Modası geçmeyen skandal: Watergate

HBO’nun eğlenceli yeni Watergate dizisi ‘White House Plumbers’, BluTV ekranında. Bu kez hem bakış açısı hem de skandalı suçu işleyenlerin gözünden izliyoruz.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Modası geçmeyen skandal: Watergate

Canan DEMİRAY

Bundan 51 yıl önce, 17 Haziran 1972’de, Washington’da Watergate ofis binasındaki Demokratik Ulusal Komite ofislerine zorla girerken beş kişi tutuklandı. Önce bu olay sıradan bir hırsızlık olayı olarak lanse edilse de Ağustos 1974’te Başkan Richard Nixon’un istifasına yol açan bir olaylar zincirinin başlangıcı oldu. Bu görevi kötüye kullanma hikayesiyle ilgili kitaplar, filmler, podcastler yapıldı ve üstüne topladığı ilgiyi her zaman korudu. Watergate’in ilgi çeken hikayesi genelde Oval Ofis ya da Washington Post bakış açısından anlatılmıştı. Geçtiğimiz yıl, Sean Penn’in Nixon’ın başsavcısı John Mitchell’i ve Julia Roberts’ın da onun eşi Martha Mitchell’i canlandırdığı ‘Gaslit’ ile bir kez daha bu skandal, gerilim dolu bir dizi olarak ekranlara taşınmıştı. Ancak en hatırda kalan yapım kuşkusuz, 4 Oscar ödüllü ‘Başkanın Bütün Adamları’ diyebiliriz. ‘Bülbülü Öldürmek’, ‘Sophie’nin Seçimi’, ‘Pelikan Dosyası’ gibi unutulmaz filmlerin yönetmeni olan Pakula’nın kriz ve komplo anlatmadaki başarısını en iyi hissedebileceğiniz film, aynı adlı kitaba dayanıyordu. Filmde, skandalı ortaya çıkan Washington Post gazetesi muhabirleri Carl Bernstein ve Bob Woodward’ı Dustin Hoffman ve Robert Redford canlandırmıştı. Deep Throat’un verdiği bilgilerle kaynağı belirsiz bağışlar, kaçırılan paralar ve daha fazlasını anlatan film Nixon’ın istifasından iki yıl sonra taze taze perdeye aktarılmıştı.

OLAYI BİR DE SUÇU İŞLEYENLERDEN DİNLEYİN

Dizi bizi skandalın patladığı günden 1 yıl önceye herşeyin nasıl başladığına götürüyor. Kahramanlar daha doğrusu anti-kahramanlar Hunt, Liddy ve kurdukları ekip. Howard Hunt, karizması sarsılmış eski bir CIA ajanı, eşi Dorothy ise o dönemde ev hanımı olsa da bir eşiyle tanışmasına neden olan bir CIA geçmişi var. Çocukları ise 1970’lerin değişim havasının etkisinde. Hunt 1961 Domuzlar Körfezi Çıkarması’nın gizli adamlarından. Ancak gizli istihbaratın sızdırılmasını engelleyemeyince itibarı ve kariyeri darbe alıyor. Bu nedenle Beyaz Saray’dan gelen telefon onu heyecanlandırıyor, görev onu bekliyor. Nixon yönetiminden Egil Krogh onu partneriyle tanıştırıyor: FBI’dan Gordon Liddy. Tuhaflıklarına rağmen Hunt Liddy ile kısa sürede iyi anlaşmaya başlıyor. Kurdukları birim için buldukları isim “Tesisatçılar”. Ne de olsa bilgi sızıntılarını durdurmak için oradalar. İlk görevleri Vietnam’da müdahalelerine dair Pentagon Belgelerini sızdıran Daniel Ellsberg’in itibarını sarsmak. Bunun için Ellsberg’in Los Angeles’taki psikiyatristinin muayenesine giriyorlar. Bunu yaparken ekibe katılan adamlar ise Hunt’ın Küba ekibinden. Bu işin ardından, Nixon’un yeniden seçim kampanyası için göreve başlıyorlar. Ülkeye ve Başkan Nixon’a olan sadakatleri şaibeli işlere imza atmayı gerektiriyor. Nixon ‘düşmanlarını’ itibarsızlaştırmak, Demokratik Parti’ye komplolar kurmak ve bunun için ne gerekiyorsa yapmak. Bu gerekenler içinde, adam kaçırma, sabotaj, kaset işleri, suikast planı bile var. Nixon ve ekibi bu kadar paranoya kurbanı olmasaydı belki de yönetimde kalma şansı olabilirdi ama güç böyle bir şey olsa gerek, bazı insanlar bırakmamak için varını yoğunu çevrelerini düşünmeden harcayabiliyorlar.

EKİBİN KADERİNDİR

Dizide Hunt ve Giddy’nin beceriksizlikleri insanı hayrete düşürüyor, Nixon’ın kaderi bu adamlara mı kalmıştı diye düşünmeden edemiyorsunuz. Hunt’ın sosyal statü takıntısı, Giddy’nin garip bir Nazi takıntısı var. İşte Başkanlarına koşulsuz şartsız hizmet etmeye hazır bu ekip, Başsavcı John Mitchell ve Beyaz Saray Hukuk Danışmanı John Dean gibi önemli adamlardan aldıkları destekle de kendilerini fazlasıyla havalı da hissediyor.

SİYASİ KOMEDİ ONLARIN İŞİ

Amerikan siyasetini tepetaklak eden bu olayların mizahi dille aktarımının ardında ‘Veep’ dizisinin ekibi var. Yönetmen David Mandel, yazarlar Peter Huyck ve Alex Gregory bir araya gelince Washington’daki krizler siyasi bir komediye dönüşüyor. ‘Veep’te Washington’un usta politikacılar ve bürokratlarla dolu olmadığını, elbette kişisel çıkarların ön plana çıktığı sayısız durumu gözlerimiz önüne sermişlerdi. Burada da benzer tadı alabilirsiniz. Usta aktör Woody Harrelson, operasyonun beyni Howard Hunt’ı canlandırırken, Justin Theroux ise paranoya dolu Gordon Liddy’yi canlandırıyor. Game of Thrones’un “tahta giden her yol makbul” diyen kraliçesi Cersei Lannister rolünden tanıdığımız Lena Headey, burada Hunt’ın eşi olarak karşımıza çıkıyor. Lobici Dita Beard’ı ise Kathleen Turner canlandırıyor. Toplam 5 bölümden oluşan dizinin şu ana kadar 3 bölümü yayınlandı. Bazı bölümler sizi fazlasıyla güldürebilir, kötü bir amaca hizmet etmelerine ve beceriksizlerine rağmen bu karakterleri sempatik duyabileceğiniz anlar da olacağını söyleyebilirim. Bence kesinlikle vakit ayırdığınıza değer.

ENTRİKALARLA DOLU DÜNYADIR SİYASET

Nixon’un istifa etmesinden bu yana Washington entrikası ve skandalı hiç eksik olmadı. Ronald Reagan döneminde İran’da rehine krizi, Clinton Monica Lewinsky skandalı, 2020 seçimlerindeki olağanüstü durum, 6 Ocak Kongre Baskını gibi pek çoğu gözlerimizin önünde oldu. Üstelik bu eski usul entrikaların üstüne dünyanın her yerinde günümüzün teknolojisiyle, botlar, deepfake’ler, hackerların da eklenmesiyle siyasi entrikalara kreatif yeni yöntemler de eklendi. Dolayısıyla televizyon dünyasındakilerin daha uzun bir süre konu bulmak için kendilerini yormalarına pek bir neden yok.