Kibar Holding/Kayabaşı: Anti-damping gelmezse paslanmaz çelik sanayimiz tehdit altına girer

Çin ve bazı Uzak Doğu ülkelerinden ucuz paslanmaz çelik ithalatı, Türkiye’de yerli üreticileri zor durumda bırakıyor. Avrupa Birliği’nin uyguladığı anti-damping vergileri, Türkiye’de de benzer önlemlerin önemini gündeme taşıdı. Kibar Holding CEO’su Haluk Kayabaşı, adil rekabet ortamının sağlanmasının ve koruyucu tedbirlerin sektörü dışa bağımlılıktan kurtaracağını vurgululadı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Kibar Holding/Kayabaşı: Anti-damping gelmezse paslanmaz çelik sanayimiz tehdit altına girer

Çin ve diğer bazı Uzak Doğu ülkelerinden düşük fiyatlarla Türkiye pazarına giren paslanmaz çelik, yerli üreticiler üzerinde ciddi baskı yaratıyor. Avrupa Birliği’nin, özellikle Çin ve Uzak Doğu menşeli ürünlere yönelik getirdiği yeni anti-damping vergileri, benzer adımların Türkiye için de gerekli olabileceğini gündeme taşıdı.

Yerli sanayiciler, bu tür ucuz ithal ürünlerin haksız rekabet yarattığını ve sektörün beklenenden daha büyük kayıplar yaşayabileceğini belirtiyor. Kibar Holding CEO’su Haluk Kayabaşı, Türkiye’nin de benzer koruyucu önlemlerle sektörün dışa bağımlılığını azaltabileceğini ve adil bir rekabet ortamının sağlanmasının kritik olduğunu vurguluyor.

“Demir-çelik sektörü, Türkiye ekonomisinin temel sütunlarından biri"

Türkiye’nin, dampingli ithalata karşı daha proaktif ve kalıcı önlemler alması gerektiğini vurgulayan Haluk Kayabaşı, “Demir-çelik sektörü, Türkiye ekonomisinin temel sütunlarından biri. ForInvest Haber'in haberien göre sektör, son yıllarda zor süreçlerden geçse de 2024 yılını başarıyla kapattık. Ancak maalesef 2025 yılı için sektörümüz açısından pek de iç açıcı değil. Dünya çelik piyasalarında yaşanan arz fazlası, bazı ülkelerin iç talep yetersizliği nedeniyle ürünlerini dampingli fiyatlarla ihraç etmesine yol açıyor. Bu da Türkiye'deki yerli üreticiyi doğrudan zarara uğratıyor. Ayakta kalmakta zorlanan yerli üretici, 2022’den bu yana zararına satış yapmak zorunda kalıyor. Eğer Uzak Doğu firmaları pazarda ağırlığını artırır ve yerli üretim zayıflarsa, Türkiye üretim gücünü kaybeder ve dışa bağımlı hale gelir. Yerli üretim kapasitesini desteklemezsek, bugün ucuza satan firmalar, yarın fiyatları istedikleri gibi belirler. Bugün ucuz görünen ithalat, uzun vadede sürekli zam ve dışa bağımlılık anlamına gelir. Hiçbir üretici bu tehditle üretim yapamaz, ayakta kalamaz” diyerek, yerli sanayicinin yok olmasına göz yumulmaması gerektiğini vurguladı.

"Haksız rekabet için Ticaret Bakanlığı'mıza başvuruda bulunduk"

