O binalarda oturanlar tabutlarda yaşıyor!

Sadi ÖZDEMİR EKONOMİDE SAĞDUYU

Ülkemizin ‘en büyük sorunu ya da yakın gelecekte karşılaşabileceğimiz en yüksek risk nedir’ diye sorulsa muhtemelen ‘depremdir’ cevabı ilk beş yanıt arasında yer almayabilir. Kentsel dönüşüm ile ilgili bir konuşma başlasa ‘amalarla dolu cümleler’ konuyu sulandırır. Dönüşmesi gereken evi olanlar müteahhitleri büyük düşman olarak tanımlar, müteahhitler ‘kâr etmeden bu iş nasıl alacak’ diye sorar. Kamu neden devreye girmiyor sorusunun yanıtı ‘vatandaşı zorlamanın ağır sonuçlarından çekinen siyasetin edilgenliği’ olur. Maalesef ‘kentsel dönüşüm yasasının çıktığı’ 2012’den beri ‘deprem ve kentsel dönüşüm’ gündemi böyle devam ediyor. Arada büyük küçük depremlerde en az 55 bin kişi enkaz altında feci şekilde öldü bile. İşte böyle bir ortamda yine de kentsel dönüşümde etkin rol almaya çalışan, meselenin ne kadar önemli olduğunu anlatmaya gayret eden birkaç müteahhit var. Bunlardan biri de As Yatırım Geliştirme ve Yapı A.Ş (As Yapı) Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Sert şöyle konuşuyor:

Sadece İstanbul’da 596 bin konutun acilen, en hızlı şekilde dönüşmesi gerekiyor. İstanbul’da bu konutların olduğu binalarda oturanlar aslında tabutlarda yaşıyor. Kentsel dönüşümü depreme yakalanmadan tamamlamak zorundayız, herkes elini taşın altına koymalı, vatandaş da anlayışını değiştirmeli, hepimizin çok duyarlı olması gerekiyor, geç bile kalındı” diyor. Haluk Sert, firma olarak, bütün kaynaklarını ‘kentsel dönüşüm projelerine tahsis etmeye’ hazır olduğunu belirtiyor ve Beykoz’daki bir projesinden örnek veriyor: “Beykoz’daki kentsel dönüşüm projemizde 1 vatandaşımız, tek başına tam 3 yıl projeye başlamamızı engelledi. 440 dönümlük bir dönüşüm için 7 yıldır uğraşıyoruz. Geçtiğimiz günlerde vefat etti, başlayabilecek miyiz? Şimdi de mirasçılarını bulup onları ikna etmek zorundayız. Kanunlar çıktı, bazı değişiklikler yapıldı ve çoğunluk şartı düşürüldü’ diye bu iş hızlanır sanılıyor. Hayır, yine olmuyor. Tam mutabakat sağlanmadan işe başlayamıyorsun. Ruhsatı alamıyorsun. Bürokrasi de davalardan bunalmış durumda. Bu yüzden ‘git tam mutabakat sağla da gel’ diyor. Onlar da haklı…”

 

G katsayısı takıntılı İTÜ’lü inşaat mühendisi

Haluk Sert, As Yapı’nın geçmişini ve hassasiyetlerini şöyle özetliyor: “Denizli, Buldanlıyız, merhum dedemiz Halil Sert, çok iyi bir dokuma ustasıymış. Rahmetli babam Abdullah Özol Sert’in kurduğu As Tekstil ve Dokuma da halen üretime ve ihracata devam ediyor. Ben de 7 yaşımda Sultanhamam’a geldim ve ticaret hayatını orada öğrendim. Çocukluğumdan itibaren de hep inşaat mühendisi olmayı hayal ettim. Üniversite sınavlarına ilk girdiğimde matematik bölümünü kazandım ama kayıt yaptırmadım ve sonraki yıl tekrar sınava girip İTÜ inşaat mühendisliğini ‘derece’ ile kazandım, okulu da üçüncü olarak bitirdim. Yıllar içinde Eminönü’nde 60’a yakın otel ve iş hanları inşa ettik. Galata’nın tarihi dönüşümlerinden önemli projelere imza attık. Bilinen markalı konut projelerinin çoğunda alt yüklenici olarak inşaatları yaptık. Sonra da kendi projelerimizi yapmaya başladık. Kişisel olarak benim ‘deprem hassasiyetim’ çok yüksek. Depremlerde yıkım etkisini ifade eden G katsayısı vardır. Mevzuatta 0,8 olması yeterlidir ama ben projelerimde bu katsayının 1,5 olmasını esas alıyorum. Çünkü özellikle İstanbul’daki olası bir depremde bu mesele çok kritik.”

