Philip Morris/Filiz Yavuz Diren: Liderler de değişen dünyaya adapte olmalı
Philip Morris Türkiye Genel Müdürü Filiz Yavuz Diren, EKONOMİ Gazetesi yazarı Mete Belovacıklı'nın sorularını yanıtladı.
Her yıl Türkiye'nin önde gelen 250 iş liderini ve akademisyenini buluşturan Dönüşen Liderlik Zirvesi’nin 4’üncüsü gerçekleştirildi. Zirve, EKONOMİ Gazetesi'nin ev sahipliğinde PwC’nin iş birliğinde, Sabancı Holding'in ana sponsorluğunda 9-11 Ekim tarihlerinde Elite World Grand Sapanca’da düzenlendi. “Yarının Belirsizliğinde Bugünü Kazanmak” temasıyla bir araya gelen ekonomi dünyası, belirsizlik kavramını, belirsizliğin içinde yönetimi, yeni dünyanın yeni iş modellerini masaya yatırdı.
Philip Morris Türkiye Genel Müdürü Filiz Yavuz Diren: Birey olarak da kurum olarak da farklı bir şeye hazırlanıyoruz. Dünyada ve dolayısıyla ülkelerde belirsizlikler var. Afetler artmaya başladı. Her şey daha hızlı olmaya başladı. Her şeyin hızlı değiştiği dönemde insanların da dönüşmesi gerekiyor. Esnek, daha güçlü, dirençli, pozitif olmak gerekiyor. Olana üzülmeyecek, ileriye nasıl gideceğimize bakacağız. Bunları liderlerin özelliği olarak da tutmamak gerekiyor. Liderler de düne göre kararlı ve değişen dünyaya adapte olacak. Değişim zor ama bu tür liderlik özellikleri ya da çalışanların her birinin kültürü ile ilgili değişiklikler bir anda olmuyor.
Büyük şeyler ile değişim gerekiyor. Savaş ve afet gibi. Bunlar başka kasları kullanmamızı gerektiriyor. Uluslararası piyasaların açıldığını, ülkelerin birbiri ile çalıştığını, serbest ticaretin geliştiğini gördük. Bugün kuralların olduğu, her ülkenin korumacı yapıya büründüğü, uluslararası ticaretin zorlaştığı dönemi gördük. Yavaş yavaş oluyor. Hem iş insanı, hem liderler bunları tahmin ederek planlayarak daha fazla girişimci olmak zorunda. Eskiden 3 fikir ile 5 seneyi kurtarabilecekken şimdi bunu 5 tane yedeği ve yedeğinin de yedeği ile gerçekleştirebiliyoruz. Eskiden bu kadar hız, verim ve minimum kaynak ile geri dönüşüm için milyonlarca dolar harcamak gerekiyordu.
Eskiden 3 fikre yetecek kaynak varken bugün koşullar zorlaşsa da belirsizlikler artsa da alternatifl erimiz arttı. Rekabetçi bir ortam yaratırsanız en verimli sonuca ulaşırsınız. Markalarımız, paramız, kaynağımız var ama en büyük kaynak insan. Tüm değerleri yaratanlar da insan. Kimin aklı fikri varsa onların o kaynakları yönetmesine imkan vermek gerekiyor. Değişen dünya içinde kendini, kurumunu esnek tutma, her duruma fırsat ve risklere karşı koruyabilme ve bunu da naturel yapabilme işin doğasının bu olduğunu kabul etmek lazım. Bunu kabul ederek dönüşüme açık olmak gerekiyor.
















