Yeni trend: NiMe diyeti!
Sanayileşme çağı öncesi ilkel beslenme biçimini öneren yeni moda diyetimiz geldi: NiMe! İşe bakın ki önerdikleri, bitki bazlı beslenme temelinden geliyor. Anlayacağınız ne isim verirseniz verin dünyanın kurtuluşu veganlık!
ŞEBNEM TURHAN
Gün geçmiyor ki yeni bir diyet dünyada moda olmasın. Son moda ise NiMe adı verilen ve sanayileşme öncesi ‘ilkel’ dönem beslenmeyle sağlığınıza kavuşmanızı öneren diyet. Bu diyetin ana fikri ise çok basit: Bitki bazlı beslenme yani veganlık. Ama ‘vegan’ demeden önerdiği için henüz dünyada ona karşı saldırı yaşanmadı.
Gelin dünyada son moda diyetin önermelerine yakından bakalım. NiMe diyetinin ilkeleri şöyle;
* Beslenmenizin çoğunu tam bitkisel gıdalardan oluşturun. Buna sebzeler, meyveler, baklagiller ve tam tahıllar dahil. Her gün çok çeşitli tam bitkisel gıdalar yiyin.
* Çok yüksek miktarda diyet lifi tüketin. Günlük 40 gramdan fazla lif hedefleyin. Rahatsız edici semptomlardan (mide krampları veya şişkinlik gibi) kaçınmak için yediğiniz lif miktarını yavaşça artırın.
* Sık sık bitki bazlı proteinler seçin, yani baklagiller (fasulye, bezelye, mercimek), soya ürünleri (tofu, edamame, tempeh, güçlendirilmiş soya içeceği), kuruyemişler, kuruyemiş ezmeleri ve tohumlar.
* Arzu ederseniz hayvansal protein ekleyin ancak en fazla haftalık bir porsiyonla sınırlayın. İşlenmiş etlerden ve yüksek yağlı süt ürünlerinden (krema, tereyağı, yüksek yağlı peynir) kaçının.
* Çok işlenmiş ürünlerden uzak durun. Bunlar, ilave şeker, tuz ve/veya yağ oranı yüksek olan (fabrikalarda üretilen) üretilmiş gıdalar. Bunlara işlenmiş etler, hamur işleri, cipsler ve fast food ve diğerleri dahil.
Vegan kelimesi korkutuyor
Tek bir maddeyi kapsam dışı bıraktığımızda size de bu diyet bitki bazlı beslenmeyi andırmadı mı? Neden acaba yeniden farklı bir isimle adlandırıp moda haline getirmeye gerek vardı? Sanırım bu ‘vegan’ kelimesini kullanmaktan kaçınmakla ilgili. ‘Vegan’ olarak tanımlandığında tüm canlıların yaşam hakkını savunmak ve buna uygun beslenmek ve yaşamak gerekiyor. Vegan sözcüğünü anmadan bu diyetin yararlı olacağını söylemek çok daha kolay.
Peki, NiMe diyetinin vücut sağlığımız için ne vadediyor? Diyet savunucuları öncelikle bağırsak mikrobiyomunuzu geri kazandırmak ve sağlığınızı dönüştürmek için bilimsel olarak kanıtlandığını vurguluyor. Aklıma bitki bazlı beslenmenin bağırsak üzerindeki etkisine yönelik bu köşenin okurlarının da bilgi sahibi olduğu birçok akademik çalışma ve makale geliyor nedense. Ayrıca kronik hastalıklardan yani diyabet ve kalp sağlığı gibi hastalıklardan korunmaya da yararlı oluyormuş NiMe diyeti, yine bitki bazlı beslenmenin bu iki hastalık için ne derece yararlı olduğuna yönelik sayısız çalışma var. Siz de bunları biliyorsunuz sayın okur!
Model: Papua Yeni Gine Beslenmesi
Bu diyetin sağlığa faydasını belgelemek için Cork Üniversitesi’nden bir ekip 30 kişiyi 3 hafta boyunca endüstriyel olmayan mikrobiyom yenileme yani NiMe diyetini denemeleri için buluşturdu. NiMe diyeti sürdürenlere havalı olsun diye Papua Yeni Gine kırsal kesimlerinde yaşayan insanların yediklerinden esinlenerek hazırlanan yemek öğünleri verildi. Bu diyet ne mi içeriyor? Sebze, mercimek, nohut gibi baklagillerden oluşan bitki bazlı bir beslenmenin temel taşları ve zengin lif içeriğine sahip besinler. Hayvansal protein ise çok küçük bir porsiyonla sınırlandırıldı. NiMe diyeti süt ürünleri ise asla içermiyor. Yapılan analizler, çalışma süresince diyetin ortalama olarak 'kötü' kolesterol seviyelerini yüzde 17, kan şekerini yüzde 6 ve iltihap ve kalp hastalığı belirtisi olan C-reaktif protein seviyelerini yüzde 14 oranında azalttığını ortaya koydu. Katılımcılar diyetle daha az kalori tüketmeseler de, normal beslenenlere kıyasla daha fazla kilo verdiler. Araştırmacılar, tüm bu gelişmelerin aynı zamanda katılımcıların bağırsak mikrobiyomunda, yani sağlığımızda hayati rol oynayan trilyonlarca bakteriye ev sahipliği yapan yararlı değişikliklerle de bağlantılı olduğunu söyledi. Çalışmayı yöneten Profesör Jens Walter, “Sanayileşme bağırsak mikrobiyomumuzu ciddi şekilde etkiledi ve muhtemelen kronik hastalık riskini artırdı. Bunun üstesinden gelmek için, geleneksel, endüstriyel olmayan beslenme alışkanlıklarını taklit eden ve diyet-mikrobiyom etkileşimleri konusundaki anlayışımızla uyumlu bir diyet geliştirdik” dedi.
Bağırsak mikrobiyomunu güçlendirdi
Bulguları yorumlayan APC Mikrobiyom İrlanda Direktörü Profesör Paul Ross şunları söyledi: “Bu çalışma, sağlığı iyileştirmek ve hastalık riskini azaltmak için belirli diyetlerle bağırsak mikrobiyomunu hedefleyebileceğimizi gösteriyor. Bu bulgular gelecekteki beslenme rehberlerini şekillendirebilir ve mikrobiyomu hedef alan yeni gıda ürünleri ve içeriklerinin yanı sıra tedavi edici yöntemlerin geliştirilmesine ilham verebilir.”
Beslenme alışkanlıklarını değiştirmeye yönelik bilimsel çalışmalar her gün bitki bazlı beslenmenin yani vegan beslenmenin sağlığa ne kadar yararlı olduğunu ortaya koyuyor. Siz ona ne isim verirseniz verin hem dünyanın hem de içinde yaşayan canlıların tek kurtuluşu veganlık!