İtalya’nın ChatGPT yasağı ne anlama geliyor?

Ussal ŞAHBAZ Global İşler

İtalya’nın kişisel verileri koruma kurumu geçen hafta ChatGPT’yi yasakladı. Her yerde konuşuluyor ama hatırlatmak gerekirse, ChatGPT geçen sene sonunda faaliyete geçen ve büyük dil modeli üzerinde çalışan bir sohbet aracı. ChatGPT’ye ne sorsanız –bazen yanlış bazen doğru—cevap veriyor. Bunun için dijitalleştirilmiş tüm metinlerle eğitilmiş bir yapay zekâ kullanıyor ve cevapları sizin sorularınızda verdiğiniz bilgilerden öğrenerek gelişiyor. Ocak ayında “ChatGPT 14 Mayıs’taki seçimlerde kullanılır mı?” başlıklı yazımda detayları ele almıştım. Peki, İtalya’da ne oldu da ChatGPT’yi yasaklama kararı alındı?

İtalyan kişisel verilerin korunması kurumu, yaş kontrolü yapılmadığı ve bu nedenle çocukların verilerinin de toplanabileceği görüşüne dayanarak ChatGPT’nin Avrupa Birliği’nin ilgili tüzüğünü ihlal ettiğine karar verdi. Chat- GPT’yi kapatma kararını açıklayan kişi ise 77 yaşında bir hukuk hocası olan İtalya’nın kişisel veriler koruma kurumu başkanı Pasquale Stanzione’ydi. Kendisi 1984 yılında profesör olmuş. Böyle her konu hakkında fikri olan hukuk hocalarını bilirsiniz. İtalya’da gerek kamu gerekse özel sektörde üst düzey yöneticilerin yaş ortalaması yüksek. Buna gerontokrasi deniyor.

İtalyan kamu yönetimi, aynı bizdeki gibi, Napolyonik gelenekten geliyor. Yani esas olan devlettir. Devlet, her şeyin iyisini bilir ve devletin izin vermediği şeyler genel kural olarak yasaktır. Buna siyaset biliminde havalı olsun diye etatizm diyorlar. Son 50 yılda yaygınlaşan bağımsız idari otorite yaklaşımı devletçi gelenekle birleşince, demokratik açıdan hesap verebilirliği zayıf olan bürokratik yapı, birçok yeni teknolojinin önünü kesebiliyor. Gerontokrasi nedeniyle, yöneticilerin çoğunun yeni teknolojileri kullanamadığını ve kullanamadıkları şeyden de haliyle korktuklarını ekleyelim.

Dijital dünyada, ulus devletlerle global şirketler arasında bir güç dengesizliği var. İtalya daha önce de Facebook/Instagram’ın İtalyan şarkılarına ödediği telif ücretlerinin artırılmasıyla gündeme gelmişti. Oranın MESAM’ı (Türkiye Musiki Eseri Sahipleri Meslek Birliği) olan SIAE, telif ücretlerini 4 katına çıkarmaya kalkınca Facebook, “ben de dünyadaki müzik hazinesinin kalanıyla idare ederim” deyip İtalyanca şarkıları repertuvardan çıkardı. İtalya, herhangi bir global dijital teknoloji şirketinin toplam cirosunun ancak %1’ini oluşturuyor. O yüzden pazarlık gücü düşük.

Gelelim ChatGPT’yi yasaklama kararına. Eğer kişisel verilerin korunması kurumu, ChatGPT’yi doğrudan yasaklamak yerine bu konuda Brüksel’de kendine destek çıkacak başka ülkeler bulmaya çalışsaydı belki de uygulamanın iyileştirilmesi için önemli bir iş yapmış olurdu. Zira ChatGPT’nin İtalya’da ofisi yok. Belki Brüksel’de bir muhatap bulabilirlerdi. Burada not etmek gerekir ki, bizim de bu şirketlerle diyalogumuzda “Avrupa Birliği Tek Dijital Pazarı” bu açıdan oldukça önemli. Avrupa Birliği’ne göre küçük bir pazar olan Türkiye, Avrupalı partnerleriyle iş birliği yaptığı ölçüde küresel ölçekli devasa firmalarla daha etkin diyalog kuracaktır.

Bu arada yine geçtiğimiz hafta İtalya’daki Tarım ve Gıda Bakanlığı, laboratuvarda üretilen etlerin yasaklanmasına dair kanun taslağını meclise sevk etti. İktidar partisinden bir milletvekili “laboratuvar ürünleri halkımızın sıhhatini, kültürümüzü ve geleneklerimizi korumuyor” demiş. Ama laboratuvarda üretilen et oldukça çevreci. Dünyadaki karbon emisyonlarının %10 civarı et üretiminden geliyor. Yapılan çalışmalara göre laboratuvarda üretilen aynı miktarda et, normal ete göre %92 daha az karbon salınımına neden oluyor. Tabii ki, İtalyan çiftçilerin lobisi kuvvetli. Tek bir hedefe odaklanmış küçük ve homojen gruplar her zaman toplumun tamamından daha çok ses çıkarıyor. Özellikle yeniliklerin önünü kesmekte. Bir nevi Uber-Sarı Taksi olayı.Avrupa’da 17. ve 18. yüzyılda kahvenin yayılmasına en çok karşı çıkanlar bira ve süt üreticileri olmuştu. Hem kahvenin ne kadar sağlığa zararlı olduğunu dile getirdiler hem de kahvehanelerde oturanların toplumsal örgütlenmelerinin çıkaracağı karışıklık ihtimaliyle kralların gözünü korkutmaya çalıştılar. Fransa’da sütlü kahve bir orta yol olarak bulundu. ABD’de buzdolaplarına karşı en büyük tepki “içindeki gazların gıdaları zehirleyeceğini” ileri süren buz lobisinden gelmişti. Traktör ise icat olduğunda at sahipleri ayaklanmıştı. Yeniliklere karşı tepki gösterilmesi işin doğasında var. Ancak yeniliklerin aşırı derecede hızlandığı çağımızda, dönüşüm süreçlerinde esneklik gösterebilen ve bu yenilikleri içselleştirebilen kamu yönetimlerine sahip ülkeler büyük avantaj kazanacak. Devletçi ve gerontokratik yönetim yapısına sahip ülkeler ise giderek geride kalacak.

ChatGPT’ye “pizzaya ananas konur mu?” diye sordum. “Şahsi tercih meseledir” diye cevap verdi. Kim bilir, belki de İtalyanlar bu cevaba bozulmuştur!

Bayram tatili okuma önerisi: Calestous Juma. 2016. Innovation and Its Enemies: Why People Resist New Technologies. Oxford University Press

Tüm yazılarını göster