Suudilerin ümitsiz girişimleri
Sonunda olay resmiyet kazanmış bulunuyor. Suudi Arabistan Türkiye’den yapılan ithalatı aktif biçimde durdurmaya yöneldi. İki ülke arasında giderek artan gerilim muvacehesinde bu eylem şaşırtıcı bulunmasa da, yine de bir tırmanmaya işaret ediyor. Suudi Arabistan Türkiye ile gerilimi neden tırmandırıyor ve Türkiye buna nasıl bir cevap vermeli?
• Neler olduğunu ve Türkiye’nin tepkisini özetleyebilir misiniz?
Son iki yılda Türkiye Suudi Arabistan ilişkileri hızla kötüleşmekteydi. Türkiye’den yapılan ithalatın boykotu bu gidişin son tezahürüdür. Boykot sadece mallar ile sınırlı kalmıyor, başta müteahhitlik olmak üzere hizmet sektörlerini de kapsayacağı anlaşılıyor. Başlangıçta, Suudi firmalar Türkiye’den mal almamaktan söz ediyorlardı, fakat kısa süre içinde bu tutumun sadece birkaç “vatansever” Suudi iş insanının kararı olmadığı, Suudi hükümetinin aldığı bir siyasi karar olduğu anlaşıldı. Eylemin Suudi Arabistan ile sınırlı kalmayacağı, Suudilerin ilişkilerinin iyi olduğu diğer aktörleri de Türkiye’den ithalat yapmamak konusunda ikna etmeye yöneldikleri anlaşılıyor. Görünüşe bakılırsa, bu etkileme çabaları sadece tabii bir hedef olan Körfez ülkeleriyle sınırlı kalmıyor, Fas’a kadar uzanıyor.
Türkiye şu sıralarda bu meydan okumaya karşı nasıl bir tepki vermesi gerektiği üzerinde düşünüyor. Bazen sembolik yönü öne çıkan Suudi türü girişimler pek etkili olmuyor ve kısa sürede sönüyorlar. Ancak Türkiye’nin bu girişime mukabele etmesi için elinde bulunan olanaklar da pek fazla değil. Ayrıca, şu sıralarda ekonomisinin zayıf durumu dolayısıyla Türkiye ihracat piyasalarını ve yabancı yatırım kaynaklarını yitirmeyi istemez. Türkiye’nin nasıl tepki vereceğine dair değerlendirmesi devam etmekle birlikte, hiç olmazsa sembolik düzeyde bir tepki göstermesini bekleyebiliriz.
• Suudi Arabistan’ın diğerlerinin kendisine uymasını sağlayacak kadar güçlü nüfuzu var mı? Günümüzde meşruiyeti büyük ölçüde kutsal yerleri elinde tutmasından kaynaklanmıyor mu?
Doğru ama buna yakın zamana kadar önemli miktarda fonu sağa sola dağıtmalarını da eklemek gerekiyor. Ancak, günümüzde Suudilerin iktisadi imkanlarının bir hayli daraldığı biliniyor. Yine de, onlardan iktisadi destek alan ülkeler Suudi girişimine doğrudan karşı çıkmayacaklardır. Uygulamada Suudi isteklerini görmezden gelebilecekleri gibi, etrafından dolaşmanın da muhtelif yollarını bulabilirler.
Suudilerin bekleyişi, uyguladıkları siyasetin Türkiye’nin politikalarına karşı ciddi bir yaptırım oluşturacağıdır. Örneğin, kısa süre önce, Türkiye İsrail’e karşı tavrını yumuşattığı ve böylece İsrail’in Filistinlilere ait topraklarda yeni provokatif adımlar atmasının önünü açtığı için Suudi Arabistan’ı ağır biçimde eleştirmişti.
• Filistin sorunu Türkiye ve Suudi Arabistan’ın yoğun rekabet yaşadığı bir konu mu?
Daha genel olarak, iki ülke arasındaki rekabetçi ilişkiler, nüfusu Müslüman ülkelere hangi ülkenin önderlik yapacağı ile ilgilidir. Türkiye yerleşik rejimlerde değişim isteyen güçlere yakın duruyor. Hatırlanabileceği gibi, Arap Baharı başladığı dönemde Türkiye Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da en örgütlü muhalefeti temsil eden Müslüman Kardeşler ve benzerlerini desteklemek yönünde stratejik bir karar aldı. Bölgedeki geleneksel rejimlerin tümü, bu kararı kendilerine dönük bir tehdit olarak algıladılar. Türkiye’den duyulan rahatsızlığın Suudi Arabistan’la sınırlı kalmaması ve Birleşik Arap Emirlikleri’nden Fas’a kadar uzanması, bu ülkelerin Müslüman Kardeşleri kendi yönetimlerine bir tehdit olarak görmelerinden kaynaklanıyor. Tüm bu ülkeler Türkiye’yi dizginlemek konusunda ortak bir çıkara sahip olduklarını düşünüyorlar.
