Aldığım en büyük ders, hayata ve sunduklarına açık olmak

Mücevher tasarımına yenilikçi bir dokunuş getiren Kısmet By Milka, bu sene 15. yılını kutluyor. Bu başarı hikayesini markanın yaratıcısı Milka Karaağaçlı İnce’den dinledik.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Aldığım en büyük ders, hayata ve sunduklarına açık olmak

Aslı Barış

Mücevher dünyasına nasıl adım attınız? Bu yolda sizi motive eden en büyük şey neydi?

Uzun yıllar boyunca, iletişim alanında çalıştım. Aslında her şey konfor alanımı değiştirme kararı vermemle başladı. Kendim için daha anlamlı ve daha yaratıcı fikirler geliştirebileceğim bir alana yönelmek istedim. Her ne kadar işimi çok seviyor olsam da kendimi tasarımlarımla ifade edebilmek, tasarımlarımla insanlara hikayeler anlatmak fikri aklımda hep vardı. Hayatımda tam da bir yenilik yapmam gerektiğini düşündüğüm zamanlar sık sık Londra’ya seyahat ediyor ve Londra’daki arkadaşlarıma İstanbul’dan kendi tasarladığım nazar boncuklu tasarımlar götürüyordum. Bu hediyelerin çok beğenilmesiyle “Acaba ben bunu daha mı ciddiye alsam?” diye düşünmeye başladım ve İstanbul’da ufak bir atölyede, içimden, aklımdan, hayallerimden ne geçiyorsa üretmeye başladım. Yaptıklarım çok ilgi görünce de doğru yolda olduğumu anladım. Bu arada mücevherin kimliğine, kullanımına da girmeye başladığımı fark ettim. Günlük yaşama mücevher kullanımını dahil ettim diyebilirim, çünkü ben de öyle seviyordum.

Güncel olarak dünyada şu anda hangi noktalarda mücevher tutkunları ile buluşuyorsunuz?

Türkiye, Dubai, Mikonos, Kıbrıs, Bahreyn olmak üzere, toplamda 17 mağazamız var. Çok yakın zamanda Londra mağazamız da ekleniyor. Ayrıca, Amerika, Avrupa, Orta Doğu’da olmak üzere, 100’den fazla satış noktasındayız. Yabancıların, markamıza olan ilgisinin oldukça yüksek olduğunun farkındayız ve bu bizim için çok önemli. Tasarımlarımıza büyük bir heyecanla yaklaşılması bizi oldukça motive ediyor.

 

Markanız için bir dönüm noktası ya da Kısmet By Milka’yı derinden etkileyen bir anınız var mı?

Markam için dönüm noktası, kendi atölyemizi kurma kararımızla başladı diyebilirim. Hayalimdeki tasarımların üretimi konusunda aldığımız bu cesur karar ile bugün tasarım alanında rakipsiz olmamızı ve alanında uzman zanaatkarlarla hayalimdeki her bir tasarımı gerçeğe dönüştürebilmenin adımını atmış olduk. Bir diğer dönüm noktası ise Madonna’nın kendime özel tasarladığım, kızımın baş harfi olan M yüzüğünü Instagram’da görmesi ve sipariş etmesi oldu. Ardından Meghan Markle’ın Hamsa yüzüğümüzü ve Seed bileziğimizi severek kullanması, Scarlett Johansson’un kulağını bizim piercing’imizle deldirmesi gibi birçok ikonik ismin ilgisi Kısmet By Milka’yı dünyaya tanıttı. Aynı zamanda marka kimliğimizle örtüşen global markalarla doğru projelerde yan yana gelmek önemli adımlardı bizim için. Nike, Warner Bros. gibi dünyanın en büyük markaları ile iş birlikleri yaptık ve yurt dışındaki ünümüzü sağlamlaştırarak dünyanın birçok noktasında mağaza açma daha önemlisi birçok ülkede tanınan ve sevilen bir marka olma şansını elde ettik. 2018 yılında ise mağazalarımıza piercing stüdyolarımızı entegre ettik. Böylelikle mücevher tasarımlarımız ve piercing koleksiyonlarımızla beraber mağazalarımızda benzersiz bir müşteri deneyimi sunmaya başladık.

Bu yıl Kısmet By Milka 15. yılını kutluyor ve bu yıl birbirinden iddialı işlere imza attınız. Bu sene neler yaptınız, sizden dinleyebilir miyiz?

