Yeşil fonların 50 tonu

Didem Eryar ÜNLÜ
Didem Eryar ÜNLÜ YAKIN PLAN

Yeşil tahvil; doğal yaşama, çevreye, iklime fayda sağlayarak, sürdürülebilirliğe katkıda bulunan projelere bütçe ve kaynak yaratan tahvil anlamına geliyor.           

Yeşil tahvil ihracından elde edilen fonlar; enerji verimliliği, kirliliğin önlenmesi ve kontrol edilmesi, doğal kaynakların sürdürülebilirliği, biyo çeşitliliğin korunması, sürdürülebilir su, çevre dostu temiz ulaşım gibi yeşil projelerde kullanılabiliyor.         

İlk yeşil tahvil 2007 yılında Avrupa Yatırım Bankası tarafından “İklim Farkındalığı Tahvili” adı altında yenilebilir enerji ve enerji verimliliği projelerine finansman sağlamak amacıyla çıkarıldı.         

Uluslararası Sermaye Piyasaları Birliği (ICMA) tarafından 2018 yılında yayınlanan “Yeşil Tahvil İlkeleri” (Green Bond Principles) ise, yeşil tahvil piyasası ve ihracının geliştirilmesi, bu alandaki uygulamalara açıklık kazandırılması açısından bir rehber niteliği taşıyor.        

Bu ilkeler kapsamındaki yeşil proje kategorileri; yenilenebilir enerji, enerji verimliliği, kirliliğin önlenmesi ve kontrolü, yaşayan doğal kaynaklar ve arazi kullanımının çevresel sürdürülebilir yönetimi, karasal ve su biyo çeşitliliğinin korunması, temiz ulaşım, sürdürülebilir su ve atık su geçiş için uyarlanmış ürünler, üretim teknolojileri ve süreçleri olarak sıralanıyor.          

Uluslararası Enerji Ajansı’nın tahminlerine göre, gezegenin enerji sistemini sera gazı yayan yakıtlardan kurtarmak için 2030 yılına kadar yılda 2 trilyon dolar yatırıma ihtiyaç var. Yeşil tahviller de, düşük karbon ekonomisine geçişte çok önemli bir rol üstleniyor. Dünya genelinde şirketler geçen yıl yeşil tahviller yoluyla rekor miktarda bir borçlanma gerçekleştirmiş durumda. 2020’de 534,3 milyar dolar olan fon yeşil ihracı, 2021’de 859 milyar dolara ulaştı, fakat 2022 yılında bu genişleme aynı hızda devam etmedi.

Yeni bir kavram: “Greenium”

Refinitiv’in verilerine göre; yeşil, sosyal ve sürdürülebilirlik tahvillerinin ihracı, Ukrayna savaşının da etkisiyle, 2021’in ilk altı ayına kıyasla yüzde 23 azalarak 428 milyar dolara geriledi. Ama sonuçta, gerek hükümetler gerekse kurumlar bu piyasayı seviyorlar. Bunun başlıca nedeni daha cazip oranlarda fon sağlayabiliyor olmaları, ancak “greenium” terimi yeşil tahvillerin geleneksel borçtan biraz daha düşük bir getiri sunduğu gerçeğini ifade ediyor.            

“Yeşil aklama” riski

Sürdürülebilir yatırımların son dönemde bu derece popüler bir konuma gelmesi; ESG odaklı fonlara yalnızca milyarlarca dolar çekmekle kalmadı, aynı zamanda bu iddiaya sahip fonlar üzerindeki incelemeleri de artırdı.          

Örneğin ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC) çevresel, sosyal ve yönetişim anlamına gelen ESG fonlarının; çevre, sosyal ve yönetişimsel olarak ne derece şeffaf olduğunu araştırma kararı aldı. SEC 2021 yılında “ESG ile ilgili suiistimalleri belirlemek” için, İklim ve ESG Görev Gücü kurdu.         

SEC’in bu kararının vermek istediği mesaj son derece açık: Herhangi bir fon, şeffaf bir bilgilendirme sunmadan kendini “ESG Fonu” olarak tanımlayamaz. ESG beyanları, birer reklam veya pazarlama aracına dönüştürülemez.      

Bu yaklaşım; enerji, madencilik gibi karbon ayak izi yüksek olan sektörlerin kendilerini “yeşil” olarak tanımlamalarının önünü kesmeyi de hedefliyor.

