VERİMDER’in 28’inci durağı Bursa oldu

Yapılarda Enerji Verimliliği Derneği’nin (VERİMDER) Ekonomi Gazetesi iş birliğiyle düzenlediği “VERİMDER Anadolu Buluşmaları”nın 28’inci durağı Bursa oldu.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
VERİMDER’in 28’inci durağı Bursa oldu

Esra Özarfat

BURSA - Enerji verimliliği, enerji tasarrufu ve iklim değişikliği konularında farkındalık yaratmak amacıyla oluşturduğu ‘Enerji Verimliliği ve Gelecek’ teması ile Anadolu Buluşmaları gerçekleştiren Yapılarda Enerji Verimliliği Derneği (VERİMDER), 28’inci toplantısını Bursa’da gerçekleştirdi.

Dalmaçyalı sponsorluğunda düzenlenen toplantının açılış konuşmasını VERİMDER İcra Kurulu Başkanı Prof. Dr. Emre Alkin yaparken, Nasıl Bir Ekonomi Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ ile VERİMDER Dernek Başkanı Çağdaş Korkmaz da programda konuşmacı olarak yer aldı.

Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Süleyman Çelik, Bursa Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, organize sanayi bölgeleri temsilcileri, sanayiciler, inşaat ve enerji sektörü temsilcileri ile çok sayıda STK temsilcisinin de yoğun bir katılım sağladığı toplantıda iklim değişikliği, enerji verimliliği ve enerji tasarrufu konularını ele alındı.

Crowne Plaza Bursa Convention Center’da düzenlenen toplantının açılışında konuşan VERİMDER İcra Kurulu Başkanı Prof. Dr. Emre Alkin, enerji maliyeti kadar enerji güvenliğinin de önemine vurgu yaptı. Enerji Bakanlığı verilerine göre konutlarda, binalarda tüketilen enerjinin sanayide tüketilen enerjiden daha fazla olduğunu, 20 milyon civarı konut ünitesinin yüzde 80’e yakınının enerjiyi verimsiz tükettiğine işaret eden Alkin, “Dünyanın her yerinde insanlar binaların enerji kimlik belgesini soruyor. Ülkemizde her konuyu detaylı incelerken, binaları maalesef önemsemiyoruz. Türkiye’nin enerji politikalarında çok dikkatli hareket etmesi gerekiyor. 2019-2020-2021 yıllarına baktığımızda yerlilik oranının da, yenilenebilir enerji oranının da hızla düşmüş olduğunu ve doğalgaza bağımlı hale geldiğimizi görürüz. Rus doğalgazına en bağımlı ülkenin Türkiye olduğunu söyleyebiliriz. Avrupalı meslektaşlıklarımız Rusya ve İranla yakınlığımız konusunda bizleri eleştiriyor ancak doğalgazın yüzde 50’sini neredeyse onlardan alıyoruz. Sonuçta diplomasi biraz da ihtiyaçlara göre yapılır. Ne kadar ihtiyacımız azalırsa diplomasimiz o kadar güçlü olacaktır. Bazı işler devrimdir bir gecede olur, bazı işler de evrimdir, tabandan yukarı doğru yapmak lazım. Biz de bu kapsamda şehir şehir gezerek bir bilinç oluşturmaya çalışıyoruz” dedi.

“İhraç ettikçe dış ticaret açığı veriyormuşuz gibi oluyor”

Binalarda enerji verimliliği çalışmalarının doğru yapılması halinde faturaların yüzde 30 ila 40 oranında azaltılabileceğini belirten Emre Alkin, “110 milyar dolara koşan bir enerji tüketimimiz var. İhracatımız rekor kırıyor ancak ithal ettiğimiz ürünlerin birim değeri ihraç ettiğimiz ürünlerin birim değerinden ortalama yüzde 32 daha fazla. İhraç ettikçe dış ticaret açığı veriyormuşuz gibi oluyor. Bunu çözmemizin bir yolu ara malı ithalatımızı yarıya kadar indirecek müthiş işler yapmak. Sayın Varank Bakanımız geçenlerde bunun müjdesini verdi. Ayrıca ithalatımızın en büyük kalemini oluşturan enerji işinde daha aklı başında adımlar atmamız lazım” diye konuştu.

Dijitalleşmenin enerji tasarrufu sağladığı yolundaki kanaatlerin doğru olmadığına da işaret eden Emre Alkin, “Amerika'daki çocukların bugün oynadıkları dijital oyunların toplam karbondioksit salınımı Amerikan otobanlarındaki 5 milyon aracın saldığı karbondioksit gazına eşit. Zannetmeyin ki dijitalleşmeyle daha az enerji harcayacağız. Tam tersi. O nedenle bütün dijital firmalar 2050 yılına doğru bugünkünün 20 kat daha fazla tasarruflu teknolojileri üretmeye çalışıyorlar. Türkiye karbon salınımı açısından dünyada orta sıralarda yer alıyor” değerlendirmesini yaptı. Emre Alkin, özellikle enerjiyle alakalı hızlı iniş çıkışların olacağı bir sürece girilirken ve enflasyonun küresel etkisinin süreceği bilinciyle firmaların kendilerine uygun bir endeksleme yaparak öngörülerde bulunması uyarısında bulundu.

