Odaklanma ve inandırıcılık

Çok eski dönemlerde Çinliler savaşta esir aldıkları askerleri konuşturmak için bir yöntem geliştirmişlerdi: Esir askerin kafası ustura ile traş edilmekte, kafa iki yandan tahtalar ile sabitlenmekte, kafanın üstüne asılı içi su dolu kovanın altında küçük bir delik açılmakta ve beklenmekteydi. Aynı noktaya dakikalarca tıp-tıp damlayan su askeri deliye döndürmekte ve konuşturmaktaydı. Hâlbuki çağımızda nice saçsız erkek duş altında şen şakrak eğlenmekte!

Başarının en önemli anahtarlarından olan odaklanma şehir yöneticileri tarafından da önemsenir ve benimsenirse ortaya eşsiz başarı hikâyelerinin çıkacağı kesindir. Aynı anda havada uçuşan birden çok fikir baloncuğu varken birisinin şehrin geleceği için diğerlerinden daha önemli olduğuna karar veren belediye başkanı şehrini sürdürülebilir bir başarıya kavuşturacaktır. Böyle bir başkan, hem özel hem de kamu kesimini tek bir fikir etrafında toplamayı sağlayacak, çalışmaları koordine edecektir. Net bir hedef üzerine gayretlerin yoğunlaştığı şehirler şehir paydaşlarının katılımını güçlendirecek, aidiyet duygusunu arttıracaktır. Paydaşlar güçlerini gelecek gördükleri, umut vaat eden konular üzerine yoğunlaştırınca önemli şehir başarı hikâyelerine imza atılmaktadır.

Bir şehrin kaderi çatışan gruplar ile genel kabuller arasında bitmek tükenmek bilmeyen uzlaşılar sonucu belirlenmektedir Bu nedenle, belediye başkanının inandırıcılık yanı ile kabul görmesi önemli bir özelliktir. İnandırıcılık için heyecan verici bir vizyon gerekli fakat yeterli olmayacaktır. Gerçek hayatta inandırıcılık parlak bir vizyonun dallarından düşen meyveler örneği, küçük bile olsa, sonuçlara bakarak sağlanabilir. Eğer ortada şehirlinin en azından tanık olacağı, adım - adım yürüyen bir iş, gerçekleşen bir süreç varsa belediye başkanına duyulan güven de bölüm – bölüm artacaktır.

Bir vizyon ne kadar parlak olursa olsun, küçük sonuçlar elde edilmeden inandırıcı olamaz ve tehlikeye girer. Dolayısıyla şehir ile ilgili tüm projeler net bir zamanlama ve somut çıktılara dayandırılmalıdır. En başından sürecin kilometre taşları net bir şekilde ilgililere aktarılmalıdır. Proje için sponsorlardan ne kadar erken destek sağlanırsa belediye başkanının inandıcılığına da o kadar katkısı olacaktır.

Seçimler öncesi belediye başkan adayları uzun süren sunumlarında birçok vaatte bulunmuştur. Bunların bir kısmı kısa dönem, bir kısmı uzun dönemli projelerden ibarettir. Belediye başkan adaylarının şehrin temel konularına hâkimiyeti aslında bu toplantılarda bir nebze anlaşılmış olmalıdır. Odaklanmış ve inandırıcı biçimde, somut veri ve çözümlere dayalı olmayan vaatler yerine hamaset yüklü söylevler kısa bir sürede başkanın inandırıcılığını yitirmesine neden olacaktır. “Şehrimizin marka değerini arttıracağım!” benzeri popüler ifadeler ile süslü ancak dayanaktan yoksun bu vaatler karşısında seçmenin söz alıp sorması gerekecektir: “Nasıl?” “Şu anda şehrin marka değeri nedir ve siz ne kadar zamanda ne yaparak bu değeri nereye kadar arttıracaksınız?”

Haftanın Şehri: DIJON, FRANSA

Dijon, Fransa’nın doğusunda Burgonya bölgesinde yer alan 157 bin nüfuslu tarihi bir şehirdir. Dijon şehri hardalıyla meşhurdur. Geçmişi 1856 yılına dayanan hardal üretimi Dijonlu Jan Naigeon’un yapımında sirke yerine koruk suyu kullanması ile farklılaşmış ve ünlenmiştir.


Dijon’da yer alan Tat ve Beslenme Davranışları Merkezi’nden (CSGA) 130’dan fazla araştırmacı profesör, yardımcı profesör, mühendis ve teknik insan görev yapmaktadır. Bu merkezde tat duyusu üzerinde etkili kimyasal, moleküler, hücresel etkenler araştırılmaktadır. Her yıl sonbaharda düzenlenen Gastronomi Fuarı’na 500’den fazla firma ve 200 binden fazla ziyaretçi katılmaktadır.