Sektör, yeni bir döneme giriyor
Avrupa’nın en büyük üreticisi Türk çelik sektörü, 1 Ocak 2026’da Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) ile yeni bir döneme girecek. Sektör, Avrupa ile ticaretin kurallarını yeniden belirleyecek olan SKDM’nin yanı sıra ABD’nin gümrük vergilerini artırması, Avrupa’nın kendi çelik üreticisini ayağa kaldırma girişimleri ve dünyada yükselen korumacılık dalgasıyla zorlu bir süreç yaşayacak.
MURAT KÜÇÜK |MURAT KÜÇÜK
Uzun süredir başta demir çelik olmak üzere, birçok sektörün gündemini meşgul eden ve bizim de sıkça sayfalarımıza taşıdığımız Avrupa Birliği Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM), 1 Ocak 2026 itibariyle devreye giriyor. Çevresel sürdürülebilirlik hedeflerini desteklemeyi amaçlayan SKDM, en kısa tanımı ile üretilen mal ve hizmetlerin iklim dostu bir perspektifle yönetilmesini amaçlıyor. Hatırlanacağı üzere birinci fazda SKDM Tüzük Metni, Avrupa Parlamentosu tarafından 10 Mayıs 2023 tarihinde imzalanarak 16 Mayıs 2023 tarihli AB Resmi Gazetesi’nde yayımlanmış, 17 Mayıs 2023’te de yürürlüğe girmişti. Mali yükümlülüklerin olmadığı ve 1 Ocak 2026’ya kadar devam eden bu süreçte çimento, elektrik, gübre, demir çelik, alüminyum ve hidrojen sektörleri SKDM'nin kapsamında yer almış, bu sektörlere emisyonlarını raporlama zorunluluğu getirilmişti. Karbon vergisinin olmadığı bu dönem, bir nevi geçiş dönemi olarak adlandırılıyordu.
1 Ocak 2026 itibarıyla uygulanmaya başlanacak Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması ile Türk demir çelik sanayisi yeni bir döneme girecek. Geçiş dönemi geride kalacak ve bundan sonraki süreçte AB’nin çelik ithal ettiği her firma, üretim, lojistik ve diğer süreçler nedeniyle yarattığı karbon emisyonundan ötürü mali yaptırıma tabi tutulacak. Sektörün önde gelen temsilcilerinden ADMİB ve Tosyalı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı, SKDM’nin ihracata ton başına yaklaşık 60 Euro karbon maliyeti ekleyeceğine dikkat çekiyor. Raporlama uzmanlarının görüşleri de aynı yönde. Dünya Çelik Birliği 2025-2026 Dönemi Başkanı ve Çolakoğlu Metalurji Genel Müdürü Uğur Dalbeler ise AB’nin karbonsuzlaşma hedefleri kapsamında kendi çelik üreticisine verdiği destekleri hatırlatıyor. Dalbeler, rekabette güçlü kalabilmek için Türkiye’nin bu konuda aksiyon almasına vurgu yaptı.
ABD ve Çin’in hamleleri ihracatı zora sokuyor
Demir çelik sektörünün gündeminde yalnızca SKDM yok. Birçok ülkede artan korumacılık eğilimleri, ABD’nin uyguladığı yüzde 50 oranındaki gümrük vergileri ve Avrupa Birliği’nin ithalat kota miktarını düşürüp vergiyi artırmaya yönelik yeni düzenlemeleri de ihracata ilişkin riskler yaratıyor. Bir başka sorun da Çin’in daralan iç pazar sonrası küresel piyasaya rekabeti sekteye uğratacak şekilde çelik arz etmesi. Yakın zamana kadar çelik ihracatı 60 milyon ton olan Çin, bu rakamı 120 milyon ton seviyesine yükseltti. Düşük maliyetli üretimin merkezi Çin’in çelik ihracatına yönelmesi, Türkiye’yi alternatif pazarlarda zora sokabilir. AB’de yaşanacak olası talep daralması için önlem alan Türk üretici, Afrika ve Güney Amerika üzerinden yol haritaları belirliyor. Çin’in AB’ye girişi zor olsa da yerli sanayicinin büyümeyi planladığı pazarlarda düşük fiyatla var olması, uzak ihtimal değil. AB’nin çelik ithalat kotalarını yüzde 47 oranında azaltarak yıllık 18,3 milyon ton seviyesine düşürmeyi planladığını söyleyen Türkiye Çelik Üreticileri Derneği Genel Sekreteri Veysel Yayan, Avrupa’nın kendi üreticisini koruma konusunda keskin tavır koyduğunun altını çiziyor. Keza Avrupa’nın son dönemde hurda çıkışını da zorlaştırması, çelik sektörünü yeniden biçimlendireceğine ilişkin güçlü bir mesaj olarak algılanıyor. Özetle Avrupa, hem çelik ithalatını düşürmeyi hem de hurda ihracatını engellemeyi amaçlıyor.
