Kanalizasyona dökülen kimyasalda Parkinson tehlikesi

2017 yılında Tuzla'da kanalizasyona dökülen kimyasalın, Parkinson'a yol açabileceği ortaya çıktı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Kanalizasyona dökülen kimyasalda Parkinson tehlikesi

Geçmişte kafeinsiz kahve ve daksil gibi birçok üründe yaygın kullanılan trikloroetilenle ilgili yeni bir çalışma, bu kimyasalın birçok Parkinson vakasının önemli bir nedeni olabileceğini ortaya koydu.

Halihazırda düşük ve kanser riskiyle de ilişkilendirilen trikloroetilen, bugün eskisi kadar yaygın değil ama yanıcı bir madde olmadığı için boya sanayisi, kuru temizleme veya metal malzemelerin yağını gidermede kullanıldığı biliniyor.

Trikloroetilen aslında daha önce de Parkinson'la ilişkilendirilmişti. Bir grup bilim insanı daha 1969'da renksiz bir kimyasal olan bu maddenin Parkinson'la bağlantılı olabileceğini yazmıştı.

Yeni araştırmanın arkasındaki bilim insanları ise maddenin Parkinson hastalığındaki rolünün unutulduğunu ve o zamandan beri büyük ölçüde gözardı edildiğini savunuyor.

Independent'ta aktarılana göre, önceki araştırmaların bulgularını gözden geçiren ve hazırladıkları meta analizi Journal of Parkinson's Disease adlı bilimsel dergide yayımlayan araştırmacılar, şu ifadeleri kullandı:

"Kimyasala maruz kalma ve hastalığın başlangıcı arasındaki süre onlarca yıl olabilir. Bireyler, kimyasala maruz kaldıklarının farkında olsalar bile bunu çoktan unutmuş oluyor."

Araştırma ekibine göre bu durum, birçok Parkinson hastasının aslında geçmişte trikloroetilene maruz kalmış olabileceği ama bunun çoğunlukla gözden kaçırıldığı anlamına gelebilir.

ABD'deki Rochester Üniversitesi Tıp Merkezi'nden Dorsey, E. Ray'in liderliğindeki ekibin ele aldığı çalışmalardan biri, 2011'de 198 ikiz üzerinde yapılmıştı.

Araştırmada bu kişilerden trikloroetilene maruz kalanların Parkinson hastalığına yakalanma olasılığı 5 kat fazla olduğu öne sürülmüştü.

2017'de Tuzla'da trikloroetilen sızıntısı olmuştu

Trikloroetilen kullanımı özellikle 1970'lerde zirveye ulaşmıştı. Örneğin o dönemde ABD'de 10 milyon insanın her gün bu kimyasala maruz kaldığı düşünülüyor.

Kimyasalın kullanımı yıllar içinde giderek kısıtlandı. Ancak birçok ülke halen bu kimyasala rağbet gösteriyor.

2020'de trikloroetilenin en büyük ihracatçıları arasında ABD (20,2 milyon solar), Çin (15 milyon dolar), Japonya (7,94 milyon dolar), Hollanda (6,54 milyon dolar) ve Güney Afrika (2,34 milyon dolar) yer aldı.

Aynı yıl Türkiye de 2,16 milyon dolarlık trikloroetilen ithal etti.

Trikloroetilen, Türkiye'de 2017'deki bir kimyasal sızıntıyla gündeme gelmişti.

Tuzla'da meydana gelen olayda İstasyon, Yayla, Evliya Çelebi ve Postane mahallelerinde yayılan bir koku, bölge sakinlerinin genizlerini yakarak paniğe yol açmıştı.

Sızıntının, aynı sektörlerde ve çoğunlukla aynı amaçla kullanılan tetrakloroetilen ve trikloroetilen maddelerinden kaynaklandığı ortaya çıkmıştı. 

Kimyasalların sanayi tesisleri tarafından bölgedeki atıksu kolektör hattına kaçak döküldüğü anlaşılmıştı.

Kimyasalların içeriği, İSKİ laboratuvarında yapılan tahlil sonucu belirlenmişti. Kokuya neden olan kimyasalı döken 4 kamyon yakalanmıştı.

Parkinson hastalığı nedir?

Parkinson hastalığı beyin hücrelerinde kayıpla seyreden, kadınlara oranla erkeklerde daha sık görülen ve yavaş ilerleyen bir hareket bozukluğu.

Nörodejeneratif bir hastalık olan Parkinson; mimiklerin azalması, konuşmanın monotonlaşması ve bozulması, gövdenin hafif öne eğik pozisyon alması, hareketlerde yavaşlama, titreme, kollarda ağrı gibi belirltiler gösterebiliyor.

İleri evrelerde hastaların yatağa ve tekerlekli sandalyeye bağımlı olmasına ve sürekli bakıma ihtiyaç duymasına yol açabiliyor.

İlk kez 1817 yılında titrek felç olarak literatüre geçen hastalık çoğunlukla 40 ila 70 yaşlarında görülüyor.

Parkinson'un ileri yaşlarda daha fazla görülmesi de aslında hastaların trikloroetilenin daha yaygın kullanıldığı geçmiş yıllarda kimyasala maruz kalmış olabileceğini düşündürüyor.