Vegan diyet çikolata kistini yener mi?

‘Frontiers in Nutrition’ adlı tıp dergisinde yayımlanan yeni bir araştırma kırmızı et tüketiminin kadınların yüzde 1-5’ini etkileyen çikolata kisti riski ve gelişimini artırdığını ortaya koydu. Araştırma kümes hayvanları için de aynı riske dikkat çekti.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Vegan diyet çikolata kistini yener mi?

Şebnem TURHAN

Ne yiyorsan osun” bu sözü çok seviyorum. Ve gerçekten de vücudumuzdaki her organ yediklerimize göre tepki veriyor, uluslararası çalışmalar da bunu kanıtlıyor. Kadınlar arasında yaygın olan en çok ağrı çekilen rahatsızlıklardan biri olan çikolata kisti yani endometriazis de yediklerimizden etkileniyor ve buna göre gelişim gösteriyor. ‘Frontiers in Nutrition’ adlı tıp dergisinde yayımlanan yeni çalışma gıda ve endometriozis arasındaki bağlantıyı araştırdı. Çalışmanın sonuçlarına göre kırmızı etten kaçınırsanız çikolata kistinizin oluşma riskinizi azaltabiliyorsunuz hatta bitkisel beslenirseniz semptomları hafifletebiliyorsunuz.

Kişisel deneyimimden örnek vermek gerekirse vegan olmadan önce iki kere çikolata kisti nedeniyle operasyon geçirmek zorunda kaldım. Öyle ki hayat kalitenizi yok eden korkunç ağrılarının yanı sıra sürekli ameliyat olmak oldukça can sıkıcıydı. Son operasyonumun ardından vegan oldum ve inanamayacaksınız ama bu süreç boyunca bir daha hiç çikolata kistim oluşmadı. Bilimsel bir dayanağım olmadan büyük ölçüde beslenme tarzımla bağlantılı olduğunu düşünüyordum ama bu çalışmaya rastladığımda oldukça sevindiğimi gizleyemeyeceğim.

Peki araştırmacılar ne yapmış? Bir yakından bakalım. Araştırma, Frontiers in Nutrition adlı tıp dergisinde yayınlandı. Araştırmacılar yiyeceklerin çikolata kisti oluşum ve gelişimine nasıl katkıda bulunabileceğini incelemek için bir dizi çalışmaya baktı. Bitki bazlı diyetlerin anti-inflamatuar özelliklerinin hastalara yardımcı olabileceğini buldu.

Bu arada, bazı etler hastalığa yakalanma riskinin daha yüksek olmasıyla ilişkilendirildi.

Endometriozis, Türkiye’nin yanı sıra Kuzey Amerika, Avustralya ve Avrupa’da kadınların insanların yüzde 1 ila 5’ini etkiliyor. Endometriyal dokular uterus astarının dışında, genellikle uterusun, karın duvarının, yumurtalıkların, fallop tüplerinin veya bağırsakların dış yüzeyinde bulunduğunda ortaya çıkıyor. NHS’ye göre semptomlar, alt karın bölgesinde ağrı, normal aktiviteleri yapmanıza engel olan regl ağrısı ve seks sırasında veya sonrasında ağrı içeriyor.

Bitki bazlı diyetlerin, durumla ilişkili enflamasyonu azaltma yetenekleri nedeniyle endometriozis semptomları için yararlı olduğu düşünülüyor. Mesela, Amerikan Kalp Derneği tarafından yayınlanan koroner arter hastalığı üzerine bir çalışmada, katı bir vegan diyeti uygulayanlarda, hayvansal ürünler yiyenlere göre daha az iltihaplanma görüldü.

Yeni incelemede, çalışma yazarları, deniz yosununun endometriozis hastaları için ideal bir besin olduğunu vurgulandı. Menopoz sonrası kadınlar üzerinde yapılan bir araştırma, yiyeceğin östrojen seviyelerini düşürdüğünü gösterdi.

Ayrıca gözden geçirme, D vitamininin endometriozisin “önlenmesi ve tedavisi için yararlı etkileri olabileceğini” belirtiyor. C vitamininin de durumun olasılığını azalttığı bulundu. Meksika’da 2009’da yapılan bir araştırma, endometriozisi olanların olmayanlara göre yüzde 30 daha az alım yaptığını ortaya çıkardı.

ÖSTROJEN SEVİYESİNİ ARTIRIYOR

Yeni bilimsel incelemenin yazarları, endometriozis tedavisinin sınırlı olduğunu ve beslenme müdahalesinin “yararlı” bir hareket tarzı olabileceğini vurguluyor. Endometriozis semptomları, kandaki yüksek östrojen seviyeleri ile ilişkili ve araştırmada kırmızı ile işlenmiş et tüketmenin bu tür artan östrojen seviyelerini arttırdığı iddia edildi. Araştırmanın yazarları, lifi artırırken diyet yağının azaltılmasının “dolaşımdaki östrojen konsantrasyonlarını azalttığının” gösterildiğini öne sürdü. Bunun “endometriozisli bireyler için potansiyel bir fayda” sağlayabileceğini vurguladılar. Yazarlar, günde iki porsiyondan fazla kırmızı et tüketen kadınların, haftada bir porsiyondan az tüketenlere göre endometriozis gelişme riskinin % 56 arttığını bulan bir çalışmanın altını çizdi. Kümes hayvanı tüketiminin de durum için olası daha yüksek bir risk oluşturduğu vurgulandı.