Fikri mülkiyet hakları tek taraflı işliyor
Fikri mülkiyetin korunmasında yerli firmalar cezalandırılıyor. TÜRKONFED’in önceki dönem başkanlarından işadamı Celâl Beysel, bu konuyu “Fikri mülkiyet hakkı Türkiye firmaları için çalıştırılmıyor, yabancı firmaların ise hakları korunuyor” sözleriyle dile getiriyor.
TÜRKONFED önceki dönem başkanlarından, iyi bir mühendis ve öncü bir Ar-Ge’ci olarak tanıdığım Bursalı işadamı Celâl Beysel’in AB’nin Ufuk 2020 Programı’nda 6. olması yenilikçi yanını anlatmaya yeterli. Ama Beysel “Hak ihlalleri’’nden mağdur. Eleştirisini “Fikri mülkiyet hakkı Türkiye firmaları için çalıştırılmıyor, yabancı firmaların ise hakları korunuyor” şeklinde dile getiriyor.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu temelde “hakların korunması” konusunu bağıtlar. Yasa, 1975 tarihli Paris Sözleşmesi ve DTÖ Kuruluş Anlaşması baz alınarak hazırlandı ve 2016’da yürürlüğe girdi. Ancak uygulama “Türkiye içi” ve “Türkiye dışı” şirketler için çok farklı. Yasa yabancı hakları “koruyor”, yurt içinde şirketlere dönük hak ihlallerini sürüncemede bırakarak ‘’cezalandırıyor.” Beysel örnekliyor:
-Bir patent ya da tasarımının ihlali nedeniyle Türkiye’de yerleşik firmalar yargıya gittiğinde bilirkişi raporları, itirazlar ve yeni raporlar söz konusu oluyor. Dava en az iki yıl sürüyor. Mahkemenin sonuçlanması en az beş yılı buluyor. Fikri mülkiyet hakkı kullanarak haksız rekabet yapan firma işini sürdürüp, hak sahibi firmanın sırtından para kazanmaya devam ediyor.
Yabancı şirketin fikri hakkının korunmasında ise yasa çok farklı çalışıyor:
-Bir yabancı firmanın mülki hakkı ihlâl edildiği savı yeterli. İlgili tüzel kuruluşa hemen ceza geliyor ve bu tahsil ediliyor. Mahkemeye dahi gitmeden yaptırım uygulanabiliyor, yargısız infaz yaşanıyor. Çaresi ne?
Yerli firmaların mülkiyet haklarının yabancılar gibi korunması gerekiyor. Eşitlik ilkesi uygulanmalı. Beysel’in sözleriyle “Bizim insanımızın mülkiyet hakkı çalınırsa, devlet hırsıza tolerans gösteriyor. Yabancının ki çalınırsa, gerekeni yapıyor.”
Çok açık ki, DTÖ Kuruluş Anlaşması’ndan kaynaklanan ve tek taraflı olarak işleyen “otomatik yaptırım” konusu var.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’ın TOGG Yeniliğe Yolculuk Töreni’nde ve MÜSİAD Expo 2020 Fuarı’nda “hakların korunması” taahhüdünü yerine getirmesini beklememiz gerekiyor.
Ortada ciddi bir sorun ve tek taraflı işleyen bir “koruma hali” var.
GÜNÜN NOTU:
Kızıldeniz’deki yeni Rus Askeri Deniz Üssü dünyanın bir soğuk savaşa yol aldığını gösteriyor