Akşener'den EYT eleştirisi: Yarım yamalak iş yaptılar

"EYT konusunda da yarım yamalak iş yaptılar. Yeni mağdurlar meydana getirmekten çekinmediler." diyen Akşener, "Kanun teklifinde 1999'da yürürlüğe giren yasanın, zorunlu kıldığı yaş sınırı kaldırılıyor. Ancak bu sefer de aynı yasanın artırdığı prim ödeme gün sayısı değiştirilmiyor. Madem, bizim çağrımız ve mücadelemizle harekete geçtiniz, bari çözüm önerimizi de, bütünüyle alsaydınız." dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin Meclis grup toplantısında gündemi değerlendirdi.

Akşener, konuşmasında, Ülkü Ocakları Eski Genel Başkanı Sinan Ateş cinayeti ile ilgili sorular yöneltirken, EYT düzenlemesine yönelik de eleştirilerde bulundu.

Akşener özetle şunları kaydetti:

"Geçen hafta söylemiştim, '14 Mayıs’a kadar, her konuşmamda; Sayın Erdoğan’a, aynı soruyu soracağım' demiştim. Sayın Erdoğan, 38 yaşındaki, genç bir akademisyene, Ülkü Ocakları Eski Genel Başkanı’na, Ankara’nın göbeğinde, kim suikast düzenledi? Banu Çiçek’in ve Bengisu’nun babasına, Sinan Ateş’e, kim kıydı? Katiller, nerede saklanıyor? Saklanmalarına, kim izin veriyor? Yargı sürecini kimler baltalıyor? Bu sorulara cevap vermeden, o koltukta rahat oturamazsın. Devletin içinde, mafyalar, çeteler, uyuşturucu satıcıları kol gezerken; 'Cumhurbaşkanıyım' diye, ortalıkta gezemezsin. Banu Çiçek’in, babasız geçen, ilk doğum gününde, gece başını, yastığa koyup, rahat rahat uyuyamazsın. Beni iyi dinle, Sayın Erdoğan. Vicdana sığmayanı, Türkiye’ye sığdıramazsın. Hiçbir haksızlığa boyun eğmeyenleri, ne yaparsan yap, susturamazsın.

"Sinan Ateş’in katilleri nerede?"

'Milletin adamıyım' diye böbürlenip; milletin canına kastedilirken, susamazsın. Bu millet sana ne istediysen verdi. Sense gittin, ucube bir sistemi başımıza bela ettin. 'Ayağımda pranga var' dedin. 'Tüm yetkiler benim olsun' dedin. 'Tek söz sahibi ben olayım' dedin. Madem öyle; madem, prangalarından sıyrıldın; o zaman söyle bakalım: Sinan Ateş’in katilleri nerede? Madem öyle, madem, tek söz sahibi sensin; O zaman söyle bakalım: Katilleri kim saklıyor? Madem öyle; madem, tüm yetkinin sahibi sensin; O zaman söyle bakalım: Adalet neden yerini bulmuyor? Sayın Erdoğan. Bu alçakları bulmak, senin vazifendir. Emniyetin ve yargının işini yapmasına engel olanları bulmak, senin sorumluluğundur. Adaletin yerini bulmasını sağlamak, senin boynunun borcudur. Aksi takdirde, bu kan, senin de eline bulaşır. Bu vebal, senin de yakana yapışır. Bu göz yaşları, seni de bulur.

"Devlet, katilleri koruyup kollama yeri değildir"

Can almayı kendilerine, hak gören alçaklar, bu ülkede, elini kolunu sallayarak dolaşamaz. Çünkü devlet, katilleri koruyup kollama yeri değildir. Çünkü devlet; Cinayeti örtbas etme yeri değildir. Çünkü devlet, milletin vicdanını yaralama yeri değildir. Şimdiye kadar sustun, duymazdan geldin, görmezden geldin. Artık senin üstüne düşen, bir seçim yapmaktır. Ya bu şehir eşkıyalarını, görmezden gelmeye devam edeceksin; ya da, bu işin sonuna kadar gideceksin. Seçimini yap. Ya Sinan Ateş’in kanını yerde bırakacaksın ya da, hesabını soracaksın. Seçimini yap. Ya makamının hakkını verip, bu alçaklığın karşısında, dik duracaksın.Ya da, katillerin, alçakların karşısında, boyun eğeceksin. Seçimini yap Sayın Erdoğan. Ben bir anne olarak, bir babaanne olarak, 27 yıldır, aktif politika yapan, bir siyasetçi olarak, böyle alçak bir suikasta, sessiz kalamam. Kalmayacağım. Gerçek katiller, gün yüzüne çıkan kadar; bu kürsüden, acizliğini, yüzüne vurmaya devam edeceğim! Yer delinse de, gök yıkılsa da, vicdanları titremeyenlere inat, 'Sinan Ateş’in katilleri nerede?' diye sormaya, devam edeceğim.

