Kozmetikte ‘kil devrimi’ yaptı, ürünleri Çin’den, Fildişi Sahili’ne kadar yayıldı

Sadi ÖZDEMİR EKONOMİDE SAĞDUYU

Kutsal kitaplar ve bazı kadim kültürler bin yıllardır ‘insanın topraktan bir can’ olduğunu topraktan şifa geleceğini anlatır. Yıllar önce Lut Gölü tuzundan kozmetik ürünler yapıldığını gören Ünal Karca da Anadolu toprağı kil ile ilgili ‘şifalıdır, cilde, yaralara iyi gelir’ sözünün peşine düştü. Bu çerçevede söylenenleri bilimsel olarak da teyit eden iki yıllık Araştırma Geliştirme (Ar-Ge) çalışmalarından sonra ‘kil esaslı kozmetik ürünler’ üretmeye başladı. Ezel Kozmetik’in Sivas OSB’deki fabrikasından, Dermokil markasıyla 35 ülkeye ihracat yapan büyük bir sektör oyuncusu haline gelmeyi başardı. Ünal Karaca, sadece iki yıl önce açılışını yaptığı bu yeni fabrikasının kapasitesini yaklaşık 70 milyon liralık yeni yatırımla büyütecek. Çünkü hem iç pazara hem de ihracata ürün yetiştiremiyor. Kil maskelerinden şampuanlara, diş macunlarından kremlere onlarca ‘killi ürün’ geliştiren Ünal Karaca, pandemi döneminde WalMart’lara da (ABD) ciddi satış yaptıklarını belirtiyor ve şöyle konuşuyor: “Şu anda ürünlerimiz yurt içinde 50 bin noktada satılıyor. Biz sektörümüzde artık büyük oyuncular arasındayız. İki sene önce yeni fabrikaya geçmiştik, şimdi kapasite artırmak için çalışıyoruz, yaklaşık 70 milyon liralık bir yatırım olacak. Ürün çeşidimiz 200 kalemi aştı. 35 ülkeye ürün satıyoruz. İngiltere’ye, Avrupa’ya, Körfez Ülkelerine, Çin’e, Fildişi Sahilleri’ne kadar yayıldık. Birçok firmaya fason üretim de yapıyoruz. Fabrikamızda çalışan sayımız 125 kişi, kapalı alanımız 9 bin metrekare. Sivas OSB’deki üretimimizle küresel rakiplerimiz Güney Kore ve Çin ile de rekabet edecek güce ulaştık. Bazı ürünlerde tek yerli üretici oluyoruz ve ithalatı da ciddi engelliyoruz. Şu anda ciromuzun yüzde 25’ini ise ihracattan sağlıyoruz.”

Kilden kozmetik olacağına inandırmakta zorlandık

Ünal Karaca’ya, geçmişte yaptıkları yabancı ortaklığı da soruyorum. “Suudi Arabistan sermayesi ortağımız oldu ama yüzde 10’luk bir payları var. Ortaklığımızdan biz de onlar da memnun, devam ediyoruz” diyor. “Sivas’ın Tokat’ın kilinden dünya markası çıkarmak kolay olmamıştır” diyorum. Ünal Karaca’nın yanıtı şöyle oluyor: “Kil ile başladığımızda kimseyi inandıramadık ama sonra kabullendiler. İlk yıllarda İstanbul’daki büyük bir firmadan ‘dolarla’ yönetici transfer etmiştik, 6 ay sonra ‘kilden kozmetik mi olur’ diye isyan etti ama son 7 yıldır ulusal küresel kozmetik markaların tamamı ürünlerinde kil kullanmaya başladı. ‘Kili bizim sayemizde keşfettiler’ diyebilirim ve şimdi onlar da ‘zibil gibi’ kil maskesi satıyor. Ben de fabrikamın yanına bir ‘Kil Müzesi’ bir de ‘Bilim ve Kimya Sokağı’ kurdum. Sivaz Cumhuriyet Üniversitesi dâhil üniversitelerle yeni ürünler geliştirmeye devam ediyoruz. Başarabilirsem Sivas’a bir de ‘Kozmetik Vadisi’ kurmak istiyorum. Özetle biz kil için 10 yıl mücadele ettik ve kil artık kozmetik sektörünün baş tacı oldu. Şimdi Dermokil, takip ve taklit edilen firmadır. Tamamen özgün üretimler yapıyoruz. Bazıları ürünlerine kil katıyor ama biz kilden yapıyoruz.”

