Akşener: Bu çalışmalar oluşturulmaya çalışılan ön yargıları yıkacak

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin 30 Kreşin Toplu Temel Atma Töreni’nde konuşan Akşener, "Bu çalışmalar milletimizin bizlere, Millet İttifakı'na yönelik oluşturulmaya çalışılan ön yargıları yıkacak. Bu çalışmaların neticesinde de kalpten inanıyorum 13. Cumhurbaşkanı Millet İttifakı’nın adayı olacak.” dedi.

ANKA
YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Akşener: Bu çalışmalar oluşturulmaya çalışılan ön yargıları yıkacak

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) 30 Kreşin Toplu Temel Atma Töreni'ne katıldı.

Akşener, burada yaptığı konuşmada şunları söyledi:

“Bugün güzel ve mutlu bir gün. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile, belediye başkanları, milletvekilleri, il başkanları ile güzel bir gün geçiriyoruz. Önce Beylikdüzü’nde bir karakol binasının ve içinde kız Kuran kursu bulunan müftülük binasının teslimini yaşadık. Her ne kadar bu şehri yöneten kurumlarımızın yöneticilerinin temsil edilmediği bir törense de milletimizin var olduğu milletin kurumlarına teslim edilen iki güzel binanın açılışını yaptık. Bu, derin bir yoksulluğun sardığı ailelerin çocuklarına sabah kahvaltısı öğle yemeği, eğitim, öğretim demek. Dayısı olmadığı için mülakatta elenmiş öğretmenlerimize iş alanı demek. Çocukların annelerinin ise, çocuklar oradayken kafaları rahat, kendilerini geliştirebilme ve para kazanabilme imkanını sağlamak demek. Bir kreşle çaresizliğin önünde bir duvarı yıkıyorsunuz. Bu, yoksulluğu, fırsat eşitsizliğini ortadan kaldıran, sosyal adaletsizliği ortadan kaldıran bir durum. Okula dahi erişimin bulunmadığı, evden internet üzerinden eğitim yapıldığı bir dönemde tam 2 yılda, evlerde internet, tablet, bilgisayar olmadığı bir dönemi geçirdik. 24 aydır 79 ili gezmişim, oralarda karşılaştığım çocuklardan ve annelerden bana verilen bilgilerin gerçeği şu. İyi ki biz Millet İttifakı’nı canlandırmışız ve belediye seçimlerine girmişiz, iyi ki büyükşehir belediyelerini kazanma fırsatı bulmuşuz ve bazı acıların dindirilmesi fırsatını bulmuşuz. Bir siyasi başarının ötesinde bu 31 Mart’taki çalışmanın sonuçlarının Türkiye’de derin yoksullukla mücadele eden ailelerin, artı o ailelerdeki çocukların yaşadıkları fırsat eşitsizliğinin giderildiği bir tutum olması da çok hayırlı oldu.

"Hizmetler örnek alınmalı"

79 ilde gördüğüm ilçe belediyeleri Eğer AK Partili insanlar tarafından kazanılmışsa o ilçelerde zenginler oluşmuş, ama ne zenginler, onlar sadece AK Partili ama geri kalan ilçelerin kahir ekseriyeti fukara. O fukaralar her partili. Gıdası olmazsa iyi beslenemezse zekası gelişmiyor çocukların. 14-15-16 yaşında olup 11 yaşında görünen çocuklar var. Sarıldığımda kemiklerinin elime geldiği Türkiye ile karşı karşıyayız. Belediyelerimizin yaptığı hizmetlerin her biri aynı zamanda örnek alınması gerekilen hizmet biçimi… Milletin oyları ile seçilip milletin vergileriyle bu ücretler, imkanlar sağlandığı için sizin paralarınızın millete hizmet olarak dönmesinin neye tekabül ettiğini anlatmam mümkün değil. Anadolu’da karşılaştığım çocuklardan birinin tableti yok. Babamın cep telefonu vardı kırıldı. ‘Belediye dağıttı, arkadaşımın vardı tableti’ diyor. Ayakkabı boyacılığı yapan bir çocuktan bahsediyorum. ‘Arkadaşıma verdi, benim dayım yoktu bana vermedi’ diyor. Buna uygun bir kelime bulamıyorum. İşte sosyal belediyecilik anlayışının bir tezahürü.