Bu yılı kutlarken, birçok ilki de birlikte yaşadık. Yılın başında Gülcan Arslan ile Passenger kampanyamızı çektik ve çok ilgi gördü. Ardından Cansu Akın ile Milka’s Dreaming koleksiyonumuzu lanse ettik. Son kampanyamız Icons ve Fifteen’i dünyaca ünlü model Eva Herzigova ile Londra’da çektik, ikonik tasarımlar ikonik bir modelle buluştu. 

Bu yılın en heyecan verici gelişmesi ise yıl sonunda Londra mağazamızın açılacak olması. Londra, hem benim çok sık seyahat ettiğim ve markamın kuruluş hikayesinde önemli rolü olan bir şehir, hem de moda dünyasının en önemli merkezlerinden biri. İlk günden beri Londra’da bir mağaza açmak hayalimdi. Bunun gerçeğe dönüşüyor olması beni çok heyecanlandırıyor. New Bond Street ise Londra’nın kalbi diyebileceğimiz, modanın, alışverişin, gastronominin ve turizmin merkezi olan şehrin en canlı caddesi. Dünyanın en büyük lüks markaları bu lokasyonda bulunuyor. Kısmet By Milka’yı da global markalar arasında görmek ve bir Türk markası olarak ülkemi temsil edecek olmak beni çok gururlandırıyor. İki katlı ve markamızın amiral gemisi olacak olan yeni mağazamızda çalışmalar devam ediyor.

Gelecekte Kısmet By Milka markasını nerede görmek istiyorsunuz? Yeni projeler veya iş birlikleri gündemde mi?

Sloganımız “Moving forward”. Yaratacağımız her bir koleksiyonun ve hedeflediğimiz büyümenin ardında hep ileriye gitme arzusu var. Amacımız, markamızın kültürünü ve tasarım anlayışını koruyarak daha fazla ülkede, daha geniş kitlelere ulaşmasını sağlamak. İlham veren bir dünya yaratabilmek için hayata karşı meydan okuyanlara güç vermeye devam edeceğiz. Tasarımlarımızda her zaman yaratıcılığa, hikaye yaratmaya ve inovasyona odaklanacağız. Az önce de bahsettiğim gibi bu yıl bizi en çok heyecanlandıran Londra mağazamızın açılışı dışında mağazalaşma tarafında önümüzdeki yıl Avrupa’da daha fazla noktada olmak hedefiyle büyüyeceğiz. Kasım ayında Madrid’deki ilk lokasyonumuzu açtık ve 2025’de bu sayıyı 4’e çıkarma planımız var.  Ayrıca, 2025 yılında Fransa’da ilk shop in shop’umuzu açmayı planlıyoruz.  Amerika’ya da odağımız devam edecek.

Hem anne hem de yoğun bir iş insanı olarak normal bir gününüz nasıl geçiyor?

Çok düzenli bir hayatım olduğunu söyleyemem, o yüzden genelleme yapamıyorum. Yoğun aylarda çok fazla seyahatim oluyor, bu da rutinimi değiştiriyor. Eğer İstanbul’daysam ve hafta içiyse günüm çocuklarımı öpmekle başlıyor. Onları okula yolladıktan sonra güne hazırlanıyorum. Eğer bir çekimim veya dışarda toplantılarım yoksa atölyeye yani diğer evime geçiyorum. Orada sürekli bir yaratım sürecindeyiz. Her hafta yeni modeller çıkıyor, değerlendiriliyor, daha iyisi nasıl yapılır diye çalışılıyor. Çok uzun ve meşakkatli bir süreç. Bir tasarıma baştan sona nerdeyse 35 kişinin eli değiyor. İşime gerçekten çok aşığım, severek yaptığım için ortaya koyduğumuz iş kendini konuşturuyor.

Akşam eve geliyorum, ailecek yemek yiyoruz, bu bizim için çok önemli, günümüzü konuştuğumuz, sohbet edebildiğimiz ve hep birlikte olduğumuz önemli saatler. Çocukları yatırdıktan sonra da bana ‘me time’ kalıyor. Hafta sonlarını da genelde arkadaşlarımla ve ailemle geçiriyorum.

 

Peki kendi tarzınızı tanımlarken hangi kelimeleri kullanırsınız?

