YYS’nin tarihsel süreci, dünü ve bugünü

Mehmet Altay Yegin
Yetkilendirilmiş Yükümlü (AEO) Derneği
Yönetim Kurulu Başkanı

Dış ticaret ve gümrük düzenlemeleri de dönemsel olarak dış etmenlerinin etkisi altında kalır. 2001 yılındaki “İkiz Kule Saldırıları” olarak adlandırılan terör olaylarından sonra küresel düzeyde gümrük idareleri “önce güvenlik sonra ticaret” anlayışı ile bir dizi yeni düzenlemeyi yürürlüğe soktu.

ABD’de ikiz kulelere ve Pentagon’a gerçekleştirilen saldırılar o yıllarda küresel düzeyde bir güvensizlik ortamı yarattı. Ülkeler daha sıkı hudut kontrolleri ve güvenliği önceleyen dış ticaret seçeneklerine yönelmeye başladı. Akabinde, küresel düzeyde tedarik zincirinde kesintiler ve bundan kaynaklanan gecikmeler ortaya çıkmaya başladı.

Bu saldırılar sadece ABD’de değil tüm Batı dünyasında travma yaşanmasına neden oldu. ABD’de yapılan analizler sonucunda, bu ülkeye yönelik potansiyel tehlikelerin oluşumuna “uluslararası seyahat kolaylığı”nın ve “uluslararası ticaretin serbestleştirilmesi”nin önemli bir katkı yaptığı kanaati genel kabul gördü.

ABD’nin 2002-2005 yılları arasında uluslararası ticareti düzenleyen kurumlarda yaptığı yoğun kulis faaliyetleri ile genel kabul gören bir anlayış, gelişmiş batı ülkelerinde “uluslararası ticaretin kuralları yeniden gözden geçirilmelidir” şeklinde özetlenebilecek görüşün yaygınlık kazanmasına yol açtı.

Uluslararası ticarete bu “yeni yaklaşım” daha önce gümrük mevzuatında yer almayan “Uluslararası Ticarette Emniyet ve Güvenlik Önlemleri” düzenlemelerinin yürürlüğe girmesi ve ticaret erbabının buna uymakla yükümlü tutulması ile vücut buldu. Tüm ülkelerde uluslararası eşya trafiği söz konusu olduğunda «önce emniyet sonra ticaret» anlayışını giderek daha fazla benimsedi. Küresel düzeyde ticaret erbabı, “yasa dışı ticaretle ortak mücadele”, “kara paranın önlenmesi” gibi amaçlarla yola çıkan devletlerin teknoloji yoğun gümrük kontrolleri ile karşı karşıya kalmaya başladı.
2008 ekonomik krizini yaratan temel etkenlerin başında “mortgate” kredileri olmakla birlikte, o yıllarda gümrüklerde emniyet ve güvenlik saiki ile sıkı kontroller yapılmasının da kelebek etkisi ile 2008 krizini tetiklediğine dair değerlendirmeler de yapıldı. Bunun üzerine “güvenlik için eşyaları daha sıkı kontrol edelim, tamam da, bari güvenilir ticaret erbabına bazı kolaylaştırmalar sağlayalım” şeklinde özetlenebilecek görüşler de yaygınlık kazanmaya başladı. 2005 sonrasında gümrük alanındaki basitleştirmelerin da altında yatan aslında aynı saik olmaktadır: “Gümrük denetimleri ciddi yapılmalı, ancak güvenilir tüccara da belli kolaylıklar sağlanmalıdır.”

Durumu birlikte değerlendiren Dünya Ticaret Örgütü ve Dünya Gümrük Örgütü üyeleri güvenlik kontrollerine halel getirmeksizin hiç olmazsa “güvenilir ticaret erbabı” olarak adlandırılan işletmelerin gümrük işlemlerini daha hızlı yürütmeye yönelik yeni bir düzenleme yapmaya ihtiyaç duydular. “Authorized Economik Operator” (Yetkilendirilmiş Ekonomik Operatör) düzenlemesi bu anlayışla birçok ülkede yürürlüğe sokuldu. AEO konsepti, Dünya Gümrük Örgütü (WCO) tarafından başlatılan «gümrükten-işletmeye» kadar ilerleyen bir işbirliğine dayanmaktadır.

“Gümrük kontrollerini daha fazla yapacaksak bari güvendiğimiz ticaret erbabının işlemlerini hızlı yürütelim” mantığı ile kurulan sistem “karşılıklı tanıma” ile daha ileri bir düzeye taşındı. Bugün itibarıyla tüm dünyada AEO uygulamasından yararlanan firma sayısı yüz binin üzerine çıkmış durumdadır.

Bir dizi kriteri gönüllü olarak karşılayan tacirler, ortak hedef olan tedarik zinciri güvenliğini sağlamak için gümrük makamlarıyla yakın işbirliği içinde çalışarak AB genelinde gümrük işlemlerinde kolaylaştırmalardan yararlanma hakkına sahip olmuştur. Bu, gümrükler ile başvuru sahibi/AEO arasında her zaman bir ilişki olması gerektiği anlamına gelir. Bu ilişki karşılıklı şeffaflık, doğruluk, adalet ve sorumluluk ilkelerine dayanmaktadır.

AB AEO programı için yasal temel, 2008 yılında "Topluluk Gümrük Kanunu"na (CCC) (Yönetmelik (EC) 648/2005) ve uygulama hükümlerine yapılan «güvenlik değişiklikleri» yoluyla sağlanmıştır. Uluslararası tedarik zinciri güvenliğini artırmayı ve meşru ticareti kolaylaştırmayı amaçlayan program, tüm tedarik zinciri aktörlerine açıktır. Gümrük basitleştirme (AEOC), güvenlik ve emniyet (AEOS) veya ikisinin bir kombinasyonu olan (AEOF) modeli için yetkilendirilmiş ekonomik operatörleri kapsar.

Uluslararası ticaretin kolaylaştırılması amacıyla gerçekleştirilen bu uygulama Türkiye’de “Yetkilendirilmiş Yükümlü Statüsü” (YYS) adı altında 2013 yılında yürürlüğe sokuldu. 10.01.2013 tarihi Resmî Gazete’de yayımlanan “Gümrük İşlemlerinin Kolaylaştırılması Yönetmeliği” ile YYS belgeleri dağıtılmaya başlandı.

2023 yılının ilk yarısı itibarıyla, YYS sahibi firma sayısı 680’e ulaşmış olup bu statüyü elde etmek isteyen işletmelerin sayısı da her geçen gün artmaktadır. Bir başka anlatımla, Türkiye’de YYS uygulaması 10’uncu yılını geride bıraktı. Bu vesileyle, dış ticaret erbabının kullanımına sunulan basitleştirme uygulamalarının yaygınlaşarak on yıllar boyunca devam etmesini temenni ettiğimi de belirtmek isterim.

Tüm yazılarını göster