Dünyaya minicik de olsa fayda sağlamak için uğraşıyorum

Şef Aydan Üstkanat yemek stilisti, gastronomi yazarı, reçete danışmanı, fotoğrafçı... ‘Yap Ye Paylaş’ kitabıyla Gourmand Ödülleri’nde yıllardır Türkiye ve bazı ülkelerin dahil edilmediği A Kategorisi’nde ‘Yılın Yazarı Ödülü’ sahibi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Dünyaya minicik de olsa fayda sağlamak için uğraşıyorum

Faruk ŞÜYÜN

Aydan Üstkanat’ı tanıyalı 15 yıl olmuştur. Gastronomi dünyasının ilk kadın köşe yazarlarından biri. Bugün onu ‘Food Online Aydan Üstkanat’ dergisinde takip ediyorum. Söyleşimize de dergiyle başlamak istiyorum. Şöyle anlatıyor:

“Görsel ve tarif niteliği doğruluğu bakımından referans alınabilecek, reklam kaygısı taşımayan editörden, yazarlara sadece kadınların olduğu uluslararası düzeyde bir dergi çıkarmak hedefiyle yola devam ediyoruz. İçerik, sayfa tasarımı elbette bende. İsimsiz yazıların tamamı bana ait. 3. senemize girdik. Amaç mevsim odaklı beslenme ve bunu yaparken tabaklama konusunda herkese ilham olma. Mevsim odaklı tüketici refleksi ne kadar yaygınlaşırsa tarıma ve toprağa katkısının o kadar fazla olacağını düşünüyorum.

Sonuç olarak dünyayı kurtarmıyorum ama hayatımın dünyaya ve iyi insanlara, canlılara minicik de olsa fayda sağlaması için uğraşıyorum. Sanırım yemek konusu bu anlamda çok önemli. Çünkü yemek hikâyesi topraktan tabağa uzanan yolda (üretici, aradakiler ve tüketici) ne kadar ahlâklı olursa o kadar yaşanası bir dünyamız olur.”

Yazılarında sevdiği veya günlük hayatında sıklıkla kullandığı gıda malzemelerinin ve el emeği ürünlerin üreticilerini önerdiğini biliyorum. “Hepsi; inandığım, denediğim, memnun kalıp heyecanla paylaşmak istediğim ürünlerdi. Çok büyük firmaları sadece malını kullanmadığım için geri çevirdim, çeviriyorum. Kariyer olarak çok hızlı alacağım yolları sadece bu sebeple zorlaştırdım ve bu umurumda olmadı” diyor bu yöndeki çabalarından söz ederken.

Aydan Üstkanat İzmir doğumlu. 8 kitabı var. Bunlardan ‘şekerSİZ’, ‘Un, Tarihi / Tarifi’, ‘Yap Ye Paylaş’ dünyanın en prestijli gastronomi ödüllerinden, gastronomi kitap ödüllerinin Oscar'ı olarak gösterilen Gourmand’da toplam 6 ödüle değer bulunmuş. Aynı ödüllerde ‘Yap Ye Paylaş’ ile yıllardır Türkiye ve bazı ülkelerin dahil edilmediği A Kategorisi’nde Yılın Yazarı Ödülü’nü almış.

Kitaplarındaki tüm fotoğrafları kendi çekiyor, grafik dizaynlarını da yine o yapıyor taa Star gazetesinde çalıştığı yıllarda kuponla verilecek 600 sayfalık yemek kitabını 25 günde hazırlamasını istediklerinden bu yana:

“Kim sabahın 7'sinde fırından çıkardığım ekmeğin fotoğrafını çeker? Eşim Ergun’la birlikte Sirkeci’ye gidip kendime bir fotoğraf makinesi aldım. İlk eğitimimi iyi bir fotoğrafçı olan eşim verdi. İyi veya kötü, kendi çektiğim fotoğraflarla bu iş olacaktı. İlk kitabım dâhil şef bıçağı kadar önemi oldu fotoğraf makinem” diyor.

Eşi o yıllarda çok iyi bir gazeteci olan, halen Goodworks İletişim Danışmanlığı’nın kurucu ajans başkanlığını yürüten Ergun Gümrah. Bu süreçte ona medya dünyasını anlatıyor, rehberlik yapıyor.

“Hayatım boyunca çalıştım” diyen Üstkanat, İzmir’de kendi reklam ajansını kurarak sektörel dergiler çıkarmaya başlamış. O dergilere bilmece sayfaları yapıyor, takma adla gastronomi yazıları da kaleme alıyor. Profesyonel mutfağa ilk adımını ablasının Bodrum’da işlettiği otelin mutfağında atıyor.

Evlenip İstanbul’a geldiğinde “sudan çıkmış balığa döndüğünü” söylüyor. Kimseyi tanımıyor, İzmir’deki güçlü networkü geride kalmış. Pabetland’ın art direktörlüğü öneriliyor. “Oradaki becerilerim daha çok yemeğe odaklı oldu” diyor. Yemek stilistliği eğitimi almaya başlıyor. Art direktör ve yemek stilisti olarak Villeroy&Boch’a geçiyor. Bu arada ‘Dishy’ isimli kadın dergisinde ‘kırmızı ayakkabının içinde karides kokteyllerin bulunduğu çok uçuk kaçık sayfalar!’ yapıyor.

Bugüne kadar hazırladığı 400’ün üzerinde sıfırdan reçete var. “Hepsi kayıtlı” diyor ve devam ediyor:

“Pancarlı kısır yapılmazdı, yaptım; enginarın yüzlerce reçetesini yaptım, şimdi de kitabını hazırlıyorum.”

Başarısının sırrını anlatırken “hiçbir zaman etrafıma bakmadım, başkalarının ne yaptığıyla ilgilenmedim. Benim derdim Rönesans’ı ve sonrasındaki ustaları anlayabilmekti. Hayat boyu ürettim ve hep kendimle yarıştım. Bir önce yaptığım şeyden daha faydalı ne yapabilirim diye araştırdım. Ben kendimle yarışıyorum, derdim kendimle” diyor.

Gastronomi sektörüne çok değerli katkıları olan Aydan Üstkanat’ı izlemeye devam edeceğim.

 

 

 

Bu konularda ilginizi çekebilir