Gazze için sevindik ama... Nasıl bir ‘barış’?

Zeynep GÜRCANLI
Zeynep GÜRCANLI Yedi Düvel

 Şarm El Şeyh’teki “Gazze barışı zirvesi” Türkiye’de “övünç kaynağı” yapıldı.

ABD Başkanı Trump’ın zirvede Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı özel olarak övmesi, Erdoğan’ın; Trump, Mısır lideri Sisi ve Katar Emiri ile birlikte Gazze barış planına garantör olarak imza atması, iktidarın “başarı” hanesine yazıldı.

Hatta Şarm El Şeyh’e İsrail Başbakanı Netanyahu’nun gelme ihtimaline karşı “Erdoğan’ın uçağının geri döndürülmesi” ihtimali “efsane” gibi anlatıldı.

Devir “imaj devri”. Anlatılanlar ve gerçekler örtüşmüyor hemen hemen hiç bir konuda.

 Niye sadece dört imza atıldı?

Şarm El Şeyh zirvesine Fransa’dan İtalya’ya, Arap dünyasından İngiltere’ye kadar pek çok lider katıldı. Ancak imzayı atan dört kişi oldu. Belli ki Trump’ın ortaya koyduğu plana savaşan taraflardan  “İsrail adına” ABD Başkanı, Hamas adına ise Türkiye, Katar ve Mısır “garantör” ilan edildi. Savaşanların bizzat imza atmadığı belge, nasıl uygulanacak ? Türkiye’nin de tanıdığı, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas törendeydi, ancak ne imza attı, ne konuşturuldu.

Nitekim daha imzaların mürekkebi kurumadan İsrail yine onlarca Filistinli’nin hayatına mal olan operasyonlara girişti. Plan çerçevesinde, kendisini feshetmesi beklenen Hamas da çark etme eğilimleri göstermeye başladı.

Planın esir değişimi aşamasının ardından, şiddetin geri gelme olasılığını artıran gelişmeler bunlar. Şimdi “Övünç” kaynağı olan imzalar, plan yürümezse ne olacak?

 İsrail yaptıklarından sorumlu tutulmadı

Altına imza atılan belgede İsrail’e Gazze’de öldürdüğü 70 bine yakın Filistinli’nin hesabı hiç sorulmadı. Aksine, atılan o imzalarla “tertemiz bir sayfa” açma imkanı buldu Netanyahu yönetimi. Avrupa ülkelerinin birbiri ardına yaptıkları Filistin Devleti’ni tanıma hamleleri de boşa çıkarılmış oldu; Zaten İsrail Meclisi’nde hem Trump’ın hem de Netanyahu’nun yaptıkları konuşmalarda Kudüs’ün tümünü ve Golan Tepeleri’ni “İsrail egemenliği” altında gösterene ifadeleri, İsrailli yerleşimcilerin Batı Şeria’daki Filistin topraklarını adım adım ele geçirmeye devam etmeleri, Filistin Devleti’ni fiilen imkansız hale getirmiyor mu?

 Filistin devleti “hayal” haline geldi 

Bizzat Erdoğan’ın da imza koyduğu o belgede “iki devletli çözüm” lafı hiç geçmiyor. Daha kötüsü, Gazze’de yönetim resmen Filistinliler’in elinden çıkıyor; Trump planında öngörülen, ABD Başkanı’nın kendisinin de yer alacağı uluslararası komisyonun resmen hayata geçirileceği ise, İngiltere’nin eski başbakanı Tony Blair’in de imza törenine davet edilmesiyle “zımnen” kabul edilmiş görünüyor.

 Türkiye’ye kalan…

Şarm El Şeyh’te imzalanan belge ile Türkiye’nin bugüne kadar savunduğu Filistin davasının amaçları arasındaki fark kapanmayacak kadar büyük.

Türkiye’nin o imzadan tek kazanımı iktidarın çok istediği, bizzat Amerikalılar’ın söylediği “meşruiyet” gibi duruyor. 

Trump’ın Erdoğan’a yönelik tek taraflı övgülerinin getirdiği bu “meşruiyet”, Türkiye’ye yönelik Amerikan yaptırımlarını ortadan kaldırabilecek mi?

- Elbette parası ödenerek, F-35 savaş uçakları alınabilecek mi, iktidarın başını çok ağrıtan Halkbank davası kapatılabilecek mi?

Yoksa övgüler sadece Türkiye’yi yönetenlerin gururunu okşayıp, eli boş mu bırakacak?

Göreceğiz...

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Trump'a rağmen... 06 Kasım 2025
Monarşi meselesi... 03 Kasım 2025
Siyasi fatura 09 Ekim 2025