Sürdürülebilirlik bağlantılı tahviller

Sürdürülebilirlik bağlantılı tahviller (SBT’ler), ihraççının önceden tanımlanmış sürdürülebilirlik/ESG hedeflerini gerçekleştirip gerçekleştirmemesine bağlı olarak finansal veya yapısal özellikleri değişen her türden tahvil aracını kapsıyor. Bu tahviller, anahtar performans göstergesi (KPI) bağlantılı tahviller olarak da biliniyor.            

Sürdürülebilirlik bağlantılı tahviller, şirketin yerine getirmeyi taahhüt ettiği sürdürülebilirlik hedefl erine bağlı ve tahvillerin faiz oranı, sürdürülebilirlikle bağlantılı bir temel performans göstergesi ile ilişkilendiriliyor. SBT’leri yeşil tahvillerden ayıran temel fark ise, yeşil tahvillerde herhangi bir performans hedefinin bulunmaması.        

Örneğin İtalyan enerji grubu Enel’in Eylül 2019’da ihraç ettiği tahvil, ilk sürdürülebilirlik bağlantılı tahvil olma özelliğini taşıdı. Şirket; o dönemde yaptığı açıklamada, “2021 yılı sonuna kadar kurulu olan güç kapasitesinin yüzde 55’inin yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanacağı” taahhüdünde bulundu. Bu taahhüt, Enel’in bu koşulu yerine getiremezse faiz ödemelerinde 25 baz puan kaybedeceği anlamına geldi.           

Trilyon dolarlara ulaşan geçiş tahvilleri

Çevreyi yüksek oranda kirleten şirketlerin karbon emisyonlarını azaltmak için trilyonlarca dolara ihtiyacı var.         

2019 yılında, yeşil piyasanın dışında kalan enerji ve ulaşım gibi yüksek emisyonlu sektörlerdeki şirketler için “geçiş tahvilleri” olası bir çözüm olarak tartışıldı.       

Hedef; yeşil aklama ve yeşil tahvil piyasasındaki kriterleri korumak olarak belirlendi.         

Geçiş tahvilleri; yeşil bir alanda faaliyet göstermeyen bir şirketin daha yeşil uygulamalara geçmesini teşvik etmek amaçlı uygulamaları finanse etmeyi hedefleyen tahviller olarak tanımlanıyor. Elde edilen gelir ise, şirketin çevresel etkisini azaltmasını finanse etmek veya var olan durumu çevresel kriterler çerçevesinde iyileştirmek için kullanılıyor.        

Bir örnek vermek gerekirse; Brezilyalı et üreticisi Marfrig, 2019 Temmuz ayında 500 milyon dolar değerinde geçiş tahvili ihraç etti. Şirket, geçiş tahvilinin gelirlerini sadece ormansızlaşmayı engelleme taahhüdü olan çiftliklerden inek satın almak için kullanacağını açıkladı.

SOSYAL TAHVİLLER, SKA TAHVİLLERİ VE DAHA FAZLASI

İklim değişikliği ve çevre odaklı tahvillerin ötesinde, sosyal eşitlik veya adil yaşam standartlarının sağlanmasına odaklanan tahviller de mevcut.           

Örneğin, halk sağlığını iyileştirmeye yönelik bir proje için para toplayan “sürdürülebilir kalkınma amacı tahvili”, fosil yakıtlardan kaynaklanan hava kirliliğinin bir sağlık tehdidi olması durumunda kullanılabiliyor.          

Alternatif olarak, bir sosyal tahvil, aynı zamanda iklim kaynaklı bir orman yangını veya sel nedeniyle yerinden edilen insanları barındıran uygun fiyatlı bir konut projesini de finanse edebiliyor. Sosyal etki tahvilleri veya etki tahvilleri ise, finansal getirileri istenen sonuçla ilişkilendirmesi bakımından sosyal tahvillerden farklı olarak değerlendiriliyor. Sosyal etkiyi ölçmek, bilim temelli çevresel sonuçları ölçmekten daha zor. Nitekim Avrupa Komisyonu da, 2024 yılında adil ücretler ve iyileştirilmiş yaşam standartları gibi AB hedeflerini destekleyen yatırım araçlarını sınıflandırmak için Avrupa sosyal taksonomisini yayınlayacak. Öte yandan, etki tahvillerinin daha az “likit” olma eğiliminde olması, bu tahvilleri yatırım fonları için daha az cazip hale getirebiliyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar