TGSD Başkanı Ramazan Kaya: Giyimde yalancı bahar yaşadık, temel sıkıntımız kârsızlık
Hazır giyim sektöründe ihracat kaybının dünya genelinde yüzde 11-12 olduğunu belirten TGSD Başkanı Ramazan Kaya, “İhracattaki düşüşümüz dünya ile paralel. Ancak bizim yaşadığımız sıkıntı kârsızlık. Devletin bu dönemde sektörün arkasında durması lazım. Bayramdan önce yaşadığımız yalancı bahar çabuk bitti” dedi.
İLHAN DUMAN
Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Ramazan Kaya, Nasıl Bir Ekonomi TV’de yayınlanan Ekonomi Masası’nda, sektördeki gelişmeleri, yaşadıkları sorunları ve talepleri dile getirdi.
Son 2 yıldır yaşadıkları tablonun çok iç açıcı olmadığını ifade eden Kaya, pandemiden sonra yaşanan enflasyon ve resesyonun dalgalarını yaşadıklarını belirterek, “Bu bir dip dalga ve bu dip dalgayı açıkçası yaşayacağız” dedi. Bu yılın 7 aylık döneminin istedikleri gibi geçmediğini belirten Kaya, “Bu yıla kura olan baskı, finansmana erişim sıkıntısı, finansman maliyetinin pahalı olması gibi etkenlerle başladık” dedi. Ellerindeki sınırlı sermayeyi kullanmaya çalıştıklarını ifade eden Kaya, “Sermaye yetmediği zaman piyasa kredisi ya da banka kredisiyle yolunuza devam ediyorsunuz. Bugün her şeyin peşine döndüğü, finansmana erişimin sıkıntılı olduğu, hatta finansal maliyetlerin çok pahalı olduğu bir dönemi yaşıyoruz” diye konuştu.
“Devletin, sektörün arkasında durması lazım”
TGSD Ekonomi Danışmanı Dr. Can Fuat Gürlesel ile birlikte bir analiz yaptıklarını aktaran Ramazan Kaya, “Dünya hazır giyim ihracatına baktık. Dünya hazır giyim ihracatında da yüzde11-12 daralma var. İhracattaki düşüşümüz dünya ile paralel. Hatta bizim rekabet ettiğimiz ülkeler Çin, Bangladeş ve Vietnam’daki daralma yüzde 13-15 dolayında. Ancak bizim yaşadığımız sıkıntı kârsızlık. Kârsızlıkla devam etmek çok kısa süre oluyor. Devletin, bazı dönemlerde bazı sektörlere el atması, bu sektörlerin arkasında durması lazım. Eximbank kaynakları açıldı ama o kaynağı kullanabilmek için yine bir teminat mektubuna ihtiyaç var. Yani yine bir kredibiliteye ihtiyaç var. Bundan dolayı devletimizden bu dönem maliyetlerimizi bir noktada tutup, finansmana daha hızlı erişim adına adımlar bekliyoruz” diye konuştu.
Mağazaların satış yapamamasının sektörü ciddi şekilde etkilediğinin altını çizen Kaya, “Hanehalkı harcamadı. Bayramdan önce yalancı bahar dediğimiz durumu yaşadık. Haziranda işlerde kıpırdanmalar oldu ama maalesef bayramdan sonra tekrar düşüş oldu. Kızıldeniz'deki ve lojistik sistemindeki aksamalardan dolayı bir nebze avantajlarımız oldu. Bangladeş'te birtakım problemler var. Onun belki avantajları olabilir. Ama bizim çalışmalarımızı bunlara bağlı olarak yapmamamız gerekiyor. Sürdürülebilir bir hareket yapmamız gerekiyor. Son çeyrekte biraz hareketlenme bekliyoruz. Bundan dolayı özellikle yakından tedarik, tedarik güvenliği daha sürdürebilir ürünler açısından yine Avrupalı müşterimiz Türkiye'ye dönüp bu ürünleri bizden alacaklar” yorumunu yaptı.
“Sektörü göz ardı etmek imkansız”
Aslında sektörün dönüşümle bir disipline döndüğünü vurgulayan Kaya, “Dönüşüme birkaç yıl önce başlamıştık. Bugün, bunun hızla devam ettiğini görüyoruz. İş modellerimizin değiştiğini, lojistik merkezlerin daha farklı şekilde konumlandığını görüyoruz. Online platformların arttığını görüyoruz. Sınırda karbon salımı vergilerinin özellikle 2026 yılında oluşacağı ile ilgili beklentilerimiz var. Bu sektör ülkemiz için çok önemli. Sektörümüzü sanayinin bir çimentosu olarak görmek lazım. 40-45 yılda bu noktaya gelmiş olan bir sektörüz. Bu sektörü göz ardı etmek imkânsız. Özellikle Anadolu'daki istihdamlar, üretimler, fabrikalar bu ülke için çok önemli” dedi.
Tekstil, hazır giyim, perakende, bavul ticareti olarak bakıldığında toplamda 80 milyar dolar dolayında hacim olduğunu kaydeden Ramazan Kaya, “19 milyar dolar civarında ihracata karşılık 2,5-3 milyar dolar civarında bir ithalat var. Aşağı yukarı 16 milyar dolar net bir dış ticaret fazlası var. Burada emek yoğun bir sektör var. Tektil ve hazır giyimde 1,1 milyon, perakende de dahil edildiğinde yaklaşık 1,5 milyon kişi istihdam ediliyor. Ülkemizin en çok ihracat yapan üçüncü sektörüyüz. Önümüzdeki süreçte yeni iş modelleriyle, farklı çıkış alanlarında geçiş göstereceğiz” diye konuştu.