Benim stilim de, mücevher tasarımını ele alışım gibi. İçimden ne geliyorsa... Beni ne besliyorsa onu yansıtmak isterim. Ve duygularımı çok dinlerim. Bir şeyi moda oldu diye giymek istemem. Tabii ki sevdiğim ve çok beğendiğim tasarımcılar var. Çok beğendiğim markalar var. Yeni markaları da çok takip ediyorum. Mesela Duran’ı çok beğeniyorum son dönemde. Ama illa moda diye bir şeyi giymem. Bir de tezat severim. Sınır koymayı sevmem. Kafama göre takılıyorum diyelim.

İlham kaynaklarınız neler?

Tasarımlarıma başlamadan önce bir duygu ararım. Çevremdeki her şeyi gözlemlerim. Hayatın kendisinden, seyahatlerimden, sokakta gördüğüm insanlardan, tarihten ve hatta kendi geçmişimden çok ilham alırım… Nasıl bir psikolojide ve nasıl bir sosyal ortamda yaşıyoruz, zihnimizin, ruhumuzun coğrafyası nasıl, onun üzerine düşünüyorum.  Hayallerimden, dünyada olup bitenden ve gelecekle ilgili ön görülerimden esinleniyorum. Mesela ben kızımdan da ilham alıyorum. Hep meraklı, sürekli sorular soruyor. Tabii ki bize yol açan devrimci kadınlar da var. İlk aklıma gelenler ise Coco Chanel, Afife Jale, Mina Urgan, Leyla Gencer… Liste uzun ve iyi ki de uzun.

Her koleksiyonun hikayesi apayrı ama bir şekilde birbirleriyle de bağlantılı. Yıllar geçtikten sonra geriye dönüp baktığımda görüyorum; o kadar anlamlı bir şekilde gelişmiş ki, hepsi birbirini takip etmiş ve desteklemiş. Her koleksiyon aslında benim iç dünyamın birer yansıması ve hepsinin ortak noktası ilerlemek, bir öncekini geliştirmek ve daha iyisini yapmak diyebilirim.

Kısmet By Milka, ses getiren işlerinin yanı sıra sosyal sorumluluk konusunda da duyarlı bir marka. Bu konuda yeni projeleriniz var mı?

Sosyal sorumluluk tarafında, Make A Wish Türkiye ile gerçekleştirdiğimiz yeni bir projemiz var. Make a Wish ile ilk bir araya gelişimiz geçtiğimiz aylarda gerçekleşen bir müzayedede başladı. Bir anne ve bir tasarımcı kimliğimle hayallerin önemine ve vermenin gücüne inanan biri olarak bu iş birliği beni çok gururlandırdı. Marka olarak, Make A Wish’e daha fazla nasıl destek olabiliriz diye düşündük ve bir araya gelerek bu konuyu değerlendirdik. Make A Wish ile bir iş birliğine imza attık. Kasım ayı itibariyle Milka’s Dreaming koleksiyonumuzun seçili tasarımlarından elde edilen gelirin bir kısmını, riskli hastalıklarla mücadele eden 3-18 yaş arası çocukların dileklerinin gerçekleşmesine ve onların yaşama daha sıkı bağlanmalarına katkıda bulunmak adına derneğe bağışlamaya başladık. Şu an için sadece Türkiye ile sınırlı olan bu planlamayı, önümüzdeki aylarda Londra ve Dubai için de değerlendirip genişletmeyi hedefliyoruz. 

Yeni jenerasyon tasarımcılara bir mesajınız veya tavsiyeniz var mı?

Kendi yolculuğumda aldığım en büyük ders, hayata ve sunduklarına açık olmak. Çocuklarım da bana kaynak olabilir, bir haber de, bir seyahat de, okuduğum bir şey de… Ben böyle bakıyorum. Ama illa vakit ayırmak lazım. Ayni şeyleri yapmamak lazım. Ayrıca hayal kurmaktan asla vazgeçmeyen ve bu hayallere ulaşırken birçok zorluğu deneyimlemiş biri olarak da şunu eklemek isterim: Tasarımcılar önce kendilerini iyi tanısınlar, araştırsınlar, sorgulasınlar ve üretsinler. Yaptıkları işlere anlam yüklesinler ve her şeyden önemlisi, içlerindeki gücü sevdiklerine zaman ayırarak bulsunlar...

 

 

 

 

HAFTA