 2004-2005 yıllarındaydı Porto Alegre şehrinde küreselliğe karşı olanların toplantısı olurdu. O toplantıların en sonunda şu tartışılmıştı: Küresel köleler, küresel efendiler. Ulusal efendiler, ulusal köleler... Fırsat eşitliğini sağlayan bir başka şey de eğitim. Her birimiz eğitimin bize sağladığı fırsat eşitliğinin sonuçlarıyız. Hepimiz devlet okulunda okuduk. O beğenmedikleri Cumhuriyet’in bize bahşettiği fırsat eşitliğinden bahsediyorum. Ben bir deney yaptırdım aynı okulda aynı binada yaşayan ilkokul 4. sınıfta üç çocuğa kalbin nasıl çalıştığını anlatmaları için ödev verilmesini sağladım. İnterneti olan 22 dakikada yaptı. Evde ansiklopedi üzerinden ödevi yaptılar o 2 buçuk saat sürdü. Evde her ikisi de olmayan o çocuk da kütüphaneye gitti yarım günü gitti. İşte ulusal köleler ve ulusal efendiler. Siz ulusal köleliğin önüne geçecek bir iş görüyorsunuz, bunların artmasını diliyorum. Kemal Bey'le birlikte bu sayının artıp artmadığını da kontrol edeceğiz. Bu çalışmalar milletimizin bizlere, Millet İttifakı'na yönelik oluşturulmaya çalışılan ön yargıları yıkacak. Bu çalışmaların neticesinde de kalpten inanıyorum 13. Cumhurbaşkanı Millet İttifakı’nın adayı olacak.”

Kılıçdaroğlu: İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin bir tek kreşi bile yokmuş

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin Ekrem İmamoğlu'ndan önce belediyeye ait hiçbir kreşinin olmadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, "İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin bir tek kreşi bile yokmuş. 16 milyonluk bir kenti yönetiyorsunuz. Bir kreşiniz bile yok. Hedef koydu sayın Başkanımız, kreş sayısını 150’ye çıkaracağız. Bugün 30’unun temelini atıyoruz." dedi.

CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:

“Sayın Genel Başkanım bir anne olarak, çocuğun eğitimini ve kreşin önemini, çok güzel anlattınız. Benim yapacağım katkı şu. Bir toplumu, bir aileyi, bir kitleyi, bir grubu yücelten temel faktör eğitim. Bir toplum, eğitimli olduğu süre içinde başarılı olur, büyük başarılara imza atar. Sadece okuma, yazma açısından değil. Kültürel hayattan tutun sosyolojik hayatın bütün aşamalarında başarılı olur.

Eğitimin başarısının öznesi, öğretmen. O nedenle öğretmen ile öğrenciyi buluşturmak, aslında bir anlamda Ferhat ile Şirin’i buluşturmaya benzer. Çocuklar kreşe başlayacaklar. Burada okumayı, yazmayı olmasa bile, harfleri öğrenecekler. Burada, beraber şarkı söylemeyi, masal anlatmayı, beraber uyumayı, beraber yaramazlık yapmayı öğrenecekler. Parkta oturacaklar, konuşacaklar, şakalaşacaklar. Burada şiirler, şarkılar öğrenecekler. Çocuk akşam eve gittiği zaman annesi ve babasına o şiiri, şarkıyı söyleyecek. Hatta komşuları geldiği zaman annesi çocuğuna, ‘oğlum, kızım kalk şu şiiri oku’ diyecektir. Dolasıyla eğitim, hayatımızın olmazsa olmaz bir parçasıdır.

