Yabancı yatırımların yönü

Ömer Faruk ÇOLAK EKONOMİ ATLASI

Doğrudan yabancı yatırımlar (DYY) her zaman önemlidir. Çünkü doğrudan yabancı yatırımı ülkesine çekenler başka ülkenin tasarrufunu kullanır. Yabancılardan kredi almak ya da tahvil ihraç etmek de benzer bir yoldur. Ancak aradaki fark, ikincisinin borç olmasıdır yani ülkeye belli bir finansman maliyeti olur. Bundan dolayı sermaye kıtlığı çeken, büyüme oranını daha da yukarı çekmeye çalışan ülkelerin ekonomileri yabancı yatırımlara elverişli ortam sağlar. Önceleri işçi ücretlerini düşük tutmak, sosyal haklarını vermemek gelişmiş ülkelerden diğer ülkelere doğrudan yatırım yapmak için yeterliydi. Ancak artık değil. Bundan dolayı da doğrudan yabancı yatırım çeken ülkelerin ilk sırasında ABD var.

DYY Çeken İlk On Ülke

Kaynak: IMF, https://www.imf.org/en/Blogs/Articles/2022/12/07/united-states-is-worlds-top-destination-for-foreign-direct-investment.

Salgın sonrası DYY’de sıralama değişti. En fazla DYY çeken ülkelerin ilk sırasında batı yakasından iki ülke var: ABD ve Hollanda. İlk on ülkede de 8 demokratik ülke bulunmakta. Otoriter ülkeler Çin ve Hong Kong. Hong Kong’un statüsünün de farklı olduğunu düşünürsek DYY çekmek için birinci koşulun siyasi istikrar ve yalpalamayan bir hukuk sistemi olduğunu söyleyebiliriz.

Kaynak: UNCTAD veri tabanı.

2021'de tüm ekonomilerde DYY arttı. Ancak en fazla yatırımı ABD çekti. ABD’yi Hollanda ve Çin izledi. Burada elbette gözden kaçabilen olgular da var. Örneğin ABD dolarının değerlenmesi, ABD kaynaklı DYY değerini arttırdı. Yine para transferinde basamak olarak kullanılabilen ülkelerde DYY arttı. Bunlar aslında fiktif artışlar.

İlginç olan bir başka olgu da DYY’de öncül olan ülkelerin aynı zamanda DYY çeken ülkeler arasında da ilk sırada olmaları. UNCTAD veri tabanındaki verilere göre en fazla DYY yapan ülkelerin başında da yine hemen hemen aynı ülkeler bulunmakta.

Türkiye doğrudan yabancı yatırımlarda istenilen noktaya gelemeyen ülkeler arasında. DYY, 2002 öncesi dönemde kurulan KİT ve İDT’lerin satılmasıyla birlikte arttı. Ancak satılacak pek fazla bir kurum kalmayınca gelen DYY de azalmaya başladı. Yapılan özelleştirmelerde de kurallara uyulmaması nedeniyle kamu zarar etti diyebiliriz. Bunun acı örneklerin birisi de Türk Telekom’dur.

Kaynak: UNCTAD veri tabanı.

Ekonomide istikrar, siyasal istikrar ve hukuk düzenine uyulmasıyla birlikte gerçekleşir. Teknoloji geliştirip öncü sektörler yaratsanız da sonuç uzun dönemde yine istikrarsızlık olabilir. Ülkeleri yönetenler bunu dikkate almazlarsa başarılar da ancak kısa süreli olur.

İyi Yıllar.

Okuma Önerisi: Daron Acemoğlu, Yapay Zekâyı Yeniden Tasarlamak: Otomasyon Çağında İş Demokrasi ve Adalet

 

Tüm yazılarını göster