DIŞYÖNDER Başkanı Dr. Hakan Çınar: Treni kaçırırsak yakalamak zor

DIŞYÖNDER Başkanı Dr. Hakan Çınar yüksek üretim maliyetleri ve artan belirsizliklerin yabancı yatırımcıların Türkiye’ye doğru adım atmasını önlediğini ifade etti. Ayrıca Çınar, reel sektörün üretim kapasitesinin zayıfladığını ve ihracatçıların zor durumda olduğunu belirtti.

Haber Merkezi |

Türkiye’nin dış ticaret açığı eylül ayında 6,9 milyar dolara yükselirken, ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 76 seviyelerinde gerçekleşti. Dış Ticarete Yön Verenler Derneği (DIŞYÖNDER) Başkanı Dr. Hakan Çınar, reel sektörün üretim kapasitesinin zayıfladığını ve ihracatçıların zor durumda olduğunu belirtti. Nefes'ten Şehriban Kıraç'a değerlendirmelerde bulunan Çınar,  “Bu süreçte reel sektöre biraz nefes aldırmak gerekiyor, aksi halde tamamen tıkanma yaşanabilir” ifadelerini kullandı. 

2025’in nasıl biteceği ve öngörüleri hakkında soruya cevap veren Çınar, "Dünya konjonktür olarak enteresan bir dönemden geçiyor. Trump’ın yeniden seçilmesiyle globalleşme yerini lokalleşmeye bıraktı. Çin inanılmaz derecede güçleniyor. Rusya Ukrayna savaşı, İsrail’in Filistin’e saldırısı, Suriye’deki ve Orta Doğu’daki mevcut durum bunların hepsini bir araya getirdiğimizde dünyada dengeler çok bozuldu." ifadelerini kullandı

Çınar Türkiye'deki durumu şöyle özetledi;

Türkiye gibi dış borcu yüksek olan ve dış ticaretinde artı değer üretemeyen ülkeler bu durumdan olumsuz etkilendi. Ekonomideki bozulmalarla enflasyonist durum maalesef Türkiye’de çok ciddi şekilde baş gösterdi. Enflasyonla baş edebilmek adına döviz kurunu sabitleme politikası ihracatçıya ciddi ters köşe yaptı. Fiyat tutturmada sıkıntı yaşadılar.

Türkiye rekabetçiliğini kaybetti. Çünkü TL maliyetler bir anda çok yükseldi. Enflasyon durmadı. Maliyetler ciddi şekilde yükseldi. Özellikle emek yoğun sektörlerde rekabetçilik kayboldu. Müşteriyi daha ucuz ülkelere kaptırdık. Yerli firmalar Mısır’a yatırıma yöneldi. Bundan sonra Mısır’ın adını daha fazla duyacağız. Çünkü oralarda üretim maliyetleri işçilik daha ucuz. Türkiye’de bütün girdiler artıyor. Her zaman Türkiye Avrupa’dan ucuz derdik. Şimdi tam tersi oldu.

"Yatırımcıyı tutmalıyız"

Türk malına güveni ve desteği de artırmamız lazım. Türkiye’deki üreticilerin, sanayicilerin daha fazla ülkemize güvenerek yatırım yapması gerekiyor. Yatırımcıları Türkiye’de tutarak bu dönemi bir şekilde geçirmeye ihtiyaç var. Biz eğer bu treni kaçırırsak sonra yakalamamız daha zor. Yabancı sermayeyi Türkiye’ye çekmeliyiz. Ama yerli üreticiyi de Türkiye’de tutmayı başarmalıyız.

Belirsizliklerin bu kadar çok olduğunda yatırımcı parasını mevcudunda tutmayı tercih eder. Faiz oranlarının daha hızlı düşmesi gerekiyor.