"Hiçbirisi eğitimci değil"

Eğitim konusunda iktidar iyi bir sınav verdi mi? Hayır. 4 artı 4 artı 4 sistemi geldi sayın Genel Başkanım. Kalkınma planlarında yok. Milli Eğitim Şura’larında görüşülmemiş. Bakanlar Kurulu’nda görüşülmemiş. Milli Eğitim Bakanının haberi yok. Beş milletvekili kanun teklifi veriyor, hiçbirisi eğitimci değil. Biz, milyonlarca çocuğumuzu denek olarak kullandık. Sonra hatalı olduğunu fark ettik. Onu dönüştürmeye, eksikliklerini gidermeye çalıştık ama bir kuşağı yok ettik.

Başka temel bir sorunumuz daha var. Bizim evlatlarımız, bu ülkenin evlatları, gencecik pırıl pırıl evlatlarımız; ‘acaba yurt dışına gidersem daha iyi yaşar mıyım’ diye bir arayış içinde. İktidar sahiplerinin bunu düşünmesi lazım. Neden bu evlatlarımız, kendi ülkelerinde çalışıp, alın teri döküp kazanarak, istedikleri gibi tweet atarak, özgürlük içinde Türkiye’de yaşamıyorlar da veya yaşatamıyoruz da neden yurt dışına gitmeyi istiyorlar. Bunun üzerinde de iktidar sahiplerinin durduğunu düşünmüyorum.

"Bir kabustan uyanacak Türkiye"

Ama şundan eminim, 13’üncü Cumhurbaşkanı Millet İttifakı seçtikten ve o koltuğa oturduktan sonra 6 ay içinde Türkiye’nin bütün çarkları dönecek. 6 ay içinde bu ülkeye özgürlük, 6 ay içinde bu ülkeye huzur gelecek. 6 ay bu ülkede hep beraber şöyle düşüneceğiz, ‘ya bir kabustan mı uyandık?’ Evet, bir kabustan uyanacak Türkiye. Birbirimize farklı gözlerle bakmayacağız. Hiç kimsenin kimliğini, yaşam tarzını, inancını sorgulamayacağız. Bakacağız, onun çocuğu kreşe gidiyor mu, gitmiyor mu, böyle bir imkânı var mı, yok mu. Yoksa onu yapacağız.

Büyükşehir Belediye Başkanımız, hatırlattı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin bir tek kreşi bile yokmuş. Bir tek kreşi bile… 16 milyonluk bir kenti yönetiyorsunuz. Bir kreşiniz bile yok. Ama hedef koydu sayın Başkanımız, kreş sayısını 150’ye çıkaracağız. Bugün 30’unun temelini atıyoruz. Katkıda bulunan çok sayıda iş dünyasının saygıdeğer insanları, onlara da buradan gerçekten yürekten teşekkür ediyorum. Bu bir duvarı yapmak için tuğlayı tuğla üzerine koymaya benzer. Dolasıyla ne kadar çok kreşimiz olursa, fırsat eşitliğini o kadar iyi yakalayabiliriz, anne huzur içinde çocuğunu kreşe teslim edecektir. Beslenmesi olacaktır, öğretmeni, şarkısı, türküsü olacaktır. Anne huzur içinde sokağa çıkabilecek, taziyeye, düğüne, komşuya gidecektir. Şunu asla düşünmeyecektir, ‘acaba çocuğum rahat mı’ diye. O da bilecek ki ‘çocuğumu kreşe bıraktığım andan itibaren ben çok rahatım, çocuğumun karnı doyuyor, öğretmenler öğle saatlerin uyutuyor’ diye. Böyle bir avantajı sağlayacaksınız.

Pozitif ayrımcılığa, düşük gelirli olan bölgelerden başlayacaksınız diye. Bu törenin, bu temel atma töreninin, Bağcılar’da olması son derece değerlidir. Burada kişi başına gelirin düşük olduğunu biliyoruz. Yeşil alanın çok az olduğunu biliyoruz. Burada kreş açmak çok ama çok değerli. Yürekten kutluyorum.”

 

 

 

Gündem