Görünmeyen bir kimlik kaybı: Herkesi memnun etme sendromu
Toplumda fark edilmeden yaygınlaşan “herkesi memnun etme hastalığı”, bireylerin sınırlarını ihmal edip kimliklerini bastırmalarına yol açıyor. Çocuklukta koşullu sevgiyle gelişen bu eğilim, yetişkinlikte onay arayışı, “hayır” diyememe ve suçluluk duygusuyla kendini gösteriyor. Peki, neden sürekli “evet” diyoruz? Herkesi memnun etme sendromu nedir? Detaylar haberimizde…
GÖRÜNMEYEN YÜK: HERKESİ MEMNUN ETME SENDROMU
Toplumun hızla değişen dinamikleri, bireylerin kendini sürekli kanıtlama ihtiyacını artırıyor. Herkesin beğenisini kazanma arzusu, zamanla doğal bir refleks haline geliyor. İnsan, kabul görmek için kendi sınırlarını zorlamaya başlıyor. Bu durum, başlangıçta uyum çabası gibi görünse de derinlerde bir kimlik aşınmasına neden oluyor. Kişi, başkalarının beklentilerini karşılamaya çalışırken kendi önceliklerini unutuyor. Uzun vadede bu baskı, fark edilmeden ruhsal yorgunluğa dönüşüyor. Toplumun onay mekanizmaları, bireyin kendi sesini bastırıyor. Bu sessizlik, zamanla kişisel bir iç çatışmayı doğuruyor. Kendini ifade etme isteği ile memnun etme zorunluluğu arasında ince bir çizgi oluşuyor. Bu çizgi giderek silikleştiğinde birey, kim olduğunu hatırlamakta zorlanıyor. Görünürde her şey yolundaymış gibi olsa da içsel bir tükenmişlik kaçınılmaz hale geliyor. Bu sendrom, modern çağın görünmez hastalıklarından biri olarak kabul ediliyor.