 

Basın Ekspres’te 604 konutun ilk etabı tamamlanıyor

 

As Yapı’nın inşaatı Basın Ekspres Yoluna yakın 604 konutluk AsConsept Projesi’nde 200 konutluk ilk etabın 6 ay içinde tamamlanmış olacağını belirten Haluk Sert, “Bu projemizde 140 bin metre karelik inşaat yapıyoruz. Satışlar genelde olduğu gibi bizde de çok durgundu ama Aralık ayında güçlü bir canlanma yaşadık. Sebebi ‘yabancıya konut satışındaki ekspertiz krizinin’ aşılması. Önceden bizim satış rakamlarımızın çok altında değer belirliyorlardı. Sonunda doğru fiyatlamaya geçebildiler. Aralık ayındaki satışlarımızın yüzde 80’i yabancıya oldu. Bunun devam etmesini umuyoruz” diyor ve diğer projeleri hakkında şu bilgileri aktarıyor: “Uskumruköy’de bir proje geliştirdik, 20 villalık küçük bir proje ama büyük bölümü hemen satıldı. Bu ülkede parası olan güçlü bir kesim var onlar gayrimenkul almaya devam ediyor. Beykoz’da da küçük bir kentsel dönüşümümüze Haziran’da başlıyoruz. 100 dairelik bir proje. Riva’da 186 villalık projemizde de Ağustos’ta satışa başlamayı umuyoruz.”

Barınma krizi bağıra bağıra geliyor

Türk’ün parası Türkiye’de kalmalı

Türkiye’nin ‘genel ve normal ihtiyaçlar, artı deprem riski nedeniyle kentsel dönüşüm ve kiralık konut stokunu artırmak için sosyal konutlar’ olmak üzere yıllık ortalama 1 milyon konut üretimine ihtiyacı olduğunu söyleyen Haluk Sert, konut arzı yönünde büyük bir ‘birikmiş açık’ oluştuğunu düşünüyor. “Bence ülkemizde barınma krizi bağıra bağıra geliyor. Şu anda ortalama bir metrekare konut maliyeti 75 bin lira ve 100 metrelik bir konut 10 milyon lira. Bu şartlarda vatandaş konut alamıyor, krediler bir an önce canlandırılmalı. Sosyal konut cephesi için de kamu (devlet) arsa üretmeli. Böyle giderse arz eksikliği nedeniyle özellikle kiralardaki sıkıntı daha da büyüyebilir” diyor.

Uygulanan ekonomi politikası gereği ancak altıncı aydan itibaren satışlarda istikrarlı bir canlanma beklediğini kaydeden Haluk Sert, yabancıya konut satışı meselesinde de şu görüşleri aktarıyor: “Ne yazık ki yabancıyı küstürdüler. Konut fiyatlarının ve kiraların onların yüzünden yükseldiğine dair gündem oluşturdular. Yabancıların çok az bir kısmı ‘vatandaşlık için konut’ aldı ama ‘parayla vatandaşlık satılıyor’ diye propaganda yapıldı. Sonuç ortada cumhuriyet tarihimizde ilk kez geçen yıl ‘gayrimenkulde cari açık’ ortaya çıktı. Bizim vatandaşlarımız yurt dışından çok miktarda gayrimenkul alıyor. Yakın zamanda Dubai’deydik. Bize orada proje üstlenmemizi teklif ettiler ama bizim vatanımız burası ve Türkiye’de konut üretip satmayı tercih ediyoruz. Her şey de para değil. Basın Ekspres, Riva, Uskumruköy ve Beykoz’daki projelerimiz için 5 milyar 350 milyon liralık yatırım yapıyoruz. Türk’ün parası hiçbir şekilde yabancıya gitmemeli, Türkiye’de kalmalı. Yabancının parası da buraya gelmeli. Adam buradan ev alıyorsa cebine koyup götüremez ki büyük ihtimalle kiraya verir ve kiralık konut sayısı artar.”

Tüm yazılarını göster