Euro’ya geçiş için sandık yolu: Bulgaristan'da referandum çağrısı
Avrupa Birliği üyesi Bulgaristan’da Euro Bölgesi’ne geçiş yeniden gündemde. Cumhurbaşkanı Radev, halkın söz sahibi olması gerektiğini vurgularken, ülkede ekonomik ve siyasi çekinceler sürüyor.
Bulgaristan Cumhurbaşkanı Rumen Radev, ülkesinin para birimi olarak Euro'yu kabul edip etmeyeceklerine yönelik referanduma gidilmesi için parlamentoya talepte bulunacağını açıkladı.
Radev yaptığı konuşmada, "Avrupa Birliği'nin tam üyesi olan Bulgaristan stratejik bir kararla karşı karşıya. Bu da Avrupa para biriminin uygulamaya konması. Referandum Ulusal Meclis'in demokrasi sınavı olacak ve kimin demokrasi ilkelerine uyduğunu ve kimin Bulgarların geleceğini belirleme hakkını reddettiğini gösterecek. Referandum Bulgar demokrasisi için hayırlı olacak” dedi.
Euro için hazır mı?
Euro Bölgesi'ne girmek Bulgaristan için hiç de kolay olmadı.
Avrupa Merkez Bankası (ECB) 2024 yılında ülkedeki enflasyonun çok yüksek olması nedeniyle Euro para birliğine katılamayacağını bildirmişti.
2025 şubat ayında Sofya'da polis, Euro Bölgesi'ne katılma planlarının iptal edilmesi için yapılan gösteride protestocularla çatışmıştı. Avrupa Komisyonu'nun Sofya ofisi önünde toplanan yaklaşık bin protestocu, binaya kırmızı boya ve havai fişek fırlatarak bir kapıyı ateşe vermişti.
Bazı ekonomistler, ülkenin Euro Bölgesi'ne katılmak için kabul edilebilir ekonomik koşullardan yoksun olduğunu da iddia ediyor.
Siyaset karmaşası
AB'ye 2007'de katılan Bulgaristan, son birkaç yıldır siyasi istikrarsızlıklarla mücadele ediyor. Geçen ay kurulan yeni hükümet, Euro Bölgesi üyeliğini temel bir öncelik haline getirdi. Ancak Bulgaristan'ın Euro Bölgesi'ne katılmaya hazır olduğuna herkes ikna olmuş değil.
Parlamentodaki diğer Avrupa yanlısı partiler tarafından desteklenen hükümet, artan jeopolitik gerilimlerin ortasında Avrupa entegrasyonunu derinleştirmek için kabulün siyasi önemini vurguluyor.
Ülkeyi AB hedefinden uzaklaştırmaya çalışan Rusya yanlısı milliyetçilerin hararetli çatışmalara hazırlandıkları ve halk arasında korku yaymak için dezenformasyonu bir araç olarak kullandıkları da öne sürülüyor.