Deniz tâcı’ndan kuzu simit’e mevsimsel bir şölen

Executive Şef Serhat Eliçora’nın yerel ve uluslararası tatları buluşturan sekiz aşamalı yaz menüsü, Izaka Terrace’ta damaklara ve hayallere hitap eden bir gastronomi yolculuğu sunuyor.

Haber Merkezi |

Eski Park Otel’in ruhundan ilham alan Izaka Terrace konuklarını Executive Şef Serhat Eliçora’nın yaz menüsü ile ağırlıyor. Sekiz aşamalı tadım menüsü, sadece damaklara değil, hayallere de hitap etmeyi hedefliyor.

Şef Eliçora’nın mutfak anlayışında en çok öne çıkan kavramlardan biri, yerel üreticiye destek. Menünün yılda iki kez, mevsimlere göre değişmesi bu vizyonun bir sonucu.

Serhat Şef, mutfağa bakışını şu sözlerle özetliyor:“Her şef gibi benim de esinlendiğim oluyor, ama kesinlikle kopyacı değilimdir. Yaptığım her şey bana has ve benim tarzıma uygundur.”

Bu sözlerinde, Serhat Şef’in en büyük iddiası açıkça görülüyor: Esinlenmek ama asla kopyalamamak. Bugünün gastronomi dünyasında, birbirine benzeyen tabaklar ve “trend” olmuş sunumlar arasında kendi yolunu çizen bir şef olarak öne çıkıyor.

Executive Şef Serhat Eliçora

Ardından tescilli ürününden söz ediyor:
“Aslında bir ceviche yorumu. Oradaki sunum, oradaki teknik ve sos bize özel. O yüzden tescillendirdik. İsmini Deniz Tâcı koyduk. Sunum şekli ve prezantasyonu da bize has. Söylediğim gibi isim hakkı da bize ait.”

Şef, Izaka Terrace’ın genel mutfak anlayışını şöyle anlatıyor:
“İzaka’da uluslararası bir menüden en elitleri ve en güzel, en seçkin lezzetleri mükemmel sunumlarla servis etmeye çalışıyoruz. Lezzetler klasik ama yemekleri bir sos ve klasiğin dışında bir dokunuşla farklı sunuyoruz. Ama orijinalini bozmuyor, çok absürt yorumlarda bulunmuyoruz.”

Bu yaklaşım hem yenilikçi hem de geleneklere saygılı bir tavrın ifadesi: Dünyanın farklı mutfaklarını masaya taşırken, orijinal kimliklerini kaybettirmeden, sadece ustaca dokunuşlarla zenginleştirmek…

Tadım menüsü

Tadım menüsü için şöyle devam ediyor:
“Uluslararası lezzetleri yerel, bize has, lokal işaretli ürünlerle yorumlayarak hem yabancı misafirlerimize hem de Türk misafirlerimize deneyim sunmaya çalışıyoruz. Tamamen farklı bir deneyim oluyor çünkü buraya gelip yedikleri menü, dışarıda daha önce tatmadıkları bir lezzet yelpazesi. Bu konuda iddialıyız.”

Tadım yolculuğuna, İstanbul’un simgelerinden biri olan “Karaköy Balık Ekmek” ile başlanıyor. Boğaz çuprası ve palamutlu tereyağı ile hazırlanan bu sokak lezzeti, İstanbul’un deniz kokusu ve geçmişin nostaljisini bir araya getiriyor. Tadım menüsünde ikinci sırada “Deniz Tâcı” yer alıyor. Karaburun orkinosunun lezzetini deniz tarağı, avokado ve wasabi mayonezin ince dokunuşuyla buluşturan tabak, denizin tazeliğini sofistike bir uyumla sunuyor. İtalyan mutfağının zarif bir temsilcisi olan “Tortellini” domates marmelatının tatlı-ekşi dengesi, Ege otları püresinin ferah aromaları ve İzmir tulum peynirinin keskin lezzetiyle Ege’nin ve İtalya’nın en güzel lezzetlerini bir araya getiriyor.

Türk mutfağının vazgeçilmez klasiklerinden biri olan “Mantı”, Japon mutfağından yuzu ponzu, tütsülenmiş ördek pastırması ve turşulanmış soğan ile modern bir dokunuş kazanıyor. Final yemeği olan “Balıkesir Kuzu Simit” ise İngiliz mutfağının ikonik Beef Wellington’ına Anadolu’dan bir atıfta bulunuyor. Tatlı bölümünde ise “Çikolatalı Salep”, yoğun kakao aroması ve geleneksel salep lezzetinin uyumunu sunarken, eşlikçisi tarçınlı dondurma ile kontrast yaratıyor.

CVK Park Bosphorus Hotel’in terasındaki Izaka Terrace, konuklarını sadece yemek değil, aynı zamanda bir hikâye deneyimine davet ediyor.

Satışı yasaklandı: Bakanlık bir oyuncağı piyasadan toplatıyor ABD, sığınmacıların çalışma izni süresini 5 yıldan 18 aya düşürdü Bakanlık çalışmalara başladı: Okula başlama yaşı değişecek mi? Kritik tarih belli oldu: Asgari ücrete ne kadar zam yapılacak? Tok-Yat geleneksel dürümünü Türkiye’ye açacak “Fıstık stratejik ürün kapsamına alınsın”