Türkiye, Avrupa’da lider, dünyada 7'nci
Rakamlara gelecek olursak Türkiye, tüm bu şartlara rağmen Avrupa’nın en büyük çelik üreticisi konumuna ulaşarak önemli bir başarıya imza attı. Türk çelik sektörü, ocak-eylül döneminde 28,1 milyon ton ham çelik üretti. Ocak-eylül döneminde küresel çelik üretimi yüzde 1,6 düşüş gösterirken, Türkiye'nin 9 aylık üretimi yüzde 1 arttı. Böylece Türkiye, Hindistan ve ABD ile birlikte üretimi büyüyen ülkeler arasına girdi. Bu rakamlara göre Türkiye, Almanya’yı geçerek Avrupa’nın en büyük çelik üreticisi olduğu gibi dünyada da 7'nci sırada konumlandı.
En büyük ihracat pazarı Romanya
Avrupa’nın en büyük çelik üreticisi Türkiye, 2025 Ocak-Ekim döneminde 16 milyon ton çelik ihracatına imza attı. Demir çelik, bu rakamlar ile Türkiye’nin ihracatçı sektörleri arasında ilk beşte konumlanmaya devam etti. Bahse konu 10 aylık dönemde Romanya, Türkiye’nin en büyük ihracat pazarı oldu. Türkiye’nin en güçlü ikinci ihracat pazarı olan İtalya’yı üçüncü Fas ve dördüncü İspanya takip etti. Sektörde ihracatın ithalatı karşılama oranı 2023'te yüzde 56,6'dan 2024'te yüzde 74 seviyesine yükseldi. 2024 Ocak-Eylül döneminde yüzde 77,8 olan ihracatın ithalatı karşılama oranı, bu yılın aynı döneminde yüzde 78 seviyesine yükseldi.
Dünya çeliğinin başında bir Türk var
Sektörün duayen isimlerinden Çolakoğlu Metalurji Genel Müdürü Uğur Dalbeler, küresel çelik endüstrisinin çatı kuruluşu Dünya Çelik Birliği'nin (World Steel Association) 2025-2026 dönemi başkanlık görevini devraldı. Bu göreve gelmeden önce, 2024-2025 döneminde birliğin başkan yardımcılığını yürüten Uğur Dalbeler, 2020 yılından bu yana Worldsteel İcra Kurulu Üyesi olarak da Avrupa çelik endüstrisini temsil ediyor ve küresel politikalarda aktif rol alıyor. Dalbeler, aynı zamanda Türkiye Çelik Üreticileri Derneği (TÇÜD) Yönetim Kurulu Üyeliği ve Türkiye Çelik İhracatçıları Birliği (ÇİB) Başkan Yardımcılığı gibi ulusal görevleri de yürütüyor. Gazetemizin ikinci sayfasında Vahap Munyar'a açıklamalarda bulunan Dalbeler, başkanlığı döneminde sürdürülebilirlik, dijitalleşme, ticaret dengeler, iklim değişikliğiyle mücadele ve sektörel dönüşüm alanlarında etkin liderlik gösterecek.