"Hazır giyimde giderek daha dezavantajlı duruma düşeceğiz"

Türkiye’nin daha katma değer üreten markalar yaratması gerekiyor. Özellikle hazır giyimde giderek daha dezavantajlı duruma düşeceğiz. Biz pahalı bir ülkeyiz. Coğrafi konumumuzdan kaynaklı avantajımızı istenilen ölçüde güce çeviremedik.

Daha gidilecek yol var. Limanlarımız istenilen seviyede değil. Dış ticaret bürokrasisi anlamında da kolay bir ülke değiliz. Karmaşığız. Bu durum yabancı sermayeyi ürkütüyor, korkutuyor. Şeffaflığın artırılması ve maliyetlerin indirilmesi gerekiyor.

"Bizde ilave gümrük vergileri çok yüksek"

Dış ticaret fazlası verebilmek için ithalatı da ihracata dengeli hâle getirmek lazım. Daha fazla hammadde ve enerji üretmeliyiz. Adım atılsa Türkiye 5 yıl sonra dış ticaret fazlası veren bir ülke olabilir. Bizde ilave gümrük vergileri çok yüksek. Sektörel ergi çalışmaları yapılmalı.

"Belirsizlik yabancı yatırımcıların Türkiye için adım atmasını zorlaştırıyor"

Bürokratik durum, maliyetler çok önemli. Batılı gelişmiş ülkeler hukuki altyapıya karşı daha hassasken Ortadoğu sermayeleri için bu konu öncelikli olmayabiliyor. İstikrar çok önemli, hukuki ve siyasi açıdan alarm vermemesi yatırımcı açısından önemli. Üretim maliyetlerimiz ve belirsizlik yabancı yatırımcıların Türkiye için adım atmasını zorlaştırıyor.

Reel sektörün nefesi kesilebilir

İnsanımız borçlanarak yatırım yapmaya veya işini çevirmeye alışkın. Fedakarlığı nerede yapmamız gerektiğine çok iyi karar vermemiz gerekiyor. Yarın yeni vergilerin gelip gelmeyeceği Merkez Bankası’nın ne adım atacağını kestiremiyoruz. Şu anda reel sektör üretemiyor. İhracatçı ihracat yapamıyor. Para ve maliye politikasının biraz esnemeye ihtiyacı var.

Enflasyonu düşürme konusundaki katılık sürüyor. Bu esnemeyi yapmadığımız takdirde de firmaların ihracat yapma şansı her geçen daha da azalacak. Bu dengeyi iyi sağlamak gerekiyor. Yoksa verilen bedel daha ağır olabilir.

Belki devlet bu dönemde işverenden fedakarlık bekliyor. Tamam fedakarlığı herkes etsin, ediyor da zaten. Ama ne olursa olsun treni de kaçırmamak lazım. Bu dönemde reel sektöre biraz nefes vermek lazım. Yoksa nefesleri tamamen kesilecek.

"Kayıplar yaşamayalım"

2026’nın başlangıcında olumlu beklenti içinde olmamak gerekiyor. Faiz yıl sonunda yüzde 37’ler civarına inebilir. Para politikası şubat ayından itibaren mevcut durumu tekrar masaya yatıracak. O dönemden sonra faizlerde de esneme artabilir.

Yeter ki o zamana kadar firmalarımızda daha fazla kayıp yaşamayalım. Dış ticaret için enerji hammadde yatırımına ağırlık vermeliyiz. Türk tüketicisini Türk malına daha fazla teşvik etmeliyiz. Markalaşmaya teknolojiye önem vermeliyiz.

Bakanlık çalışmalara başladı: Okula başlama yaşı değişecek mi? Kritik tarih belli oldu: Asgari ücrete ne kadar zam yapılacak? Tok-Yat geleneksel dürümünü Türkiye’ye açacak “Fıstık stratejik ürün kapsamına alınsın” Yapı Kredi'den 500 milyon dolarlık yurt dışı tahvil ihracı Eurovision, İsrail'in katılımını onayladı: Birçok ülke yarışmadan çekildi