“Kapasite Kullanım Oranı” deyip geçme…
Öğrenciyken…
Kapasiteyi/sınırlarını/Kapasite Kullanım Oranı’nı “teorik tanımlamalarla” okumuştum…
* * *
Pratiğe gelince…
Kataloğunda, “Üretim gücü 1 birimdir” yazan makinenin, 2-3 birim üretebildiğini…
Hatta, başındaki tekniker/işçi sayesinde 4-5 birime çıkabileceği gibi, 02-03 birime düşebileceğini…
Gaziantep’te makine üreticisi (rahmetli) Mennan Usta’nın yanında gözlerimle gördüm…
* * *
Makinelerin yeri/servisi değiştirildiğinde…
Veya…
Makinenin başındaki mühendis/tekniker/usta değiştiğinde…
Veya…
Makinede ürettiğin ürünün özellikleri değiştiğinde…
Yüzde 150 kapasite kullanım artışı sağlayan sanayi tesislerinin de olduğu ispatlanmış bir ülkede…
Kapasite Kullanım Oranı ve/veya verimlilik, sağlıklı olarak nasıl ölçülebilir? (-ki bu alandaki doğru veri, ekonomi için olmazsa olmaz gerekliliktir)
* * *
Kaldı ki…
Teoride de “normal kapasite”, “teorik tam kapasite”den farklı…
Gecikme/bekleme (hammadde, taşıma, teknik eleman yetersizliği…) ve ekonomik aksaklıklar nedeniyle yüzde 100 olarak kullanılamayan kapasite anlamına geliyor…
* * *
Normal kapasitenin üstüne talep daralması, genel ekonomik dalgalanmaları eklediğimizde ise “fiili kapasite” çıkıyor…
* * *
Normal ile fiili kapasitenin bölümüyle ortaya çıkan oran, öyle bir oran ki…
Yanlış hesaplandığında üretim açığı, milli servet/zaman kaybı, dışa bağımlılık ve döviz fiyatı/faiz artışı getiriyor…
VELHASIL…
Kapasite Kullanım Oranı, yeni yatırımların pusulasıdır…
* * *
Oran yanlışsa…
* * *
Yeni kapasitenin gerekliliğine inanılarak yapılan yatırımlar, atıl kalır…
Milli servet/zaman kaybıdır, israftır…
* * *
Yeni kapasiteye gerek olmadığı düşünülerek yapılmayan yatırımlar ise…
Dışa bağımlılığın, yüksek döviz kuru ve faizin anahtarlarındandır…