■ Mobilya işimiz büyüyor, bir de termal otel yaptık

Anadolu girişimcisi genellikle bir işte durmaz. Belki de yumurtaları aynı sepete koymamak daha iyidir. Ünal Karaca da böyle düşünmüş ki kozmetik işi dışında iki önemli sektörde daha yatırımı var. Kendisine “Kozmetik dışındaki işler nasıl gidiyor” diye sorunca daha büyük bir tablo çıktı karşıma. Karaca, “Termal otelimiz gayet iyi, 750 yataklı ve burada 94 çalışanımız var. Mobilyada ise daha büyük işler yapıyoruz. Sivas OSB’deki Tiffany Mobilya fabrikamızda, 245 çalışanımız var, proje bazlı ofis mobilyaları üretiyoruz. Afrika’da çok sayıda oteli biz donattık. Üretimimizin tamamına yakını projelere ve hepsi ihracata gidiyor, bu alanda perakende de yokuz.”

■ ESNAFIN KEPENGİNİ AÇIK TUTMAK İSTİYORUZ

Küçük esnafın aracılar vasıtasıyla ürün temin ettiği için zincir marketlerle rekabette zorlandığını gören girişimci Sezgin Şener’in kurduğu Toptantr. com operasyonunu büyütüyor. Şener, “Üreticilerden direkt mal alamayan bakkalı, tekel bayini, kuaförü, kuruyemişçiyi aracılara mahkûm olmaktan kurtarıyoruz. Tirebolu’daki Bakkal Hüseyin Amca ya da Cizre’deki Tekel Bayi İbrahim Amca direkt üreticiden mal alamadıkları için aracıların yüksek fiyatlarına mahkûmdu. Şimdi küçük esnaf ihtiyacı olan binlerce çeşit ürünü çok kısa zamanda ve iade garantili olarak Toptantr.com üzerinden temin edebiliyor” diyor. Türkiye’de 335 bin civarında hızlı tüketim ürünleri satan işletmenin olduğunu, yaklaşık 30-35 bininin büyük zincir indirim marketler, 10- 13 bininin hipermarket, 185 bininin de küçük esnaf olduğunu aktaran Sezgin Şener şöyle konuşuyor: “Küçük esnafımız, hizmetleri çok iyi olsa da zincir marketlerle rekabet edemedikleri için kepenk indiriyor. Biz tam da bu noktada onların imdadına yetişiyoruz ve uygun fiyatla raflarını doldurmalarına yardım ediyoruz. 2022’de yüzde 200’ün üzerinde büyüdük ve 1 milyar TL iş hacmine ulaştık. 81 il, 922 ilçeye yayıldık. Şu anda 70 bini aşkın perakendeciye ulaşıyoruz. 2023 sonunda 250 bin üye işletmeyi Toptantr.com ekosistemine dahil etmeyi amaçlıyoruz. Depomuz İstanbul’da. Şimdi daha büyük bir depoya geçeceğiz. Bu yılın ikinci çeyreğinde Toptantr. com üzerinden pazaryeri hizmetini de devreye sokacağız. Türkiye’nin her noktasındaki yerel üreticiler ve perakendeciler kolayca buluşabilecek. Tekstilciler, tuhafiyeciler, sandalyeciler, ayakkabıcılar ve sayısız birçok sektör ürünlerini direkt perakendecilere ulaştırabilecek.”

Tüm yazılarını göster