“Fikrim değişti: yıl bitmeden bir faiz artışı daha olabilir..”

Emre ALKİN PAYLAŞMASAK OLMAZDI

Pazartesi günü şöyle bir yorum paylaşmıştım:

“…Merkez Bankası’nın aldığı faiz kararı ve açıklamasından anladığımız şu ki, bu yıl başka bir faiz artırımı olmayacak. Çünkü metinde “dezenflasyon ortamı tamamlanmak üzere” diye tarif edilecek bir ibare kullanılmış. Aslında seçimlere kadar lazım olmazsa başka bir faiz artışının olmayacağını da düşünebiliriz. Yine de belirli bir patikaları yok, sizi uyarayım. Yıl bitmeden bir artış daha yaparlarsa şok olmam...

Aslında bu faiz adımı uluslararası kurumların beklentilerinin üzerinde ama arzu ettikleri şekilde oldu. Büyük ihtimalle Merkez Bankası yönetimi finans kuruluşlarıyla ilgili temaslarında nasıl bir patika izleyeceklerine dair ipuçları veriyorlar. Böylece daha önceki yönetim zamanında yaşanan “analizlerde ters ayakta yakalanma” sorunu ortadan kalkmış gözüküyor. Ayrıca uluslararası kurumların beklentileriyle Merkez Bankası’nın kararları uyumlu şekilde devam ettikçe CDS primleri düşüyor, dış borçlanma yapanların işleri kolaylaşıyor.…” 

Böyle dedim ama, artık Merkez Bankası’nın finans kuruluşlarının dümen suyuna girmiş olduğunu söyleyebilirim. Çünkü beklenenden daha yüksek faiz artışına rağmen piyasanın yıl bitmeden 250 baz puanlık artış istediğini görüyorum. 

500 baz puanlık artışa rağmen mevduat faizlerinde sadece 1-2 puan yükselme gerçekleşti ve bankaların politika faizleri yükselse de, müdileri daha fazla memnun etmeyeceklerini anlıyoruz. Dolayısıyla politika faizlerini mevduat faizlerinin yanına çekmek istemeleri doğal. 

Bazı özel bankaların yöneticileri “politika faizleri % 42.5 olursa asıl reel faiz bölgesine girilmiş olur” şeklinde açıklamalar yapıyor ama meselenin bu olmadığını biliyoruz. Merkez Bankası faizleri artırdıkça CDS primleri düşüyor ve yurt dışından finansman maliyeti azalıyor. Bankalar sendikasyon kredilerinin maliyetini düşürmek amacıyla Merkez Bankası yöneticilerine cesaret veriyorlar gibi gözüküyor. Yoksa bu faizlerle iş yapıp para kazanmanın kolay olmadığını hepimizden daha iyi biliyorlar. 

Faizlerin bu seviyesinin yurt içi yerleşikleri dövizden vazgeçirmeye yetmediği aşikar. Ancak gidecekleri başka yer de yok. KKM’de en az üç ay olan mevduatlar, TL’de giderek 32 güne doğru sıkışmakta. Yani KKM’den kurtulma planı çok uzun vadeye yayılacak. Dün Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın “acelemiz yok” demesi bu açıdan dikkat çekici idi. 

Dolar her gün yükseldiği için döviz KKM’lerde vadesi dolanlar TL faize dönmekte hala tereddüt ediyorlar.  Döviz tevdiatı hesaplarında ise son zamanlarda tekrar yükseliş başladı. Tüm bunlar bize gösteriyor ki, Merkez Bankası fırsatını buldukça faiz artırmaya devam edecek. Aralık ayında da yapabilir ama faiz artışını Nisan ve Mayıs aylarına da erteleyebilir.

Banka sektöründen gelen açıklamalar neticesinde Aralık ayında son bir faiz artırımı için hamle yapması ihtimalini atlamamak gerektiğine inanıyorum.

Tüm yazılarını göster