25 milyona yakın konutun %70’den fazlası verimli değil

Toplantıda söz alan VERİMDER Başkanı Çağdaş Korkmaz, 2021 yılında 60 milyar dolar olan Türkiye’nin enerji faturasının geçen yıl 100 milyar doları geçtiğini, Türkiye’nin enerji alanında yüzde 70 oranında dışa bağımlı olduğunu vurguladı. Enerji maliyetleri kadar enerjiye ulaşım konusunda da zor bir dönemden geçildiğine dikkati çeken Korkmaz, binaların en fazla enerjinin kullanıldığı alanlar olarak öne çıktığını söyledi. Çağdaş Korkmaz şunları söyledi: “Bizim asıl amacımız enerji tasarrufundan öte konforumuzu bozmadan enerjimizi verimli kullanabilmek. Binalarımızda yüzde 80 oranında ısıtma ve soğutma amaçlı enerji harcıyoruz. Ülkemizde yaklaşık 25 milyona yakın konut yer alıyor. Bunların da yüzde 70’den fazlasının enerji verimliliğine sahip olmadığını görüyoruz. 25 milyon konutta enerji verimliliğini sağlamış olsaydık her yıl en azından ülke ekonomisine en az 10-12 milyar dolarlık bir kazanç sağlamış olabilirdik. Çok hızlı bir şekilde enerji verimliliğiyle ilgili eylemleri, planları, uygulamaları, yasaları, yönetmelikleri, destekleri hayata geçirmemiz gerekiyor.”

‘0’ enerjili binalar yapılacak

Avrupa’da yapılan uygulamalar, belirlenen hedefler ve sağlanan fonlarla ilgili bilgiler veren Çağdaş Korkmaz, Türkiye’de de bu alanda 2’nci eylem planının hazırlandığını aktardı. Enerji tasarrufu konusunda halkın yüzde 65’inin farkındalığa sahip olduğunu kaydeden Korkmaz, ancak harekete geçme noktasında birlikte hareket etme ve işin maliyet boyutları gibi etkenler nedeniyle gecikmeler yaşandığını anlattı. Türkiye’nin de imza koyduğu Paris İklim Antlaşması'nın önemine de vurgu yapan Çağdaş Korkmaz, iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine de işaret ederek 1,5 derecelik bir sıcaklık artışının hedef değer olmaktan çıkarak sınır değer haline geldiğini söyledi.

Korkmaz, 2050 yılında yaşayacağımız binaların neredeyse yüzde 70’inin henüz var olmadığını belirterek bunun verimli binalar oluşturmak için bir fırsat olduğunun altını çizdi. Çağdaş Korkmaz şu bilgileri verdi: “2022 yılının Şubat ayında Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı neredeyse sıfır enerjili binalar yönetmeliğini yayımladı. Buna göre 1 Ocak 2023 itibariyle 5 bin metrekare inşaat alanı olan tüm yapıların artık neredeyse sıfır enerjili bina konseptinde yapılması gerekiyor. En az yüzde 5 oranında o binalarda yenilebilir enerjinin de kullanılması gerekiyor. 1 Ocak 2025’te bu sınır 2 bin metrekareye düşecek ve yüzde 10 yenilenebilir enerji kullanılması şartı getirilecek. Binalarda doğru yapılan enerji verimliliği uygulamaları en az 3 ila 5 yıl arasında kendini amorti ediyor. Örneğin 2020 yılının kış ayında evini yalıtım yaptırmış bir vatandaş artan enerji maliyetleri nedeniyle 2022’nin kış ayında yatırımını amorti etmiş oldu, artan enerji maliyetlerinden de en az şekilde etkilendi.”

Nasıl Bir Ekonomi Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ da iklim değişikliğinin önemine işaret ederek, yenilenebilir enerji alanında da dünyada bir teknoloji yarışının hız kazandığını ifade etti.

Belediyeden iklim değişikliğine karşı ortak deklarasyon

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Vekili Süleyman Çelik de kentin doğu ve batısında kurulan katı atık tesislerinde kent içi atıklardan elektrik üretildiğini hatırlatarak, gün geçtikçe bir kriz haline dönüşen iklim değişikliğinin şehirlerin karşı karşıya kaldığı en büyük sorunlardan biri olduğuna işaret etti. Bursa Büyükşehir Belediyesi olarak 2014’ten bu yana sürdürülebilir enerji ve iklim değişikliği uyum planı çerçevesinde projeler yürüttüklerini anlatan Çelik, bu alanda etkin bir mücadele sürecinin yürütülmesinin farklı kurum ve sektörler arasındaki sıkı bir işbirliği ve eşgüdüm ile mümkün olduğunu dile getirdi. Çelik, Belediye olarak hayata geçirdikleri Bursa İklim Değişikliği İşbirliği Deklarasyonu Programı ile kentteki kurum ve kuruluşların iklim değişikliğine karşı ortak bir deklarasyon yayınlayarak iklim değişikliğiyle mücadelede kararlı olduklarına yönelik niyet beyanında bulunmalarını hedeflediklerini hatırlattı.

“Türkiye’deki ilk 3 üniversiteden biriyiz”

Çevrenin sonraki nesillere aktarılacak bir emanet olduğuna vurgu yapan Bursa Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz ise “İhlal ettiğimiz dünyayı tekrar yaşanabilir, tasarruf edilebilir, daha verimli kullanılabilir bir dünya haline nasıl getiririzin gayreti ve çabası içerisindeyiz. Terazinin bir kefesinde gelişme, modernleşme bir tarafında da hiç olmazsa mevcudu koruma yer alıyor. Böyle bir ikilemle karşı karşıyayız. Onun için çok dikkatli olmamız gerekiyor. Belirlenen hedeflere ulaşabilmek için her bireyin çaba göstermesi gerekiyor. Üniversitemizin 15 bin dönüm arazisinin 5 bin 500 dönümü 40 yaşında çam ormanı bulunuyor. Sürdürülebilirlik ve çevre eğitiminde Türkiye’deki ilk 3 üniversiteden biriyiz” dedi.