Damping yapıldığının verilerle sabit olduğunu, ilgili ürün grupları için resmi damping soruşturması başlatılması gerektiğini belirten Kayabaşı, “Bilhassa Çin, Endonezya, Vietnam ve bazı Uzak Doğu ülkelerinden gelen düşük fiyatlı ürünlerin iç piyasada oluşturduğu haksız rekabet için Ticaret Bakanlığı'mıza başvuruda bulunduk. İlgili makamların, yerli üreticiyle eşit şartlarda rekabet etmeyen bu güruha ivedilikle yaptırım uygulaması, ekonomimizin geleceği için de önem teşkil ediyor. Anti-damping önlemlerinin bir an evvel devreye alınması, sektörde istihdamın ve üretimin sürdürülebilirliği açısından da kritik önem taşıyor. Türkiye’nin yıllık soğuk haddelenmiş paslanmaz çelik tüketimi 400–450 bin ton civarında. Ancak bu tüketimde ithalat %80 gibi bir paya sahip. Biz iç pazar ihtiyacının %70'ini karşılayabilecek kapasitedeyiz. Yerli üretimi güçlendirmek, hem cari açık açısından hem de sanayimizin stratejik bağımsızlığı için çok önemli. Anti-damping önlemi uygulanırsa, üretimimiz büyür, kapasite kullanım oranlarımız artar, fabrikalarımız daha düşük maliyetle üretim yapar. Bu sayede istihdam artar, yatırım iştahı canlanır ve Türkiye’nin rekabet gücü güçlenir. Bakanlığımızın desteğiyle oluşturulacak güçlü bir sanayi ekosistemi, yatırımların kalıcı hale gelmesini ve katma değerli üretimin gelişmesini sağlar” diyerek, Türkiye’nin yalnızca tüketen değil, bölgesinde üretim üssü haline gelen konumunun da güçlenebileceğinin hatırlattı.

“Damping bir ulusal güvenlik sorunudur”

Paslanmaz Çelik Sanayi Derneği (PASSAD) Genel Sekreteri Erdem Şireli ise sektörün anti-damping beklentisine yönelik şu ifadeleri kullandı: “Mutfak eşyalarından beyaz eşyaya, otomotivden savunma sanayisine kadar sayısız alanda kritik öneme sahip olan paslanmaz çelik, stratejik projeler açısından da vazgeçilmez bir üründür. Örneğin Türkiye’nin gurur projesi KAAN gibi savunma sanayi girişimlerinde, jet motorlarının yüksek ısıya dayanıklı parçalarından uçak gövdelerine kadar birçok alanda paslanmaz çelik kritik rol oynar. Bu tür stratejik projelerin, yerli paslanmaz çelik üretim altyapısı olmadan sürdürülmesi mümkün değil. Bu stratejik üretimi gerçekleştirebilecek yerli bir güce sahibiz ve ülkemizi dünyaya tanıtan bu üretim gücünün desteklenmesini, ekonomimiz açısından son derece önemli buluyoruz.”

Dampingin bir ulusal güvenlik sorunu olduğunun altını çizen Şireli, “Her ülke kendi üretimini korumak zorundadır. Çünkü dışa bağımlı olmak demek, olası bir kriz anında tedarik zincirinin kesilmesi ve üretimin durması demektir. Damping gibi bir ulusal güvenlik sorununa karşı koruma altına alınan yerli üretim hem sanayi altyapısını hem de ulusal güvenliği garanti altına alır” dedi.

"Dampingli ürünlere karşı duruşumuz net"

Sektörün en kritik ürünü olan paslanmaz çeliğin güçlü oyuncularından Posco Assan’ın CEO’su Ji Seob Choi ise ithal ürünlerle mücadelenin, herkesin ortak mücadelesi olması gerektiğini vurguladı. Seob Choi, “Türkiye’nin en büyük paslanmaz çelik üreticisi olarak, dampingli ürünlere karşı duruşumuz net. Çin, Endonezya ve Vietnam’dan gelen ürünlerin, çoğu zaman maliyetinin bile altında satılması demek, açıkça Türkiye pazarının dış üreticiler tarafından kontrol edilmesi anlamına gelir. Şu an ucuz gibi görünen bu ürünler, yarın üretici kalmadığında fiyatların istedikleri gibi yükselmesi anlamına geliyor. Bugün Avrupa Birliği Çin ve Endonezya’ya karşı %30’a varan önlemler uyguluyor. Amerika’da bu oran %50’lere kadar çıkıyor. Dünyanın pek çok ülkesi kendi sanayisini korumak için aynı yolu izliyor. Bu sadece Posco Assan’ın değil, Türkiye’nin ortak meselesi” diyerek tüm sektör temsilcilerini ortak hareket etmeye çağırdı.

 

 

Ekonomi