Ticaret müşavirliklerimiz

Burak ÖNDER
Burak ÖNDER İhracatçının Penceresi

Bu hafta ihracatçılar olarak zaman zaman şikâyetçi olduğumuz ticaret müşavirliklerimiz konusunu ele almak istedim. Bu nedenle bugünkü yazımda kendi küçük penceremden gördüğümü sandığım şeyleri sizlerle paylaşmak, haklı beklentilerimizi dile getirmek ve çözüm önerilerini paylaşmak istiyorum.

Ticaret müşavirliklerimizden farklı başlıklarda şikâyet duysak da son yıllarda dünyanın dört bir yanında sayıları ve verimliliği hızla artan bu sistemi küçümsememeli ve bu konuda atılan özverili adımları görmezden gelmemeliyiz.

Bugün Latin Amerika’dan Asya’ya, Avrupa’dan Afrika’ya dünyanın 115 ülkesinde ticaret müşavirliklerimiz bulunuyor. “Önemli olan nicelik değil, nitelik’’ diyenleriniz olabilir. Kesinlikle haklısınız, lakin gelin önce ticaret müşavirlerimizin mevcut durumunu analiz ederek başlayalım.

Ticaret müşavirlerimizin yaşadığı zorluklar

Biz ihracatçıların şikâyet ve beklentilerinden önce ticaret müşavirlerimizin yaptıkları işlere ve karşılaştıkları zorluklara kısaca bakmaya çalışalım. Tabii ben bir ticaret müşaviri değilim ama bugüne kadar sayısız yurt dışı ziyarette bulunan ve birçoğunda ticaret müşavirliklerimizi ziyaret eden bir ihracatçı olarak sizlere bulunduğum yerden gördüğümü sandığım şeyleri anlatmaya çalışacağım.

Farklı örnekleri olsa da ticaret müşavirliklerimizde genellikle sadece bir ticaret müşaviri ve bir yerel personel bulunmakta ki bu beklediğimiz performansa göre oldukça kısıtlı bir yapı. Düşünün bir ticaret müşaviri, yüzlerce alt sektördeki ihracatçı firmadan gelen taleplere cevap vermeye çalışıyor. Ve belki de günde onlarca e mail, telefon ve görüşme talebine cevap vermeye, diğer taraftan da o ülkede düzenlenen fuarlara ve heyetlere gözlemci olarak katılıp teşvik dosyalarının kontrolü gibi pek çok işe aynı anda bakmaya çalışıyor. Bakanlıklarımızın resmi yazışmalarını cevaplıyor, rutin raporlamalarını yerine getiriyor ve zamanı kalırsa ülkedeki gelişmeleri izlemeye çalışıyor ve “sıkı durun” pazarı tüm sektörler açısından analiz ederek biz ihracatçılara destek olmaya çalışıyor.

Ticaret müşavirliklerimiz, ilave olarak Ticaret Bakanlığı’nın web sitesinden ulaşabileceğiniz ülke raporları yayınlıyorlar. Tabii ki bu ülke raporları çok daha geliştirilebilir lakin yayınlanan birçok raporu okuyan biri olarak söylemek isterim ki sivil toplum örgütleri dahi böyle nitelikli ülke raporları hazırlayamıyorlar.

Söylemek istediğim özetle, biz ihracatçıların taleplerine karşı ticaret müşavirliklerimizin çoğunlukla kaynak yetersizliği nedeniyle yetersiz kalabildiği. Şu ana kadar bir durum analizi yapmaya çalıştım. Peki, neler yapılmalı biraz da ona değinelim. 

Neler yapılmalı?

1- Öncelikle ticaret müşavirlerimizin görevli olduğu ülkelerde yapılanmayı gözden geçirmekle işe başlayabiliriz. Bakanlık personelimizin yanı sıra TİM ve ihracatçı birliklerimizin destekleri ile daha güçlü bir organizasyon oluşturulabilir ve ilave olarak yetkin yerel personel sayısı artırılabilir.

2- Ticaret müşavirimizin o ülkedeki yerel dilde konuşabilmesi de diğer bir önemli konu. Ticaret müşavirlerimizin atanmaları yapılmadan bir yıl önce o ülkenin dilini, sosyal yapısını, kültürünü, tarihini öğrenerek gitmesi intibak süresini kısaltacak ve o ülkede görev yaptığı sürece daha etkin olmasını sağlayacaktır.

3- Ticaret Müşavirlerimizin sosyal ilişkilerde yetkin olması çok önemli. O ülkedeki market zincirleri, büyük toptancı ya da hangi sektör için pazar varsa o sektördeki ithalat yapan firmalarla görüşebilmesi ve iletişim halinde olması çok değerli. Bunun için bir temsil bütçesi oluşturularak, belirli kulüplere üyelikler dahi sağlanabilir. Örnek olarak Asya ülkelerinde birçok üst düzey yönetici ile toplantılar golf kulüplerinde gerçekleştiriliyor. Sırf bu nedenle tanıdığım Singapur’daki Fransız bir iş adamı önemli alıcılarla görüşebilmek için Golf kulübüne üye olmuştu. Biliyorum kulağa zor geliyor ama Ticaret Müşavirlerimizin o ülkedeki büyük satın almacıları yemeğe davet etmesi, özel günlerde alıcılara geleneksel hediyelerimizden gönderebilmesi ve sağlıklı ilişkiler yönetebilmesi ihracatımız için çok değerli olacaktır.

4- Ülkemizin temsiliyeti önemli konulardan biri. Malezya, Meksika, Moskova, Hong Kong gibi bazı ülkelerde Ticaret Müşavirliklerimiz ofis olarak iyi bir donanıma sahipken birçok Ticaret Müşavirliğimiz o ülkedeki Büyükelçiliklerimizin içinde küçük bir odada bulunabiliyor. Bence Ticaret Müşavirliklerimizin teknik imkânlarının geliştirilmesi çok önemli, mümkünse tüm Ticaret Müşavirliklerimizin bulundukları şehrin iyi bir konumunda ve belirli standartlarda ve olabildiğince birbirine eş ofislere sahip olması gerek.

5- TİM ve İhracatçı Birliklerimizle daha yakın bir çalışma ortamı sağlanmalı. Ülke raporlarının yanı sıra kaliteli sektör raporları da hazırlanıp ihracatçılarımızla paylaşılması ihtiyacımız olan bilgi üretimine katkı sağlayacaktır.

6- Benim gördüğümü sandığım şeylerden biri de ‘’Müşavire Sor’’ uygulamasının ihracatçının müşavire ulaşmasını kolaylaştıran değil zorlaştıran bir platform olması. Bakanlığımız bu platformu her ne kadar raporlama ve izleme için oluşturmuş olsa da teknolojik olarak farklı enstrümanlarla da bu yapılabilir. Ticaret müşavirliklerimize direkt mail ve telefonla da ulaşabilmeliyiz.

Hep söylüyorum ihracat bir ekosistem olayı. Çok iyi işleyen ticaret müşavirliklerini hep birlikte sağlayabilirsek Ticaret Müşavirliklerimizin ihracatımıza çok daha fazla katkıda bulunabileceği bir ortam yaratabiliriz.

Yapacak çok işimiz, çözecek çok sorunumuz var. Şikâyet etmek yerine sorunların çözümü için gayret üretmek daha aydınlık yarınlarımız için önemli olacaktır.

Tüm yazılarını göster