Çin, İran petrolünün büyük müşterisidir. Hindistan da önemli bir alıcıdır. ABD’nin yaptırım riskine rağmen bazı Hint şirketleri İran’dan hâlâ ithalat yapıyorlar. Enerji fiyatlarını etkileyen savaş ortamında, Batı medyası yerine, Hindistan ve Çin kaynakları takip edilebilir. Bu ülkelerin ajansları daha somut bilgiler veriyorlar.
Dünyada günlük petrol arzının yüzde 25’i, sıvılaştırılmış doğal gazın yüzde 30’u, Hürmüz Boğazı’ndan geçiyor. Asya medyasında dün, piyasa oyuncularına dayandırılan, ‘‘Petrol tankerlerinin sahipleri bu şartlarda boğazı geçmek istemiyorlar’’ haberi vardı. Enerji piyasaları açısından en kötü senaryo gerçekleşirse, Suudi Arabistan dışında arz düşüşünü hızla karşılayabilecek bir ülke bulunmuyor. Birleşik Arap Emirlikleri bu hesaba her zaman dâhil edilir. Ama bu ülkenin potansiyeli soru işaretidir.
Türkiye’de akaryakıtın enflasyon sepetindeki ağırlığı yüzde 3,33’tür. Tabii benzin, motorin ve LPG fiyatları; diğer ürün grupları için girdi niteliğindedir. Yani enerji fiyatlarındaki artışların dolaylı enflasyonist etkileri oluyor. Para Politikası Kurulu’nun perşembe günkü faiz kararından önce ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti yüzde 46’ya zaten düşecek. TCMB başkan yardımcısı Cevdet Akçay’a göre bir merkez bankası ‘‘iddialı’’ olmalıdır. Ancak boğazın durumu bir muammadır. İran geçmişte ‘‘Bize karşı bir saldırı olursa Hürmüz’ü kapatırız’’ tehdidinde bulunmuştu. Savaş gibi majör bir gerekçe de varken, yeni gevşeme adımları için 24 Temmuz beklenebilir.