Amerika Birleşik Devletleri’nin ağırlığını koymasının ardından devreye giren yeni petrol anlaşmasıyla 3 büyük üretici yeniden kazanır hale geldi…
İş Kültür yayını, “Petrol: Para ve Güç Çatışmasının Epik Öyküsü” başlıklı, 11 baskı yapan çalışmanın yazarı olan Daniel Yergin, petroldeki son fiyat çalkantısına bakarak “Böyle bir şey daha önce yaşanmadı” diyor, sonra da ekliyor:
• Petrol fiyatının oluşumunda ABD Başkanı’nın çok büyük etkisi vardır…
Geçen hafta OPEC + (S. Arabistan ve Rusya) ile ABD’nin petrol üretimini kısma ve böylece fiyatına yeniden hayat kazandırma konusunda anlaşmaya varmaları, Yergin‘ in haklılığını anlatıyor.
Enerji piyasasının egemeni 2018’den bu yana ABD. Onu Rusya ve Suudi’ler izliyor. ABD’nin bu üstünlüğü kaya gazı üretiminden kaynaklanıyor. Kaya gazı 32 $‘ın üstünde rekabetçi oluyor. Suudilerin varil üretim fiyatı sadece 3.20 dolar. Ancak bütçe açığını kapatmaları için gerekli fiyat 84 dolar. Rusya’nın başabaş noktası ise 25 dolar. 42 dolarlık varil fiyatı 500 milyar dolar döviz rezervi oluşturmalarını sağlıyor.
Suudiler “sürüm kârı” sağlamak için üretimin arttırılmasından yanaydı. Ancak son uyuşmazlıkta, ABD büyük bir olasılıkla, bu ülkeye silah satışlarında sınırlama getireceğini iletti. Suudi direnişi ortadan kalktı. Günlük üretimde 9.5 milyon varillik kısıtlama için uzlaşma sağlandı.
ABD‘nin fiyat baskısının iç kaynakları da var: ABD Başkanı doğalgazı Kongre’den stratejik rezerv olarak onaylatamadı. Karar çıksaydı, fiyatı tartışılmaksızın bu gaz satın alınabilecekti. ABD Başkanı bu kez petrol ve gaz ithalatına vergi salmak istedi, buna da ithalatçı büyük enerji şirketleri karşı çıktı. 2019’da kaya gazı üreticilerinin yüzde 100 artan iflasları kâr odaklı bir yeni çözümü zorunlu kıldı, öyle de oldu.
Petrolde günlük kıvam üretim 100 milyon varil. Salgın bunu en az 20 milyon varil kıstı. Bu nedenle olayın petrol fiyatlarında bugünkü düzeyine göre büyük sıçrama yaratması beklenmemeli. Ama kârlılığı ile her 3 ülke bu işten kazançlı çıktı.
İktisatın saygın ismi ‘İstanbullu’ Profesör Dani Rodrik, Project Syndicate’teki 6 Nisan tarihli yazısında “Bu pandeminin eğilimleri değiştireceğini kimse beklememeli. Neoliberalizm daha derinleşecek, popülistler daha otokrat olacak, sol ise program aramaya devam edecek” diyordu.
Tüm siyasi eğilimlerin petrol fiyatını yüksekte tutmak için gösterdiği ortak çabayı görünce, aynı tas, aynı hamam demekten kendimi alıkoyamıyorum.