İnsanları yönetmek istiyorsanız onlarla birlikte yürüyün

Lider olmanın en önemli göstergelerinden birisi geçmişten ders alıp geleceğe dair çözümler üretebilmektir. Yapılan hataları kabullenmek, doğru yapılanları kutlamak gerekir. Kendimizle yüzleşmeden kendimizi gerçekleştirmemiz mümkün değildir. En büyük bilgelik kendini tanımakla başlar.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
İnsanları yönetmek istiyorsanız onlarla birlikte yürüyün

Tunç DİPTAŞ  - YÖNETİM

Hem siyasileri hem oy verenleri yoran, oldukça çetin geçen bir seçim dönemini geride bıraktık.

Siyasiler kimi zaman korkularımıza kimi zaman da umutlarımıza seslenerek bizi etkilemeye çalıştılar. Kendi taraflarına çekmek için çabaladılar.

Yaklaşık üç ay süren bu süreçte siyasilerin kazanmak için kullandığı dil çoğu zaman maalesef sert ve kutuplaştırıcı oldu.

Öylesine kutuplaştık ki, karşı tarafın vereceği tepkiden çekinerek kendi fikrimizi savunamaz, düşüncemizi söyleyemez duruma geldik.

Daha da kötüsü birbirimize tahammül etmeyi, tolerans göstermeyi ve saygı duymayı rafa kaldırdık.

Beni en çok şaşırtan online gruplarda ya da yüz yüze görüşmelerde insanların bir tarafı desteklerken aynı amacı hedeflediklerini unutup, olayları kişiselleştirmesi oldu.

Çok sevdiği arkadaşıyla sakin sakin siyaset konuşmaya başlayıp, sonrasında hakaretlerle biten tartışmalara tanık oldum.

Maalesef şöyle konuşmalara şahit oldum etrafımda:

“O partiye oy atıyorsan bir daha seninle bir araya gelmem.”

“Bu lideri destekliyorsan, seninle iş yapmam.”

“Senin aklın ermez, bilmezsin, araştırmıyorsun, okumuyorsun, cahilsin, safsın.”

İş dünyasında her gün yüz yüze bakan yöneticilerin, beraber mesai harcayan takım çalışanlarının siyasi bakış farklılıkları yüzünden böyle sözleri birbirine söyleyip, birbirleriyle konuşmamaya başladıklarını gördüm. Kullanılan dilin gün geçtikçe daha da sertleştiğini, ayrışmaların arttığını bu yüzden kurum içinde işlerin aksadığını, harmoninin bozulduğunu şaşırarak gözlemledim.

Halbuki bu insanların hepsi ülkenin daha iyiye gitmesini, daha gelişmesini istiyordu. Hedefleri ve amaçları aynı olduğu halde birbirlerine geri dönüşü olmayan sözler söyleyip, birbirinin kalbini kırıyordu.  

Ve bu ortamda girilen seçimde nihayet bir sonuca varıldı. Aylar süren seçim dönemi geçen Pazar günü sona erdi.

Bugün, hem liderlerin hem de kendilerini destekleyenlerin geriye dönüp değerlendirme yapmasının zamanıdır şimdi.

Stratejide yanılanların öz eleştirisini yapıp, geri bildirime ve geri beslenmeye açılmalarının vakti geldi artık.

Nerelerde yanlış yapıldığının, nerede taktiksel hata gerçekleştiğinin analizinin yanı sıra davranışları gözden geçirmek de gerekiyor.

Herkesin kullandığı dile yeniden bakmasının, özür dilemenin, sorumluluk almanın ve kırılan kalplerin onarılmasının zamanıdır şimdi.

Sadece kendi tarafını kucaklayan, kutuplaştıran, ötekileştiren yaklaşımlar yerine sevgi ve şefkat dolu söylemleri kullanmak gerekiyor.

Liderler için de durum böyle. Lider olmanın en önemli göstergelerinden birisi geçmişten ders alıp geleceğe dair çözümler üretebilmektir. Yapılan hataları kabullenmek, doğru yapılanları kutlamak gerekir.

Kendimizle yüzleşmeden kendimizi gerçekleştirmemiz mümkün değildir. En büyük bilgelik kendini tanımakla başlar.

Peki, böyle zorlu süreçlerden sonra kendimize ayna tutabilmemiz ve gelecek için hazırlanmamız için kendimize hangi soruları sormalıyız?

1)      Bütün bu yaşadıklarımdan ne öğrendim?

2)      Edindiğim tecrübeler ne anlama geliyor?

3)      Kimlerin fikrini, geri bildirimini almam gerekiyor?   

4)      Hangi sonuçlar elde edildi? Nerede başarılı veya başarısız olundu?

5)      Geriye dönüp baktığımda kimlerin kalbini kırdım?

6)      Kimleri takdir etmem gerekiyor?

Kaliteli sorular kaliteli cevaplar getirir. Önemli olan bu sorulara verdiğimiz cevaplardan sonra harekete geçmektir.

Umuyorum ki birbirimizle olan ilişkilerimizde sevgi dilinin kazanacağı, kutuplaştırmanın değil birleştirici olanın zirveye çıkacağı, siyasetin kişisel boyuta indirgenmeyeceği bir döneme giriyoruz.

Temenni ediyorum ki önümüzdeki dönemde insanları bir araya getiren, onların kalbine dokunan ve gelişmelerini sağlayan yönetim ve liderlere tanıklık edeceğiz.

Lao Tzu’nun söylediği gibi “İnsanları yönetmek istiyorsanız onlarla birlikte yürüyün.” 

Zorlu süreçlerden sonra kendimize ayna tutabilmemiz ve gelecek için hazırlanmamız için kendimize hangi soruları sormalıyız?

1)      Bütün bu yaşadıklarımdan ne öğrendim?

2)      Edindiğim tecrübeler ne anlama geliyor?

3)      Kimlerin fikrini, geri bildirimini almam gerekiyor?  

4)      Hangi sonuçlar elde edildi? Nerede başarılı veya başarısız olundu?

5)      Geriye dönüp baktığımda kimlerin kalbini kırdım?

6)      Kimleri takdir etmem gerekiyor?