EYT düzenlemesi

Biliyorsunuz, EYT kanun teklifi, yüce Meclisimize sunuldu. Biz, en başından beri, EYT’li kardeşlerimizin sorununun çözümüne, bir sosyal yardım olarak değil, bir hak kaybının giderilmesi ve nesiller arası adaletin sağlanması olarak baktık. Bununla birlikte, sosyal güvenlik dengesine olan etkisini de göz ardı etmedik. Ne var ki, AK Parti iktidarı, vatandaşın faydasına olan, her meselede olduğu gibi bunu da, bir lütuf gibi sunmaktan, geri durmadı.

Hatırlayın, tarih 24 Ekim 2018… İYİ Parti Grubu olarak, EYT’li kardeşlerimizin sesini duyduk ve meselenin araştırılması için, Mecliste bir önerge verdik. Yetinmedik, EYT’li kardeşlerimizle birlikte çalışıp, sürdürülebilir bir çözüm planını, beraber ortaya koyduk. Bu kürsüden de, tüm Türkiye’ye duyurduk. Hatta, EYT çözüm planımızın, yıllık maliyeti, geçmediğimiz köprüler, kullanmadığımız yollar, gitmediğimiz hastaneler, binmediğimiz uçaklar, yandaşlara ödenen, hazine garantilerinin, yıllık yükünden, daha azdı! Önergemiz, AK Parti ve MHP oylarıyla reddedildi. Çözüm planımız, duymazdan gelindi. Ama nedense birden, EYT’li kardeşlerimiz için, ‘Çift dikiş’ diyenler, ‘Seçim kaybetsem bile yapmam’ diyenler, ‘Zaten yapacaktık, zamanının gelmesini bekliyorduk’ demeye başladılar. Olsun, hep söylüyorum. Bizim çözümlerimiz, projelerimiz, miri maldır. Alsınlar, uygulasınlar. Biz, milletimizin yararına olan, her projemizin hayata geçirilmesinden, ancak memnuniyet duyarız. Yeter ki, doğru düzgün uygulasınlar. Ama gelin görün ki, eskiler, ‘Gönülsüz yenen aş, ya karın ağrıtır, ya baş’ demişler. Hemen her konuda olduğu gibi, EYT konusunda da yarım yamalak iş yaptılar. Yeni mağdurlar meydana getirmekten çekinmediler.

Mevcut kanun teklifinde, 1999 yılında, yürürlüğe giren yasanın, zorunlu kıldığı yaş sınırı, kaldırılıyor. Ancak bu sefer de aynı yasanın artırdığı, prim ödeme gün sayısı değiştirilmiyor. Oysa iktidar, yaptığı kafa karıştırıcı açıklamalarla, insanlarımızı bunun tersine inandırdı. Ve gelinen noktada, EYT’li kardeşlerimiz şimdi de prime takıldılar. Buradan, iktidara seslenmek istiyorum. Net bir şekilde bilgilendirmediğiniz için, vatandaşlarımız borçlanma hakkından faydalanmak adına arabasını sattı, kredi çekti, para yatırdı. Şimdi onlara, ‘Prim ödeme gün sayınız yetmiyor’ diyorsunuz. Biz boşuna, ‘Devlet Ciddiyet Yakışır’, ‘Devlete Liyakat Yakışır’ demiyoruz. Madem, bizim çağrımız ve mücadelemizle harekete geçtiniz, bari çözüm önerimizi de, bütünüyle alsaydınız. Madem giderayak, seçim için de olsa, milletin yararına, bir iş yapacaktınız bari onu da doğru düzgün yapsaydınız.

"14 Mayıs’ta Beştepe’deki müdürü kovacağız"

Sayın Erdoğan, bundan tam 11 yıl önce, 2023 vizyonunu açıklamıştı. Sözde vizyon, özde atmasyon olan açıklamasını yaptığında, dolar kuru, 1 lira 75 kuruştu. Bugün nihayet, o vizyonun, gerçekleşeceği söylenen, 2023 yılına girdik. Ve dolar, 18 lira 81 kuruş… Sadece bu durum bile, aslında her şeyi anlatıyor. Geçtim vizyonu, büyük bir çapsızlığın, ibretlik eseri, tüm görkemiyle, karşımızda duruyor. 

Sayın Erdoğan’ın, yine bir seçim döneminde, 2023 vizyonu diye şişirdiği, boş vaatleri, her zamanki gibi, yine baştan sona yalan oldu. Aziz milletim bir şirket müdürü düşünün: Şirketi büyüteceğini söylesin; ama şirketi küçültsün. ‘Kâr rekoru kıracağım’ desin; ama zarar rekoru kırsın. Şirket zarar ederken, borçlanıp uçak alsın. İşleri, eşe dosta paslayıp, şirketin kasasını boşaltsın. Çalışanlara maaş ödeyemezken, lüks ofisinde, tüm gün ense yapsın. Sizce bu müdüre ne yaparlar? Kovarlar değil mi? İşte 14 Mayıs’ta, biz de, Beştepe’deki müdürü kovacağız. Yaptıklarının hesabını, milletimizle birlikte, sandıkta soracağız! Şunun şurasında, 102 gün kaldı.