Güveni yeniden inşa etme zamanı

İnsanın en önemli ihtiyaçlarının başında “güvenmek” gelir. Çalışan yöneticisine, yönetici patronuna, müşteri hizmet ya da ürün aldığı firmaya, şirketler toplumları yöneten liderlere güvenmezse ortaya toplumsal bir yozlaşma çıkar.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Güveni yeniden inşa etme zamanı

Tunç DİPTAŞ

Deprem sonrası en çok tartışılan konulardan biri de yıkılan evlerin inşasını yapan müteahhitlerin kendilerine uzatılan mikrofonlara verdikleri yanıtlar oldu. Muhabirin “Yaptığınız evler yıkıldı, ne diyorsunuz?” sorusuna müteahhitlerden birisi “mukadderat” yanıtını verdi.

Yaşanan depremin çok büyük bir alanı kapladığını, Türkiye’deki gelmiş geçmiş en büyük felaketlerden biri olduğunu biliyoruz. Ancak yaşanan bu denli büyük yıkımı sadece kaderin bir cilvesi ile açıklamak mümkün mü?

On binlerce insanın yaşamını yitirdiği, binlerce evin yıkıldığı bir felaketi sadece kaderle açıklamak elbette bilimsel değil.

Ancak bu tarz açıklamalar önemli bir noktayı vurgulamanın gerekliliğini ortaya koyuyor. Ortada yaşanmış bir felaket var ve bu felaketin sorumluluğunu kimse almak istemiyor. Böyle olunca zaten yıpranmış olan toplumsal güven daha da sarsılıyor.

Güven sarsılması nedeniyle insanlar bir yandan bugün yaşadıkları binalara güvenip geceleri huzurlu uyuyamıyorlar, bir yanda da depremzedelere yardım etmek istiyor ama nereye bağış yapamayacaklarına dahi karar veremiyorlar.

BU GÖREV HEPİMİZİN

İnsanın en önemli ihtiyaçlarının başında “güvenmek” gelir. İnsanı ilk çağlardan itibaren hayatta tutan beraber yaşamayı becerebilmesi ve diğer insanlara güven duyabilmesidir.

İlk çağlarda tek başına hayatta kalamayacağını anlayan insan sırtını dayayabileceği, güvenebileceği insanlarla bir araya gelerek hayatta kalmayı başarmıştır. Bu yüzden güven duyabileceği insanları etrafında ister. Konuştuğu, tanıştığı insanlarda ortak noktalar bulmaya çalışması aslında güvenme ihtiyacından kaynaklanır.

“Biz kime güven duyacağımızı şaşırdık!” feryatlarının arkasında hayatta kalabilme içgüdüsü yatar. Çalışan yöneticisine, yönetici patronuna, müşteri hizmet ya da ürün aldığı firmaya, şirketler toplumları yöneten liderlere güvenmezse ortaya toplumsal bir yozlaşma çıkar.

İşte bu yüzden kutuplaşmaları bir kenara bırakıp toplumsal güveni yeniden tahsis etmenin tam zamanıdır. Ve bu güveni sağlamak için hepimize görevler düşüyor.

Güven olmadan herhangi bir ilişki sağlıklı yürüyemez. Sadece kişiler arasında değil, kişilerle kurumlar arasında da güven duygusu olması çok önemlidir.

PEKİ, GÜVEN NASIL YARATILIR?

Liderlerin, patronların, yöneticilerin, çalışanların verdikleri sözleri tutmaları gerekir. Sözler tutuldukça güven duygusu artar ve bir kartopu gibi gitgide büyür. Elbette bir de madalyonun öbür yüzü var. Verilen sözler tutulmadıkça güven yerini şüpheye bırakır. Şüphe hızla beynimizi kemirmeye başlar.

Söylemlerde dürüst olmak gerekir. İnsanın sıkıştığı, kolay açıklayamadığı durumlarda yalana başvurması kötü bir alışkanlıktır. Ancak bunun yerine dürüstlüğü tercih ederse hem kendisinin hem de etrafındakilerin gelişimine katkıda bulunur. Dürüstlük zordur ama dürüst kalan insan kendisiyle barışık ve huzurlu bir hayat sürer.

Hata yapmayan insan yoktur, ancak hatasını kabul eden insan çok azdır. Hata yaptığını kabul edenler sanılanın aksine zayıf görünmek yerine güçlenirler. Mükemmel olmadıklarını göstererek karşılarındaki insanların hata yapmalarına izin verirler ve bu yolla güven aşılarlar.

Sorumluluk almak çok önemlidir. Yapılan yanlışları “Ben değil, başkası yaptı” tarzında suçlamalarla yok etmeye çalışmak, bu işe yaramadığında ise mukadderata atıfta bulunmak güven duygusunu yaralar. İnsanlar yanlış yapıldığında bunu kabul eden sorumlular gördükçe kendini gerçekten güvende hisseder.

Güven bir iki günde oluşabilecek bir duygu değildir. Tutarlılık gerektirir. Uzun süreler içerisinde ve efor sarf ederek gerçekleşir. Güven insanları bir araya getiren yapıştırıcıdır. Sağlıklı ilişkilerin, etkili iletişimin, huzurlu toplumların olmazsa olmazıdır.

Bu felaketten sonra bize düşen, yıkılan binaların yerine sağlamlarını inşa ederken sarsılan güven duygusunu da yeniden oluşturmaktır.

HAFTA