarda ise oran daha da yukarılarda, yüzde 36.6. Belli ki üniversite eğitimi almış kadınlar hem iş bulmakta zorlanıyor, hem de bir kısmı bu düzeyde eğitim almış olmakla birlikte çalışmayı daha az düşünüyor ya da iş bulma olanakları daha sınırlı. 

Bu arada eğitim düzeyi yükseldikçe işsiz kalmaya yol açan bir başka etken de kuşkusuz işgücüne katılma oranının yükselmesi. Çalışmak isteyen ne kadar çok olursa, ki en yüksek oran yükseköğrenim görenlerde, işsizlik oranı da o ölçüde yükseliyor.  

Önceki yıllara göre iyileşme var

15-24 yaş grubundaki genç nüfusta ne eğitimde ne istihdamda olanların geçen yılki oranı yüzde 24.2 ama bu oranın önceki iki yıla göre daha düşük olduğu da bir gerçek.

Söz konusu oran 2020 yılında yüzde 28.4, 2021 yılında yüzde 24.7 düzeyindeydi.

2020 ve 2021 yıllarındaki oranların daha yüksek oluşmasının en büyük nedeni pandeminin yarattığı olumsuz koşullardı. 

Z kuşağı sandığa giderken kendine şunu sormalı: “NENİ olmak istiyor muyum?”

Dilimizden düşmeyen bir kuşak var; Z kuşağı. 1990’ların ikinci yarısından 2010’a kadar olan yıllarda doğanlar Z kuşağı olarak adlandırılıyor. 

Bu kuşakta yer alanların bir kısmı 14 Mayıs’ta ilk kez oy kullanacak. Bu durum Z kuşağını yanlarına çekmek isteyen siyasetçilerin iştahını kabartıyor.

Siyasetçiler bu kuşağı sanki biraz hafife alıyor. Z kuşağı pek bir şey bilmeyen, siyasetten hemen hiç anlamayan kesim olarak görülüyor. Ama bu büyük yanılgı olur. 

Z kuşağı oy verirken kendince birçok şeyi dikkate alacak, birçok konuya ve yaklaşıma göre karar verecektir. 

Z kuşağı sandığa giderken kendine şunu soracaktır:

“Ne okuyan ne çalışan genç bireyler durumuna düşmek istiyor muyum, istemiyor muyum?” 

Aklı başında hiçbir genç NENİ durumunda olmak istemeyeceğine göre hangi ittifak kendilerini nerede konumlandırmaya yakın, ona göre karar alacaktır.

Tüm yazılarını göster