Yıla başlarken, ABD’de Trump’ın yeniden başkanlık koltuğuna oturmasıyla piyasaların güçlü bir ralliye sahne olacağı beklentisi hâkimdi. Yapay zekâya yönelik dev yatırımlar, Bitcoin'in stratejik rezerv olarak değerlendirilmesi ve faiz/vergi indirim vaatleri, S&P 500 ve Nasdaq endekslerinde 2024’teki yükselişin 2025’te de süreceği yönünde umut yaratmıştı. Ancak beklentiler, Trump’ın ilk 100 gününde borsaların 1974’ten bu yana en kötü ilk 100 gün performansı göstermesiyle ters yüz oldu. Bu dönemde güvenli liman arayışı artarken altın, yatırımcının gözdesi haline geldi.
Mayıs ayı için beklentiler de oldukça sınırlıydı. “Mayısta sat ve git” yaklaşımı, bu yıl da geçerli olur düşüncesiyle yatırımcıların temkinli kaldığı bir dönemde, Trump’tan tarifelere ilişkin sürpriz açıklamalar geldi. ABD-Çin arasında tarifelerde uzlaşı zemininin oluştuğu yönündeki mesajlar ve sonrasındaki somut adımlar, piyasada bir anda havayı değiştirdi.
Geçtiğimiz hafta Nasdaq yeniden rekor seviyeye ulaşırken, S&P 500 Endeksi de 2025’te ilk kez yılbaşına göre pozitif getiriyi yakaladı. Bu ralli, uzun süredir kenarda bekleyen yurt dışı hisse fonlarını tekrar sahneye taşıdı.
Fon performanslarıyla teknoloji geri döndü
Özellikle teknoloji ve çip şirketlerine yatırım yapan fonlarda dikkat çekici bir canlanma gözlendi. Trump’ın, Biden döneminde uygulamaya alınan “Yapay Zeka Yayılma Kuralı”nı gevşetme ve yapay zekâ çiplerinin Ortadoğu ülkelerine satışını kolaylaştırma yönündeki mesajları, Nvidia gibi öncü şirketlerde sert yükselişlere yol açtı. Bu gelişmeler, teknoloji temalı fonlarda son bir ayda kayda değer getiriler sağladı:
- Teknoloji ve yarı iletken fonları: %16,3
- Blok zincir ve fintech fonları: %18,0
- Siber güvenlik fonları: %14,0
- Yapay zeka bağlantılı enerji fonları: %15 üzeri
- Havacılık ve savunma fonları: %7,5
- Sağlık fonları: %1,1
Bu tablo, teknoloji fonlarının son dönemdeki durgunluğunu geride bıraktığını ve güçlü bir geri dönüş sinyali verdiğini gösteriyor. Ancak yatırımcı ilgisinin hâlâ sınırlı kaldığını görüyoruz. Bunun nedeni, tarifelere ilişkin 90 günlük geçici uzlaşma döneminde sürecin nasıl ilerleyeceğine dair belirsizlik olabilir.
Peki bu ralli kalıcı mı?
Fed’in faiz indirimi konusunda temkinli bir “bekle-gör” politikasını benimsemesi, ABD borsalarında dalgalanmanın sürebileceğine işaret ediyor. Özellikle teknoloji ve yapay zekâ şirketlerinin yüksek değerlemeleri, yatırımcıları temkinli kalmaya zorluyor. Ancak Trump’ın “Amerika’yı yeniden güçlü yapma” söyleminin merkezinde teknoloji yer aldığı sürece, bu alandaki destekleyici politikaların devam etmesi beklenebilir.
Bu noktada, yatırımcılara tek bir temaya bağlı kalmak yerine çeşitlendirme stratejisiyle hareket etmeleri önemli. Örneğin Avrupa hisselerine yönelen fonlar, bu anlamda dikkat çekici bir alternatif sunabilir. JPMorgan’ın son analizine göre, Avrupa'nın Stoxx 600 endeksinde 580 puana doğru bir yükseliş öngörülürken, S&P 500’de aşağı yönlü bir düzeltme bekleniyor. Eğer Avrupa’da büyüme toparlanır ve şirket kârlılıkları artarsa, Avrupa fonlarının performansı teknolojiyle yarışabilir hale gelebilir.
Blok zincir ve kripto teması da öne çıkıyor
Kripto paralarda son dönemde yaşanan yükseliş, dolaylı olarak blok zincir fonlarını da desteklemeye devam ediyor. Bu fonlar doğrudan kripto paralara yatırım yapmasa da, kripto varlıklarla bağlantılı iş modellerine sahip şirketlerin hisselerini portföylerinde barındırıyor. Bitcoin’deki yükseliş trendinin sürmesi durumunda, bu fonların da enflasyon üzerinde getiri sağlama potansiyeli artacaktır.
Sonuç: Ralliye kapılmadan dengeli kalın
Yurt dışı hisse fonlarındaki son yükselişler umut verici olsa da, yatırım kararlarının hâlâ çok dikkatli alınması gereken bir dönemdeyiz. Tarifeler konusundaki belirsizlik, Fed’in temkinli duruşu ve jeopolitik riskler yatırım ortamını kırılgan kılmaya devam ediyor. Bu nedenle yatırımcıların portföylerinde teknoloji, savunma ve Avrupa hisselerini dengeleyerek çeşitlilik yaratmaları, hem fırsatlardan faydalanmak hem de riskleri sınırlamak adına en akılcı yaklaşım olacaktır.