Şüphesiz başka anlaşmazlık konuları da var. Veliaht Muhammed bin Salman Suudi toplumunda modernleşmeci değişiklilere önderlik yapmaya girişti. Ancak, reformlar istenen başarıyı sağlayamıyor çünkü bir yandan geleneksel seçkinlerin direnişi, diğer yandan ülkenin mali güçlüklerle karşılaşması söz konusu. Ayrıca, Suudi yönetiminin değişimi gerçekleştirme yöntemleri de çok sorunlu. Unutmayalım ki, Amerika’da yaşayan muhalif Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın İstanbul’da öldürülmesinin arkasında Salman bulunuyor. Bir ihtimal, şu sıralarda Kaşıkçı’nın öldürülme talimatını veren Suudi yöneticilere yöneltilen suçlamalara karşı onları koruyan Donald Trump’ın Amerikan başkanlığını kaybetme olasılığı, Suudileri derin endişelere sevk ediyor olabilir. Biden’in Suudilerin iş görme biçimlerine aynı hoşgörülü anlayışla yaklaşması beklenmiyor.
• Türkiye ile ilişkilerde gerilimi tırmandırmanın Suudilere ne gibi bir faydası var?
Ben fazla faydası olduğunu düşünmüyorum. Olaya dünya ile ilişkilerini düzenlemekte şaşkınlık yaşayan bir lider kadrosunun paniğe kapılmasının bir sonucu olarak bakıyorum. Suudi girişiminin Türkiye’ye zarar vereceği aşikardır ancak Türkiye bundan dolayı varlıksal bir tehditle karşı karşıya değildir. Diğer ülkelerin ise Suudileri desteklemek için derhal yardıma koşacaklarını da zannetmiyorum.
• Türkiye’nin gelişmelere karşı vereceği en uygun tepkinin ne olduğunu düşünürsünüz?
Türkiye olayı büyük ölçüde görmezden gelerek işin büyümesini ve gelişmelere diğer ülkelerin de karışmasını engellemeyi tercih etmelidir. Kanaatim fazla etkili olmayacağı ve dolayısıyla uzun sürmeyeceği merkezindedir. Ancak Türkiye Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da büyük bir yalnızlığa düşmüştür. Dolayısıyla, Suudi Arabistan dahil, bölgenin tüm ülkeleriyle ilişkilerini iyileştirmek mecburiyetindedir. Bunun da her biriyle sorunları görüşmeye başlamaktan başka yolu bulunmamaktadır.
Değerli ekonomim.com okurları,
ekonomim.com ekibi olarak Türkiye'de ve dünyada yaşanan, haber değeri taşıyan gelişmeleri sizlere en hızlı, tarafsız ve kapsamlı şekilde sunmak için çalışıyoruz. Bu süreçte sunduğumuz haberlerle ilgili eleştiri, görüş ve yorumlarınız bizim için çok değerli. Ancak, karşılıklı saygı ve hukuka uygunluk çerçevesinde, daha sağlıklı bir tartışma ortamı oluşturmak adına yorum platformumuzda uyguladığımız bazı kurallarımız bulunmaktadır.
Sayfamızda Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına ve evrensel insan haklarına aykırı yorumlar onaylanmaz ve silinir. Okurlarımız tarafından yapılan yorumların, (diğer okurlara yönelik olanlar da dahil) kişilere, ülkelere, topluluklara, sosyal sınıflara ırk, cinsiyet, din, dil başta olmak üzere ayrımcılık içermesi durumunda, yorum editörlerimiz bu yorumları onaylamayacak ve silecektir. Onaylanmayacak ve silinecek yorumlar arasında aşağılama, nefret söylemi, küfür, hakaret, kadın ve çocuk istismarı, hayvanlara yönelik şiddet söylemleri de yer almaktadır. Suçu ve suçluyu övmek, Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre suçtur, bu nedenle bu tür yorumlar da ekonomim.com sayfalarında yer almayacaktır.
Ayrıca, Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde doğruluğu kanıtlanamayan iddia, itham ve karalama içeren, halkı kin ve düşmanlığa tahrik eden, provokatif yorumlar da yapılamaz.
Markaların ticari itibarını zedeleyici, karalayıcı ve ticari zarara yol açabilecek yorumlar onaylanmaz ve silinir. Aynı şekilde, bir markaya yönelik promosyon veya reklam amaçlı yorumlar da onaylanmaz ve silinecek yorumlar kategorisindedir. Diğer web sitelerinden alınan bağlantılar ekonomim.com yorum alanında paylaşılamaz.
ekonomim.com yorum alanında paylaşılan tüm yorumların yasal sorumluluğu yorumu yapan kullanıcıya aittir, ekonomim.com bu sorumluluğu üstlenmez.
ekonomim.com'de yorum yapan her okur, yukarıda belirtilen kuralları, sitemizde yer alan Kullanım Koşulları'nı ve Gizlilik Sözleşmesi'ni okumuş ve kabul etmiş sayılır.
Kurallarımıza uygun şekilde saygı, nezaket, birlikte yaşama kuralları ve insan haklarına uygun yorumlarınız için teşekkür ederiz.