Avrupa ülkelerinin çoğu, tasarının yalnızca “çok büyük ölçekli” şirketleri kapsayacak şekilde daraltılmasını destekliyor. Ancak bu geri adım, yatırımcılar ve sürdürülebilirlik savunucuları tarafından eleştiriliyor.
Avrupa Birliği’nin (AB) kurumsal sürdürülebilirlik yasası bir kez daha daraltılıyor. Avrupa Parlamentosu’nun hukuk komitesi, geçtiğimiz günlerde yaptığı oylamada, şirketlerin tedarik zincirlerinde insan hakları ve çevre ihlallerinden sorumlu tutulmasını öngören yasa tasarısının kapsamını daraltma yönünde oy kullandı.
“Kurumsal Sürdürülebilirlik Durum Tespiti Direktifi (CSDDD)” olarak bilinen düzenleme, geçtiğimiz yıl kabul edilmişti. Yasa, şirketlerin tedarik zincirlerinde insan hakları ihlalleri veya çevreye zarar veren faaliyetleri tespit edip önlem almalarını zorunlu kılıyor; aksi halde küresel cirolarının yüzde 5’i oranında para cezası öngörüyordu.
Ancak son oylamada, Avrupa Parlamentosu’nun Avrupa Halk Partisi (EPP) öncülüğündeki hukuk komitesi, bu yükümlülüklerin yalnızca 5 binden fazla çalışanı olan ve yıllık cirosu 1,5 milyar Euro’yu aşan şirketleri kapsamasını önerdi. Mevcut düzenleme, bin çalışan ve 450 milyon Euro ciro eşiğini baz alıyordu.
İklim Planı zorunluluğu da kaldırılıyor
Yeni öneriyle birlikte, şirketlerin iklim hedefl eriyle uyumlu “geçiş planları” hazırlama zorunluluğu da kaldırıldı. Yasa tasarısının raportörü olan İsveçli parlamenter Jorgen Warborn, yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Avrupa Halk Partisi olarak hedefimiz, kuralları sadeleştirmek, işletmelerin üzerindeki yükü azaltmak. Bugünkü oylamayla, öngörülebilirliği artırıyor ve Avrupa şirketlerine daha istikrarlı bir ortam sağlıyoruz.”
Komite, Parlamento’nun bu taslağı temel alarak AB Konseyi ile nihai müzakerelere başlamasını talep etti. Avrupa Parlamentosu’nun tamamı, önümüzdeki hafta bu önerilerin doğrudan müzakereye taşınıp taşınmayacağına karar verecek.
Üye devletlerden destek, yatırımcılardan tepki
Avrupa ülkelerinin çoğu, tasarının yalnızca “çok büyük ölçekli” şirketleri kapsayacak şekilde daraltılmasını destekliyor.
Ancak bu geri adım, yatırımcılar ve sürdürülebilirlik savunucuları tarafından eleştiriliyor.
Birçok uzman, değişikliklerin Avrupa’nın kurumsal hesap verebilirliğini zayıfl attığını ve iklim hedefl erine yönelik yatırım çekme kapasitesini düşürebileceğini savunuyor. Avrupa’daki büyük enerji ve sanayi şirketlerinden bazıları, özellikle TotalEnergies gibi gruplar, yasaya başından beri karşı çıkıyor. Şirketler, bu tür düzenlemelerin rekabet gücünü azaltacağını ve Avrupa sanayisini yabancı rakipler karşısında dezavantajlı hale getireceğini öne sürüyor.
Diğer yandan, E3G ve YouGov tarafından Ağustos ayında 2 bin 500 Avrupalı üst düzey yöneticiyle yapılan bir anket, şirketlerin büyük bölümünün aslında sürdürülebilirlik planlamasına sıcak baktığını gösterdi. Katılımcıların yüzde 63’ü, büyük şirketler için iklim geçiş planı zorunluluğunu desteklerken; yalnızca yüzde 11’i karşı çıktı.
Siyasi ve ekonomik bir gerilim alanı
CSDDD, Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın en tartışmalı bileşenlerinden biri haline gelmiş durumda. Özellikle ABD, Katar ve bazı ticaret ortakları, AB’nin bu yasa ile “yabancı şirketlere gereğinden fazla müdahale ettiğini” ileri sürüyor.
Tartışmanın merkezinde ise şu soru var: Avrupa, sürdürülebilirliği küresel bir standart haline getirirken rekabet gücünü koruyabilir mi? Bu son değişikliklerle birlikte, AB’nin yeşil dönüşüm iddiası ile ekonomik pragmatizmi arasındaki çizgi daha da inceliyor. CSDDD’nin geleceği, önümüzdeki haftalarda Avrupa Parlamentosu Genel Kurulu’nda yapılacak oylamayla netleşecek.