YZ düşünsün ama nihai kararı kim verecek?
Milyonlarca bilgiyi kısa sürede tarayıp karar oluşturabilen YZ, insan ferasetini devre dışı bırakırsa dünya daha iyi bir yer olur mu? Sanmıyorum. YZ’nin ahlakı yok, erdemi yok. Onlar insanla kaimdir.
Yapay zekâ artık sadece veri işlemiyor, karar veriyor. Raporlar yazıyor, strateji öneriyor, hatta kimi zaman risk alıyor. Peki, biz ne yapıyoruz? Düşünmek mi, yoksa sadece “onayla” butonuna basmak mı? Günün sonunda nihai kararı kim verecek? Eğer bunu YZ yapacaksa, karar verici ne yapacak?
Farkında mısınız; yatırım stratejisini dahi yapay zekâ belirler hale geldi. Ekrandaki öneriler teknik olarak doğru, modellemeler ikna edici… Ama oylama geldiğinde herkes başını sallayıp susuyor: “Madem YZ böyle dedi, doğrudur.” Aslında YZ, kendi fikrini söylüyor ve kararı da sorgulanmalı.
Akıl değil, onay mekanizmasıyız artık
Farkında olmadan YZ’nin önerilerine değil, kararlarına boyun eğiyoruz. Düşünce süreci önce sadeleşti, sonra sustu, şimdi delege edildi. Zekâmız çalışıyor gibi yapıyor ama sadece dijital iradeyi onaylıyor. Dijital iradeye boyun eğmek nereden çıktı? Organik zekânın özgüveni nereye kayboldu?
YZ ekranı ne derse onu uygulayan yöneticiler çoğaldı. Ama bu, bir güven değil; sorumluluktan kaçış biçimi. Çünkü hata olursa “ben demedim, sistem dedi” diyebilmek büyük kolaylık. Bu bir tür dijital biat aslında… Biat, aklı devre dışı bırakma davranışıdır ve zaten tiranlar bizden bunu isteyegelmiştir.
İKİ SORU İKİ CEVAP / Dijital biata dair
YZ düşünüyorsa yetmez mi?
Asla yetmez. YZ düşünüyorsa, biz de düşünmeliyiz. Hatta rutin kararları ona bıraksak dahi kritik kararlarda, iki kere düşünmeliyiz. Kolaycılık, zihin konforu; daima felaketle sonuçlanmıştır. YZ’nin kararları net olsa da bağlamı anlayamaz. İnsan sezgisi devreden çıkarsa, karar sadece mekanikleşir.
Kararı YZ’ye bırakmak riskli mi?
Hem de çok riskli. Hatta tehlikeli. Çünkü karar sadece bilgiye değil, sorumluluğa da dayanır. YZ düşünür ama hesap vermez. Karar insana aittir, çünkü bedelini insan öder. YZ’nin yanlış kararı ile hareket etmiş ve zarar etmiş biri, en fazla öfkelendiği YZ’nin fişini çeker. Ama kendisi zararla kalır.
not/ Düşünmeyi YZ’ye delege ettiğinde özgürlüğünü de delege edersin
YZ ekranı çalışıyor ama yönetici susuyor. Yorum yok, şüphe yok, sorgu yok. Sistem karar verirken, insanlar sadece göz ucuyla bakıp “uygundur” diyor. Oysa karar alma hakkı, insan olmanın en temel ayrıcalığıdır. Kararı birine bıraktığında zihin özgürlüğü gider ve yerini anında dijital biat süreci alır.
YZ her şeyi daha hızlı, daha isabetli hesaplayabilir. Ama bir kararın “doğru” olması, onun “iyi” olduğu anlamı taşımaz. İyiliği bilen sistem değil, insandır. Eğer sadece “onaylıyorsak” artık karar almıyoruz, sadece kararların uzantısı hâline geliyoruz. Bu bir bakıma kendimize diktatör atamaya dönüşmüştür.
İnsan ferasetini, aklını, zekâsını ve hissiyatını devre dışı bırakan hiçbir sistem, sürdürülebilir olamaz. İnsanın karmaşık karar süreçlerinde sadece salt akıl yoktur. Sezgi vardır, içgörü vardır, ilham vardır, hata vardır. Bugün kuantum bilgisayarlar dahi, hatalarla bütünleşik çalışmak zorundadır.