İhracatçıya yeni yıl tavsiyeleri

Şefik ERGÖNÜL İHRACAT SOHBETLERİ

Her yeni yıl geldiğinde genellikle yapılacaklar sıralanır

Kilo vermek, yabancı dil öğrenmek, spor yapmaya başlamak gibi.

Ben de bu kez tersten bakarak ihracatçı dostlarımıza “Neler yapmayalım” diyeceğim.

Yıllar içerisinde gözlemim, en az doğru yapılanlar kadar yanlış yapılanların olduğudur.

İç piyasa sıkışınca ihracata niyetlenmek ve içerisi açıldığında nasıl olsa geri döneriz demek bilinçsizce yapılan bir yanlış. Sanıyor musunuz ki olası ihracat müşterileri cüzdanlarını açmış sizin tekliflerinizi bekliyor? Öyle bir hayatın olmadığını anladığınızda moraliniz bir hayli çökmüş olacaktır haberiniz olsun.

İşletmede ihracattan sorumlu birisini atamamak ciddi bir yanlıştır.

Pozisyon açın, yeni birisini alın demiyorum.

İhracatla ilgili çalışmalardan sorumlu olup, işleri gerektiği gibi izleyip organize edecek birisinin bu işle görevlendirilmesinden söz ediyorum.

İşyeri sahibi, ihracat çalışmaları için aldığı çalışanının yaptığı pazar araştırmaları sonucu kurduğu temasları geliştirmek amacı ile planladığı seyahate “Hele bir satış yapın da ondan sonra gidersiniz” diyerek hayır diyor.

Doğru mudur sizce?

Bence yanlış.

Oturduğu yerden hemen satış yapabilecekse, neden patrona çalışsın.

Tüm üreticiler onun tedarikçisi.

Satar, komisyonunu alır, maaşının çok üzerinde kazanç sağlar.

Piyasada dolaşan ancak gerçekliği şüpheli veya neden öyle yapıldığı bilinmeyen, başkalarının yaptığı işlerin kulakları doldurmasıyla, o yönde ve o şekilde iş yapmaya çalışmak başka bir yanlış.

İşletmenin ihracat için atacağı adımların, sağlam bilgilere dayanması gerekir piyasa gıybetlerine değil.

Öyle yapıp kaybedenlerin hikâyelerini etrafınıza bir sorun lütfen.

Pazarınızı yönetebileceğiniz kadar geniş tutun, olabildiği kadar değil.

Hele başlangıçta çok geniş ve çeşitli pazarlarla çalışmaya başlamak kadar ciddi bir yanlış daha göremiyorum diyebilirim. Kaynaklarınızı israf etmenin en güzel yoludur.

Biraz ihracat yapabilmenin verdiği cesaretle, aynı ürünü her pazara aynı şekilde satabilmeyi düşünmek de yanlışlardan birisi. Her pazarın müşteri profili az veya çok farklılıklar taşıyabilir.

Ayrıca ülkelerin aynı ürün için uyguladığı kuralları da farklı olabilir.

Alınan işlerin, müşterinin talebini tam anlamıyla karşılayacak şekilde yapmamak da önemli bir yanlış.

Bu da idare eder” mantığı, yapabilme olasılığınız olan tüm potansiyel ihracatlarınızı dinamitleyecek kadar büyük bir yanlıştır.

İhracatı çok riskli görüp “Ürün kapıda, gel parasını ver al” diyerek, rekabetçilikte en geride durmak ne kadar doğru siz söyleyin.

Karşılaşılan yanlışlar için, sorunun nedenini araştırıp ders almak yerine, bir günah keçisi bulup dövmek, firmalarımızda genel geçer kural diyebilirim.

Bulduğunuz günah keçisi dövüp rahatladınız da ne oldu?

Sorun bütün haşmeti ile orada duruyor.

Sanıyor musunuz daha sonra önünüze çıkmayacak.

Ders almazsanız hem de kaç kere çıkacak haberiniz olsun.

Hele bir de, biz yola çıkalım “Kervan yolda dizilir” diyenler yok mu?

Sormak isterim kervanların önünde giden mi size yol gösterecek?

Yoksa yapılması gereken çalışmaları yaparak, doğru bilgilere erişenler mi?

 Tüm sanayici ve tüccarlarımıza bol ihracatlı,

Tüm ulusumuza sağlıklı, müreffeh ve huzurlu bir yeni yıl dilerim.

Tüm yazılarını göster