“Duyguları gösteren işler yapıyorum”

Sanatçı Server Demirtaş’ın kişisel sergisi, çağdaş sanat fuarı CI Bloom kapsamında ziyaretçileriyle buluşuyor. Bu vesileyle görsel ve işitsel duyuları sentezlediği kişisel sergisini konuşmak için Demirtaş ile bir araya geldik.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
“Duyguları gösteren işler yapıyorum”

HELİN KAYA

Biraz geçmişe gidersek, kinetik heykel yolculuğunuz nasıl başladı?

Çok kısa özetlemek gerekirse Mimar Sinan Üniversitesi, eski adıyla İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi resim bölümünden mezun oldum. Ama resim eğitimine rağmen tüm ilgim boyutlu işlerdeydi. İlk yıllarda etrafında dönülebilen, üç boyutlu, fakat çok yalın katmanlardan oluşan soyut heykeller denedim. Kinetik heykele geçişim de daha önceki deneyimlerime dayanıyor. Bir dönem hayatımı kazanmak için makineler yapıyordum. Burada babamın da etkisi çok büyüktür. Babamın atölyesinde makineler, malzemelerin kullanımı, kaynak, döküm yapmak gibi teknikleri öğrenmiştim. Okuldan mezun olduktan sonra da Japon süsleri imalatı konusunda deneylerim oldu. Böylece, bende makinelerden de heykel yapılabileceği fikri oluştu. Sonra makineler hayatımda heykellerimin alt yapısını oluşturdu. Bu önemli bir nokta aslında. Yani hayatınızda yaşadığınız şeylerin doğrudan sanatınıza geçmesi, bulaşması, ondan kaynaklanması çok önemli bir şey. Ticari bir kaygıyla yaptığım ve denediğim şeyler sonradan heykel sanatına evrildi.

Sanatın özellikle bu alanında olmak istemenizin belli bir sebebi var mı?

Sanatı seçmemin nedenlerinden biri çok erken dönemlerimde Leonardo da Vinci’nin hayatına dair bir belgesel seyretmiş olmam. Bu belgeseli ortaokul yaşlarımda seyrettiğimde, Leonardo’nun yaratıcı ve travmatik hayatından çok etkilendim. Kendimle özdeşleştirdim, onunla bir bağlantı kurdum ve sanat benim için sanki bir kurtuluş gibi, bir tedaviymiş gibi önem arz etti. Leonardo’nun her konudaki merakı, makine ve tank yapımı, şiire, edebiyata ve felsefeye olan ilgisi beni çok etkiledi. Yalnız ve kimsesiz bir çocukluk… Doğaya dönüp doğayı ve işleyişini anlama arzusunun o çocuğun yaratıcılığının kaynağı olduğunu düşünüyorum. Ben de ilk dönemlerimde Leonardo’yu kendimce keşfettiğim için benim için müthiş bir ilham kaynağı ve sanatı seçmemin sebebi oldu. Kinetik sanatla da ayrıca ilgisi var, çünkü Leonardo hareketli işlerle çok ilgiliydi. Sürekli hareket ve mekanikle uğraşıyordu. Mekanik üzerine hayatını adamıştı neredeyse.

Yarattığınız eserler üretim süreci bakımından dikkat çekici bir yere sahip. Heykelde bu dönüşümü neden tercih ediyorsunuz?

Aslında üretim sürecinden çok sonuçla ilgilenir izleyici. İlk yıllarda daha çok makinelerin gözüktüğü robotik heykeller yapıyordum. Ama yıllar geçtikçe, özellikle son 4-5 yıldır, daha çok duyguları gösteren işler yapıyorum. Böyle bir farklılığı tanımlamak lazım. İlgi çekici olanın bu değişim olduğu düşünülebilir.

Kinetik heykelleri yaratırken çalışma alanınızda teknik yardım alıyor musunuz?

Yakın zamana kadar almıyordum. Şu an çok yetenekli olduğunu düşündüğüm iki yakınım Kudret ve Emre bana asistanlık yapıyor ve iyi birer heykeltıraş olma yolculuğuna girdiklerini söyleyebilirim.

Yeni serginize gelelim… Sergide yer alan eserlerinizi nasıl tanımlarsınız?

Doğal olarak hareketli heykeller yapıyorum. Ama tabii ki her yeni iş, her yeni çalışma, her yeni sergi yeni bir arayışın göstergeleri. CI Bloom’da Brieflyart standındaki sergimizde ‘Çığlık Üç’ isminde bir çalışmam var. ‘Çığlık Üç’, eskilerinden daha farklı bir atraksiyon gösterecek. Daha sürrealist ifadeler var heykel özelinde. Daha çarpıcı, biraz daha büyük bir çalışma. Sonucunu ben de henüz bilmiyorum, fakat iyi ilerliyoruz. Ayrıca bir oto portrem var. Bu oto portre çok enteresan, çok yalın. Dahası sürpriz olsun. İsmini de söylemiş olduk. ‘Otoportre’. İzleyiciler ilginç, şaşırtıcı şeyler bulacaklar. Ziyaretçilerimizin sorularını da heyecanla bekliyorum.

Peki, kaç eserden oluşuyor?

Aynı anda birçok eser üzerinde çalışıyorum. Ama hepsinin fuar tarihinde sonuçlanması mümkün olmayabilir. Sanırım üç eser ile izleyici ile buluşacağız.

Nasıl bir hazırlık süreci geçirdiniz?

Baştan beri zaten projelerimiz vardı. Hazır olan projelerin yanına bir ‘Otoportre’ eklendi. ‘Çığlık’ ve diğer eser zaten projemiz dahilindeydi. Fuar konusu netleşince bu çalışmalara hız verdim. Büyük bir heyecanla beş aydır çalışıyorum.

Üretim sürecinde yaratıcılığınızı besleme konusunda size neler ilham verdi?

Hiç ummayacağınız herhangi bir şey ilham kaynağınız olabilir. Eğer o konuda sizin daha önceden yapmış olduğunuz bir etüt varsa, o konuyla uzaktan yakından bir şekilde ilgiliyseniz, o sizi mutlaka bulur. Bende de böyle gelişiyor. Projeyi düşünüyorum, yapıyorum, bazı şeyler eksik kalıyor. Sonra bir olay ya da yeni bir malzeme karşıma çıkıyor, o zaman o eksik parçalar tamamlanıyor. Yani her zaman ilhamı bekleyen kişiyim, aslında böyle söylemek daha doğru olabilir. Ama ilhamı beklerken konuya hazır olmak da gerekir. Projelerin olması lazım. Bir konuya ilginin olması lazım. Donanım çok önemli, ama eksik parçalar da ilhamla tamamlanabilir.

Server Demirtaş’ın yeni eserleri, 28 Nisan 2024 tarihine kadar Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda gerçekleşecek CI Bloom kapsamında, Brieflyart standında ziyaret edilebilir.