İkinci dalgada bölgeler, ülkeler, sektörler ayrışıyor
Her ne kadar ekonomiye ilişkin bazı konuları normal bir zamandaymış gibi konuşsak da ikinci dünya savaşından bu yana en sert daralmasını yaşayan küresel ekonominin hem bugünkü durumunu hem yakın geleceğini belirleyen en önemli unsur COVID-19 olmaya devam ediyor. Aşıyla ilgili gelişmeler oldukça olumlu ve tünelin ucunda bizlere ışığı gösteriyor fakat o ışığa ulaşana kadar da zorlu bir yol bizleri bekliyor.
Birçok ulusal ve uluslararası kuruluşun yaz aylarındaki tahminleri COVID-19’da en kötünün geride kaldığı ve ilkbahar aylarındaki zirvelerin bir daha yaşanmayacağı varsayımına dayanmasına rağmen son 1-2 aydır durumun pek de öyle olmadığını, ne yazık ki ikinci dalganın çok daha sert bir şekilde geldiğini izliyoruz. Buna bağlı olarak başta Avrupa olmak üzere birçok ülkede kısmi ya da kapsamlı kapanmalar geliyor.
Tüm dünyada yaz aylarında çok dile getirilen ekonomilerin V şeklinde olduğu söylenen toparlanmasının devamı için COVID- 19 vaka ve kayıp sayılarındaki grafiklerin ters V ya da ters U şeklinde olması gerekiyor. Maalesef şu anda gördüğümüz COVID-19’un V şeklinde seyrini sürdürmesidir. Bunun anlamı, küresel ekonomide tekrar daralma / yavaşlama dönemine girmekte olduğumuzdur.
COVID-19 ilk ortaya çıktığında ekonomilerde hem arz hem talep yönlü bir şok yaratmıştı ve ikinci çeyrek daralmaları da çok sert oldu. İçinde bulunduğumuz dönemde en azından şimdilik arz yönlü bir şok yaşamadığımızı, özellikle imalat sanayinde tedarik zincirlerinin çalıştığını, firmaların just-in-case anlayışıyla biraz da stoklu çalışarak bu dönemi açık olarak geçirmeye çalıştığını izliyoruz. Fakat gönüllü ve zorunlu kapanmaların talep tarafında önemli düşüşler getireceğini, özellikle hizmet sektörlerinin de bu durumdan olumsuz etkileneceğini söylemek mümkün görünüyor. Dolayısıyla hem arz hem talep yönlü değil, muhtemelen sadece talep yönlü bir sıkıntı yaşayacağımız için küresel ekonomide oluşacak yavaşlama ya da daralma ilkbahar aylarına göre daha düşük boyutta fakat kış aylarına yeni girmemiz nedeniyle muhtemelen daha uzun olacak.
Ekonomilerin muhtemel daralma/ yavaşlama süreci, bölge, ülke ve sektörler bazında da eşit olmayacak gibi görünüyor. Örneğin Çin ve bazı asya ülkelerinin salgını kontrol edebilmelerine de bağlı olarak bu süreci yavaş büyümeyle geçirebileceğini söyleyebiliriz. Fakat, Avrupa ve Rusya’da daha sert yavaşlamalar ve daralmalar görülebiliriz. ABD ekonomisi kapanmaya büyük oranda direndiği için ekonomiye olumsuz yansımaları da görece sınırlı olacak görünüyor. Aşının ilk uygulanacağı yer olması ve rezerve paranın sahibi Fed’in verdiği sınırsız imkânlarla ABD muhtemelen daha pozitif kalacak.
Sektörel olarak baktığımızda, ayrışmanın imalat sanayi ile hizmetler arasında olmaya devam edeceği anlaşılıyor. Pandemi sürecinde evde daha çok kalmamız imalat sanayine yönelik harcamaları canlı tuttu. Hatta başta ABD olmak üzere gelişmiş ülkelerde evden çalışmanın devam edeceği beklentisiyle insanlar şehir dışında müstakil evlere daha çok talep göstermeye başladı. ABD konut sektörü, yapı izni ve satış olarak son 13 yılın en iyi dönemlerinden birisine girdi. Otomobile talep, hem şehir dışına çıkış hem pandemi nedeniyle artıyor. Birçok ülkede imalat sanayi ve bu ürünlerin ağırlıklı üretildiği Çin gibi ülkeler olumlu bir seyir izliyor. Buna karşın, başta turizm olmak üzere hizmet sektörlerinde olumsuzluk tekrar artmaya başlıyor.
Sonuç olarak, aşı ile ilgili gelişmeler olumlu seyretse dahi yaz aylarına kadar zorlu bir süreç küresel ekonomiyi bekliyor. Bu süreçte bölgeler, ülkeler ve sektörler arasında ayrışma olabileceğini, bir taraftan olumlu seyrini korumaya çalışan bölgeler ve ülkeler olduğu gibi bir taraftan da hizmetler gibi aşağı giden sektörlerle bir süredir dile getirilen K tipi bir seyrin içinde olduğumuzu söyleyebiliriz. Bu ayrışmayı gördüğümüz ve muhtemelen artarak göreceğimiz önemli alanlardan birisi de finans sektörü ile genel anlamda KOBİ ağırlıklı hizmet ve sanayi işletmelerini kapsayan reel sektör arasında olacak.