“Sektörde e-ticaret yüzde 15-20’lere yaklaştı”
Özellikle pandemiyle beraber tüketim alışkanlıklarının değiştiğinin altını çizen Kaya, başta Z kuşağı olmak üzere tüketicinin çevreye daha duyarlı, daha sürdürebilir ürünlere yöneldiğini söyledi. Bu tüketim alışkanlığıyla birlikte hızlı modanın, yavaş modaya döndüğünü ifade eden Kaya, şöyle devam etti: “Dolayısıyla artık müşterinin zaman baskısı kalktı. Bu nedenle bize alternatif olan ülkeleri tercih etmeye başladı. Son 2 yıldır yaşanan maliyet ve enflasyondan dolayı ciddi işçilik maliyetlerimiz oldu. Bugün üretimde işçilik maliyetine baktığımızda kişi başına neredeyse 1.100 dolar civarında bir rakamla karşılaşıyoruz. 15 yıl geriye döndüğümüz zaman bu rakam 600-650 dolar civarındaydı. Fakat tüketim ve ürün alışkanlıklarının değişmesi bizim için büyük bir avantaj. E-ticaret platformlarının gelişmesi çok önemli. Bugün e-ticaret yüzde 15-20’lere yaklaştı. Avrupa'da Almanya, İngiltere'de Fransa gibi ülkelerde yüzde 20-30 arasında e-ticaret oranları var. Bunlar büyük oranlar. Biz de oraya doğru gideceğiz. Önümüzdeki süreçte mağazaların, faaliyetlerine devam edebilmek için online platformlarını güçlendirmeleri gerekecek.”
Türkiye’nin tekstil ve hazır giyimde 40-45 yıldır imalat ve üretim sektörünün içinde olduğunu aktaran Kaya, “Baktığımız zaman, markaların üreticileriyiz. Bizler de aslında bir markayız. Bu farklı bir genetik. Markaların da üreticileri olması gerekiyor. Biz burada temeli ve basamakları atladık. Şimdi artık eskisinden daha hızlı bir şekilde marka olabiliriz. Bu üretim gücümüzle, know-how ile teknoloji altyapımızla online platformlarda mağaza olmak artık daha kolay. Eskiden mutlaka fiziksel yerler açmanız gerekiyordu. Şimdi pazar yerlerinde bir yer açarak kendinizin markası olabilirsiniz. Önümüzdeki 3-5 yıl içinde çok ciddi online markalarımızı göreceğiz” dedi.
“Maliyet yüzde 70-80, kur yüzde 15-20 arttı”
Kur konusuna da değinen Ramazan Kaya, kurun enflasyon derecesinde artmasını beklediklerini dile getirdi. Enflasyonla kurun dengeli olmasından yana olduklarını belirten Kaya, “Aşırı bir kur beklentimiz yok ama bugün kur enflasyonun çok altında kaldı. Yılbaşından beri kağıt üzerinde yüzde 70-80’lere varan maliyet artışlarıyla karşı karşıya kaldık. Zaten yılbaşında yüzde 50 asgari ücret artışı oldu. Yılın ortasında enerji ve akaryakıta gelen zamlarla beraber genel giderlerimiz arttı. Buna hammadde giderleri dahil değil. Kurun artışına baktığımız zaman yüzde 15-20 civarında. Aradaki rakamı mutlaka fiyata koymanız gerekiyor. Avrupa'ya ve Amerika'ya sattığınız zaman bu aşırı rekabet ortamında bu fiyatları yedirmek de kolay olmuyor. Bizim sektörümüz son 1,5-2 yıldır çok ciddi bir şekilde kârsızlık içinde. Sınırlı sermaye ve krediyle bunu devam ettiriyoruz. ‘İhracatçıya özel kur’ dediğimizde Hazine ve Maliye Bakanlığımız, Ticaret Bakanlığımız tarafından bazen yanlış anlaşılıyor. Bizim hayatımızı devam ettirmemiz gerekiyor. Edindiğimiz pazarlar bir günde edinilmedi. Ama kaybetmek çok kolay ve bu pazarları kaybettiğimiz zamanda bir geri dönüş çok da kolay olmuyor” açıklamasını yaptı.
Ramazan Kaya’dan öne çıkan başlıklar
- Geçen seneye göre kilogram birim fiyatımızda yüzde 3 civarında gerileme var. 15,76 dolardan 15,30 dolar civarına geriledik
- 2 yıl içinde hazır giyim sektöründe 110.000 kişilik istihdam kaybı oldu. Bu çok ciddi bir kayıp.
- Kurun enflasyon derecesinde artmasını bekliyoruz. Yılbaşından beri maliyetlerimiz 70-80 arttı. Kurdaki artış yüzde 15-20. Aradaki rakamı mutlaka fiyata koymanız gerekiyor. Ama bu kolay olmuyor.
- Tüketim ve ürün alışkanlıklarının değişmesi bizim için büyük bir avantaj. E-ticaret platformlarının gelişmesi çok önemli. Bugün e-ticaret yüzde 15-20’lere yaklaştı.
- Üretim gücümüzle, know-how ile teknoloji altyapımızla online platformlarda mağaza olmak artık kolay. Önümüzdeki 3-5 yılda çok ciddi online markalarımızı göreceğiz.